Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2397 E. 2020/3590 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2397
KARAR NO: 2020/3590
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2015/816 E. – 2018/582 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/08/2014 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile yaya …’e çarpması netice ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkillerinin murisi …’in vefat ettiğini, dava konusu kazaya sebebiyet veren aracın davalı … tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalandığını, müteveffanın kaza neticesinde vefat etmesi neticesinde geride boşanmış eşi ile oğlunun destekten yoksun kaldıklarını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminat bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava konusu kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından 20/11/2013 – 2014 yıllarına kapsar şekilde Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi ile sigortalandığını, ölüm ve sakatlık halleri için kişi başına teminat limitinin azamı olarak 250.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirkete davacılar tarafından yapılan başvuru neticesinde müteveffanın oğlu için 24..959,24 TL ve eş için 20.860,98 TL olmak üzere toplamda 45.820,22 TL tazminat bedeli ödenmekle bakiye sorumluluk limitinin 204.179,78 TL olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminat kapsamında kaldığını, ancak müvekkilinin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini savunarak müvekkili hakkındaki haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; ” 27/08/2017 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda, davacı …’e yapılan ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanan maddi zararının %96’ sının karşılandığı, buna göre; davacı …’e yapılan ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre maddi zararı arasında açık nispetsizlik olmadığı; davacı … yönünden ibranamenin geçerli olduğu kanaatine varıldığı ve davalı … şirketinden maddi tazminat talep edemeyeceği aksi halde davacı …’ in iş bu rapor tarihindeki verilere göre nihai ve gerçek maddi zararının 5.119,90 TL olarak tespit edildiği, davacı …’ ın yapılan ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanan maddi zararının %72’ si karşılandığı, buna göre davacı …’ a yapılan ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre maddi zarar arasında açık nispetsizlik olduğu ve davacı … yönünden ibranamenin makbuz niteliğinde olduğu, davacı …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 2.712,92 TL olduğu, ödeme tarihi olan 12.11.2014 tarihinin temerrüt başlangıç tarihini teşkil edeceği, işleyecek faizinde yasal faiz olduğu anlaşıldığı” gerekçesi ile; Davacının davasının davacı … yönünden 5.119,90 TL ve davacı … yönünden 2.712,92 TL olmak üzere toplam 7.832,82 TL destekten yoksun kalma tazminatının 12/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiştir. Davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davalı …’in yapılan ödeme nedeniyle ibranamenin geçerli olduğuna kanaat getirmesine rağmen, … lehine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava; 27/08/2014 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacıların murisi …’e çarpması neticesinde ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, kaza neticesinde …’in ölmesine dayalı olarak davacılar tarafından açılmış destekten yoksun kalma tazminat davası olduğu, davalı … tarafından 12/11/2014 tarihinde davacılara toplam 45.820,22 TL ödeme yapılmış olduğu, davacı tarafın yapılan ödemenin yetersiz olduğunu iddiasına dayalı tazminat davasıdır. Davalı tarafından davacılara ödeme yapılmış ise de; davalılar tarafından bu yönde düzenlenen bir ibranamenin yargılama sırasında sunulmadığı, böyle bir ibraname örneğinin de dosya içerisinde bulunmadığı, var ise buna ilişkin ispat yükününde davalıda olduğu göz önünde tutulduğunda, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1/b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2- Alınması gereken 349,74-TL harçtan peşin yatırılan 133,76-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 215,98-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.30/10/2020