Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2388 E. 2020/3396 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2388
KARAR NO: 2020/3396
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI: 2016/1248 E. – 2017/1377 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.09.2016 tarihinde davacıya ait aracın kaza yapması sebebiyle araç şoförünün davacıyı arayarak kaza yaptığını bildirmesi ile davacının yardım amaçlı olarak ilgili mahalle gittiği, araç çekici üzerinde iken trafik polisi araç ruhsatını talep etmesi üzerine davacı ruhsatı almak için çekici üzerinde bulunan araca çıkarak ruhsatı aldığı, çekiciden yola indiği esnada …0 plakalı aracın maliki davalı … ve sürücüsü davalı … sevk ve idaresinde iken davacıya çarpması ile yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, bu kaza sonucu davacıda oluşan zararın açıklanan nedenler ile şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili, talep edilen maddi tazminata davalılardan … ve … için kaza tarihi olan 16.09.2016 tarihinden itibaren sigorta şirketi yönünden ise sigortaya başvuru tarihi olan 11.10.2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi, 50.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinin olduğu 16.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesindeki beyanında; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; ” davaya konu olaya ilişkin olarak alınan 06.09.2017 tarihli kusur raporunda, meydana gelen kazada, davacı yayanın tam kusurlu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Dosyada mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda düzenlenen işbu raporun, kaza tespit tutanağı ile örtüşür nitelikte olması, olay yeri ve tarafların olay anındaki hareketlerinin 2918 sayılı yasa hükümleri doğrultusunda irdelenmiş olması sebebiyle raporda yapılan tespitler mahkememizce de benimsenmiş olup, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispatlanamamış olduğu” gerekçesi ile; Açılan davanın ispatlanamamış olması nedeni ile reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; olay yerinde keşfi yapılmadan ve kaza fotografları incelenmeden alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davalı sürücünün toplu taşıma aracı kullanma belgesi bulunmadığını, vekalet ücretinin hatalı belirlendiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 16.09.2016 tarihinde davacıya ait aracın kaza yapması sebebiyle araç şoförünün davacıyı arayarak kaza yaptığını bildirmesi ile davacının yardım amaçlı olarak ilgili mahalle gittiği, araç çekici üzerinde iken trafik polisi araç ruhsatını talep etmesi üzerine davacı ruhsatı almak için çekici üzerinde bulunan araca çıkarak ruhsatı aldığı, çekiciden yola indiği esnada … plakalı aracın maliki davalı … ve sürücüsü davalı … sevk ve idaresinde iken davacıya çarpması ile davacının yaralandığı anlaşılmıştır. Haksız bir fiil sonucunda, bedensel zarara uğranıldığı iddiasıyla talepte bulunulması halinde, kazanın meydana gelmesinde taraf kusurlarının ne olduğunun belirlenmesi esaslı unsurlardan biridir. Mahkemece davacının keşif deliline dayandığı ve olay anına ilişkin çekilmiş fotoğrafları da dava dosyasına ibraz ettiği gözönünde tutulduğunda, keşif yapılmaksızın ve bu fotoğraflar incelenmeksizin alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda mahkemece; İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan; kusur dağılımına ilişkin olarak kaza tespit tutanağı, kaza ile ilgili soruşturma evrakları, hazırlık soruşturması aşaması sırasında var ise temin edilen bilirkişi raporu ile tüm dosyadaki delillerin değerlendirildiği, gerekçeli , denetime elverişli ve çelişkileri giderecek nitelikte rapor alınmadan, yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.01/10/2020