Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2554
KARAR NO: 2020/3819
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI: 2015/505 E., 2018/380 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 03/08/2012 tarihinde yayalara yeşil ışık yandığı esnada yaya olarak karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarpması sonucunda yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya karışan aracın davalı …’den 53212437 poliçe numaralı Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile kaza tarihini kapsar şekilde sigortalandığını, 12/05/1966 doğumlu olan müvekkilin kaza tarihi itibari ile 46 yaşında olduğunu, bu kazanın oluşumunda trafik kaza tespit tutanağında da açıkça görüleceği üzere davalı şirket sigortalısı …’ın tam kusurlu olduğunu, kazanın oluşumunda müvekkilinin her hangi bir kusurunun olmadığını, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim Araştırma Hastanesinin Engelli Sağlık Kurulu raporuna göre müvekkilinin %19 oranında sürekli vücut fonksiyonunu kaybettiğini ve malul olduğunu, müvekkilinin beyanına göre bu raporun davalı … tarafından da kabul gördüğünü ve müvekkiline kısmi bir ödeme yapıldığını, ancak gerçek zarar yapılan ödemeden daha fazla olup miktarının mahkemece yapılacak aktüer hesabı ile ortaya çıkacağını, müvekkilinin mevcut ekonomik durumuyla yargılama harç ve giderlerini karşılamasının mümkün olmadığını belirterek, müvekkilinin adli müzaheretten yararlandırılarak yargılama harç ve giderlerinden muaf tutulmasına, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL zararının hüküm altına alınmasına, taleplerine olay tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 22/05/2012/2013 tarihleri arasında … numaralı Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı şirkete müracaat edilerek ihbarda bulunulduğunu ve müvekkili şirket tarafından … numaralı hasar dosyası açıldığını, yaptırılan aktüer hesaplamaları esas alınarak davacının yaralanması ile ilgili hesaplanan maluliyet tazminatı olarak 16/04/2015 tarihinde 21.162,40 TL’nin müvekkili şirket tarafından davacı yana ödendiğini, davaya konu olayla ilgili SGK tarafından herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, davacının avans faizi isteminin yasaya aykırı olduğunu, davaya konu uyuşmazlığın tamamen haksız fiilden kaynaklandığını, haksız fiilden kaynaklanan taleplerde de uygulanacak faizin ancak kanuni faiz olacağını belirterek, bilirkişi kanalı ile sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmasına, tarafından yapılan ödemenin ödeme tarihinden güncellenerek hesaplanan tazminattan mahsubuna, davanın kabulü halinde müvekkil şirketin temerrüdü söz konusu olmadığından dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkil şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; “Türk Borçlar Kanununun haksız fiil hükümleri, Karayolları Trafik Kanununun trafik kazasında maddi tazminata ilişkin hükümleri ile Türk Medeni Kanununun 6 ve 7. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna dikkat edilmiştir. İş bu davada davacı taraf maluliyetini, kusursuz olduğunu ve bu nedenlerden dolayı alacaklı olduğu iddialarını somutlaştırmak ve ispatlamak durumundadır. Taleple bağlılık ilkesi ve sorumluluk ilkesi gereğince usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek davanın açıldığı tarih de dikkate alınarak davacıya ilk aşamada maluliyetinin belirlenmesinin özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile ATK’ya başvurusunun sağlanması istenmiştir. Dosya ATK’ya tevdi edilmiş ön rapor gereği eksiklikler ve başvuru tarihi belirlenmiştir. Davacının adli yardım talebi 22.11.2017 tarihli 6. celsede reddedilmiş, harç eksikliği ikmali, gider avansı ikmali ve delil avansı ikmali için davacı tarafa ihtar yapılarak kesin süreler verilmiştir. Kesin sürede davacının avans yatırmadığı ve ATK’ya başvuru sağlanamadığından maluliyet raporu düzenlenememiştir. Davacının ispatla sorumlu olduğu değerlendirilmiş ihtarata rağmen yerine getirilmeyen yükümlülük gereği davanın açıldığı tarih de gözetilerek usul ekonomisi ilkesine riayet edilerek dosyanın sürüncemede kaldığı anlaşıldığından ve davanın ispatlanamadığı