Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2398 E. 2020/3591 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2398
KARAR NO: 2020/3591
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2018
NUMARASI: 2016/552 E. – 2018/731 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’un imam nikahlı eşi ve …’un babası olan müteveffa …’in kendine ait aracı ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu oluşan kazada …’in hayatını kaybettiğini, müteveffaya ait … plaka sayılı aracın kaza tarihinde zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.000,00 TL cenaze ve defin giderlerinin davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazları olduğunu, davanın SGK ve işverene karşı açılması gerektiğini, aktif dava ehliyeti bulunmayan davacının davasının reddinin gerektiğini, dava öncesinde yazılı başvuru şartının yerine getirilmediğini, dava konusu kazanın iş kazası olduğunu, görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu, müvekkili kurumun adresinin İstanbul olduğu ve yetkili mahkemelerin İstanbul mahkemeleri olduğunu beyanla; davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; Davacı eşi … için 205.396,64 TL, davacı çocuğu … için 62.603,36 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam; 268.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 15/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Cenaze ve defin giderleri yönünden teminat limiti aşılması sebebiyle davacı vekilinin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; destek sürücünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu bu nedenle davacıların tazminat talep edemeyeceğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini, reddedilen cenaze ve defin giderleri ile görevsizlik kararı yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Davacıların desteği olan müteveffa …’in kendine ait aracı ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybettiği, davacıların destekten yoksun kaldığı, müteveffaya ait … plaka sayılı aracın kaza tarihinde zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerinin ödetilmesi talebine ilişkin bulunmaktadır. 09/08/2014 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü- işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan, desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu, bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişi bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmeyeceği, kaza tarihinden sonra 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarının somut olayda uygulanma yerinin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın destek sürücünün tam kusurlu olduğu bu nedenle davacıların tazminat talep edemeyeceği yönündeki istinaf nedeni yerinde olmadığı, ıslah ile artırılan tazminat miktarı yönünden de ilk dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı tarafın bu hususta ki istinaf nedeninin de yerinde olmadığı anlaşılmakla, Dosya içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, hükme esas alınan uzman bilirkişi raporundaki belirlemelerin ve hesap yönteminin oluşa, yerleşmiş uygulamalara uygun denetime elverir gerekçeler içermesine, cenaze ve defin giderlerine ilişkin talebin poliçe limitinin bitmesi nedeniyle reddedilmesine, bu nedenle davacının dava açmakta kötü niyetli kabul edilemeyecek olması sebebiyle vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına yasal olanak bulunmamasına, yine görevsizlik kararı üzerine yargılanmaya devam edilmesi nedeniyle davalı yararına bu nedenle de vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına göre davalı vekilinin yukarıda açıklanan istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2-Alınması gereken 18.307,08-TL harçtan peşin yatırılan 4.577-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 13.730,08-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, Davalı … yönünden HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak, Davacı … yönünden ise; 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.30/10/2020