Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2551
KARAR NO: 2020/3771
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2016/833 E. – 2018/443 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde ZMM sigortalı olan, davalı …’in işleteni, diğer davalının da sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı araç ile vekil edeninin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması neticesinde meydana gelen 29/10/2014 günlü çift taraflı trafik kazasında davacının sol dizinde ve sağ ayak kemiklerinde kırık oluşacak şekilde yaralandığını ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) iş göremezlik tazminatına karşılık olmak üzere 1.000,00-TL tazminatın tüm davalılardan; 20.000,00-TL manevi tazminatın da sigorta dışında kalan davalılardan kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 23/12/2016 günlü dilekçede de 14/03/2017 günlü duruşma oturumunda maddi tazminata ilişkin talepler bakımından davalı … ile sulh olduklarını, maddi zararlarının ödendiğini belirterek, maddi tazminata ilişkin taleplerinden tüm davalılar bakımından vazgeçtiklerini, davaya manevi tazminat bakımından devam ettiklerini açıklamışlardır. Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Sigorta dışında kalan diğer davalılar vekili ise cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde, davalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığını, tüm kusurun davacıya ait bulunduğu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ATK Trafik İhtisas Dairesinden temin edilen kusur raporundan da anlaşılacağı üzere; dava konusu kazanın oluşumunda tarafların, eşit kusurlu olduğunun belirlendiği, maddi tazminata ilişkin talepten ise feragat edildiğinin anlaşıldığı, manevi tazminat talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranları, davacının yaralanmasının boyutu, çektiği elem ve ızdırap dikkate alınarak davacı yararına 8000,00 TL manevi tazminat takdir etmek gerektiği kabul edilerek; “1-Maddi tazminat talebi bakımından davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, 2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın 29/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,” karar verilmiştir. Karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun hatalı olduğu, tüm kusur davacıda olmasına rağmen bu konudaki itirazların göz ardı edilmesi sonucunda vekil edenlerinin manevi tazminatla yükümlü tutulmalarının usul ve yasaya aykırı bulunduğuna yöneliktir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle konusunda uzman ATK Trafik İhtisas Dairesinde düzenlendiği anlaşılan ve tarafların kazanın oluşumunda eşit kusurlu olduklarının açıklandığı kusura ilişkin olduğu raporun dosyaya, oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi ve söz konusu rapordaki belirleme ve değerlendirmelerin, kaza tespit tutanağındaki ve ceza yargılamasına ilişkin dosyadaki belirlemelerle de örtüşmesi karşısında hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına göre davalı tarafın manevi tazminatın belirlenmesinde esas alınan kusur durumunun hatalı olduğuna ilişen istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalılardan davalı … ve davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … ve davalı … tarafından alınması gereken 546,48-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan toplam 274,00 TL’nin düşümü ile kalan 272,48- TL’ harcın davalı … ve davalı …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.19/11/2020