Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2381
KARAR NO: 2020/3768
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2015/381 E. – 2018/585 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenlerinin oğlu …’un 13/02/2004 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, kazaya neden olan aracın ZMM sigortası bulunmaması nedeniyle …na yapılan başvuru sonucunda 8.595,00-TL tazminat ödemiş ise de bu ödemenin gerçek zararı karşılamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Hesabından eksik ödeme tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 29/07/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de her bir davacı için 5.000,00-TL olan istek miktarını davacı anne … için 16.707,00-TL’ye, davacı baba … için olan istek miktarını da 14.697,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevabında özetle; yetki ve zamanaşımı itirazında bulunarak, davacı tarafın başvurusu üzerine kendilerine ibraname karşılığında 06/12/2013 tarihinde toplam 8595,00-TL ödeme yapıldığını ve bu şekilde tüm sorumluluğun yerine getirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Davanın kısmen kabulü ile davacı … için 16.707,00 TL ve davacı … için 14.597,02 TL’nın 06.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, ” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; görülmekte olan dava bakımından zamanaşımı süresinin 13/02/2014 tarihinde dolduğunun göz ardı edilmesi sonucunda davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kabule göre de vekil edeni kurum aleyhine önce İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret MAhkemesine dava açıldığı ve İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 25/012/2014 gün 2014/906 E., 2014/667 sayılı karar ile yetkisizlik kararı verildiği, söz konusu yetkisizlik kararında açıkça harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine hükmedildiği halde, yetkisiz yer mahkemesinde açılan dava nedeniyle oluşan yargılama giderlerine yönelik olarak herhangi bir karar tesis edilmiş olmasında da isabetsiz bulunduğu hususlarına yöneliktir. Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Taraflar arasında 13/02/2004 tarihinde meydana gelen çoklu trafik kazasında 52 K 5475 sayılı kamyonda yolcu olarak bulunan ve davacıların oğlu olan … ile birlikte birden çok kişinin hayatını kaybettiği, kazaya karışan ve plakası tespit edilemeyen tır sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %40 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucunda …na yapılan başvuru sonucunda davacı … için 4.475,00-TL, davacı … için ise 4.119,00-TL olmak üzere 06/12/2013 tarihinde toplam 8.595,00-TL destek tazminatı ödemesi yapıldığı ve görülmekte olan davanın daha sonra yetkisizlik kararı veren mahkemede 09/04/2014 tarihinde açıldığı konularında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık; 13/02/2004 tarihinde meydana gelen trafik kazasına dayanılarak 09/04/2014 tarihinde açılan davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkindir. 2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinde haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerlerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Yine maddi ve manevi tazminat istemlerinin bağlı olduğu zamanaşımı süreleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60.) maddesinde de düzenlenmiştir. 6098 Sayılı TBK’nın 72/1. maddesinde “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” denilerek mülga 818 sayılı BK’nın 60. maddesinde olduğu gibi üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Somut olayda kaza, 13/02/2004 tarihinde gerçekleşmiş ve davaya konu trafik kazasında davacıların oğlu dışında başka kişiler de hayatını kaybetmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765sayılı TCK’nın 455 ve 102. madde hükümlerine göre ceza zamanaşımı süresi 10 yıl olup, 09/04/2014 günlü olan dava tarihinde uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin ve genel 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakta ise de; davacılar dava açmadan önce davalı … Hesabına başvurmuşlar ve kendilerine 06/12/2013 tarihinde destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımının kesilmesi başlıklı 6098 sayılı TBK’nın 154/1.maddesinde “Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin veya rehin vermiş veya kefil göstermişse” denilmekte olduğundan (Benzer düzenleme mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 133.maddesinde de mevcuttur) TBK’nun 156.madde hükmüne göre yapılan ödeme nedeniyle zamanaşımının kesileceği ve yeniden başlayacağı açıktır. Hal böyle olunca; davalı … Hesabının ödeme yaptığı 06/12/2013 tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar yeniden başlayan zamanaşımı süresinin dolmadığı konusunda herhangi bir duraksama bulunmadığı gibi Karayolları Trafik Kanunun 111.maddesinde düzenlenen 2 yıllık hak düşürücü süresinin de geçirilmediği anlaşıldığından, davalı … vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin diğer istinaf itirazına gelince; Dava başlangıçta İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olup, davalı vekil marifetiyle temsil edilmiştir. İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesince yetkisizlik kararı verilmesi üzerine de yargılamanın İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinde devam edildiği ve esasa ilişkin kararda yetkisiz mahkemeye başvuru sırasında alınan harçların ve yetkili ve yetkisiz mahkemede yapılan diğer yargılama giderlerinin de gözetildiği ve haklılık durumuna göre de her iki taraf yararına vekalet ücreti takdir edildiği ancak yetkisizlik kararı nedeniyle ayrıca bir yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmediği anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesinde “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedileceği…” düzenlenmiş ise de; Dairemizin de görüşüne katıldığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28/02/2019 gün 2017/2-3004 E,-2019/217 K sayılı emsal içtihadından da anlaşılacağı üzere, HMK’nun yargılama giderlerine ilişkin bulunan 323., 326.,ve 327. maddeleri de değerlendirildiğinde sadece HMK’nun 331/2 maddesi hükmüne dayanılarak davaya görevli veya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde, yetkisizlik veya görevsizlik kararı veren dolayısı ile de nihai bir karar vermeyen mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmediğinden davalı vekilinin bu yöne amaçlayan istinaf isteğinin de yerinde olmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 2.138,03-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL maktu ve 498,61-TL nispi harç toplamı olan 534,51-TL’nin düşümü ile kalan 1.603,52-TL harcın davalı …’ndan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 19/11/2020