Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2361
KARAR NO: 2020/3765
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI: 2015/214 E. – 2018/351 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş nezdinde sigortalı bulunan, davalı …’in işleteni, diğer davalı …’ın da sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın, kendisine yeşil ışık yandığı sırada yaya geçidinden karşıya geçmekte olan vekil edenine çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasından davacı …’nin ağır biçimde yaralandığını, beyin kanaması geçirerek 5 gün yoğun bakımda kaldığını, vücudunun birçok yerinde kırıklar oluştuğunu, bu kırıklar nedeniyle ameliyat olmak zorunda kaldığını, vekil edeninin kaza sırasında Kocaeli Üni. Uluslararası İlişkiler Bölümü 1. Sınıf öğrencisi olduğunu, olayla ilgili olarak Kocaeli C.Başvacılığınca yapılan soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre; kazanın oluşumunda, birinci dereceden kusurlu olanın davalı … olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacının belgelenmeyen tedavi ve yol giderleri ile uğramış olduğu bedensel zararlarına karşılık olmak üzere şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 50.000,00-TL manevi tazminatın da sigorta dışındaki davalılardan olay tarihinden işletilecek ticari faiziyle birlikte müştçereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı … A.Ş vekili cevabında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … vekili cevabında özetle; kazanın meydana gelmesinde vekil edeninin herhangi bir kusurunun bulunmadığını kazanın araçlara yeşil ışık yanarken meydana gelmesi nedeniyle kusurlu olanın davacı olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiş, ayrıca talep edilen manevi tazminat miktarının çok fazla bulunduğunu ve öğrenci olan bir kişinin kazanç kaybından söz edilemeyeceğini belirterek davaya karşı koymuştur. Davalı …, yargılama oturumlarına katılmamış ve cevap vermemiştir. Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliler , bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; 13/12/2014 günlü trafik kazasının oluşumunda davacı yayanın %25 oranında, sigortalı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucunda yaralanan davacının %14,3 oranında malul kaldığını, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, bu belirlemeden sonra davacı vekilinin 22/01/2018 günlü duruşma oturumunda; davalı … şirketi ile sulh olduklarını, maddi tazminata ilişkin alacaklarının davalı … şirketi tarafından ödendiğini, bu konuda alacaklarının kalmadığını, bu nedenle maddi tazminat yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığını istedikleri açıkladığını belirtmek suretiyle; A-Maddi Tazminat Davası Yönünden; -Maddi Tazminat davası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, B-Manevi Tazminat Davası Yönünden; ise -MANEVİ TAZMİNAT davasının KISMEN KABULÜ ile davacı lehine 30.000-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ den olay tarihi olan 13/10/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının davalı tarafın ekonomik gücünü yok edecek şekilde yüksek bulunduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı hususuna yöneliktir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur oranları, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı, yaşı, cinsiyeti, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalılardan davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 2.049,30-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 513,00-TL’nin düşümü ile kalan 1.536,30-TL harcın davalı …’tan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 19/11/2020