anlaşıldığından” gerekçesi ile; Davacının davasının reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; adli yardım talebinin haksız ve mesnetsiz reddedildiğini, adli yardım talebinin reddedilmesi sonrası 21/05/2015 tarihinde çıkartılan muhtıra üzerine muhtırada belirtilen gider avansı ve harcın süresi içinde yatırıldığını, yapılan yargılama sırasında 14/06/2017 tarihli celsede adli yardım kararı verilmesi talebinde bulunduklarını, ancak mahkemenin bu taleplerini 22/11/2017 tarihli celsede tekrar reddettiğini, harç ve gider avansının ikmali için süre verildiğini, bir sonraki celsenin 12/04/2018 tarihinde yapılmasına karar verildiğini, ara kararda belirtilen harç ve masrafların müvekkili tarafından elinden gelen tüm çaba sarf edilerek toplanması üzerine 12/04/2018 tarihinden önce yatırılmasına ve celse talikine sebebiyet verilmemesine rağmen, davanın esastan reddinin hukuken kabul edilebilir olmadığını belirterek, usul ve esas bakımından hukuka aykırı kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu; 03/08/2012 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki davalı … şirketine sigortalı … plaka sayılı aracın yayalara yeşil ışık yandığı esnada yaya olarak karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarpması sonucunda davacının yaralandığı, sigorta şirketine yapılan başvuru sonucu davacıya 16/04/2015 tarihinde 21.162,40 TL’nin ödendiği, davacının zararının ödenen miktarın fazla olduğu iddiasıyla davalı … aleyhine adli yardım talepli maddi tazminat davası açıldığı, mahkeme tarafından 21/05/2015 tarihli ara kararla, davacının HMK 336/2 maddesi gereğince adli yardım talebinin dayandığı delilleri ve yargılama giderini karşılayacak durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkememize sunması gerekirken, dava dilekçesi ekinde delil ve belge sunmadığı anlaşılmakla HMK.nun 334. ve vd. maddelerinde belirtilen yasal şartlar gerçekleşmediğinden bahisle Adli yardım talebinin HMK.nun 334. ve vd. maddeleri gereğince itiraz yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından itiraz yolu açık olmasına rağmen bu karara karşı itiraz etmediği ve ara karar üzerine çıkan muhtıradaki harç ve gider avansını yatırdığı, yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin ikinci kez adli yardım talebinde bulunduğu, mahkemece 22/11/2017 tarihli celsede bu talebin reddedildiği, nisbi harç ve gider avansının ikmali için davacıya kesin süre verilerek bir sonraki celsenin 12/04/2018 tarihinde yapılmasına karar verildiği, ara kararda belirtilen harç ve masrafların davacı tarafından kesin süreden sonra yatırdığı, 12/04/2018 tarihli celsede davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 114/g maddesinde, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. HMK’nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesinde ise; “(1)Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. (2)Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir” hükmü getirilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 94.maddesi uyarınca, kesin süre verilmesi halinde, kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması, taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi uyarınca karar ve ilam harcının 1/4’ü peşin alınır. Aynı yasanın 32.maddesine göre eksik harç tamamlanmadıkça müteakip işlemlere devam edilemez. Bu durumda mahkemece verilen süre içinde eksik peşin harç tamamlanmadığından ve bu nedenle yargılamaya devam edilemeyeceğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve yasal bekleme sürelerinin içinde de harcın tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılması yolunda bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddi kamu düzenine aykırı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/4 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/04/2018 tarih ve 2015/505 Esas, 2018/380 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a/4 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL istinaf karar ve ilam harcı ile 98,10-TL istinaf başvuru harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK.nun 353/1-a/4 maddesi hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 26/11/2020