Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2353 E. 2020/3627 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2353
KARAR NO: 2020/3627
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/06/2018
NUMARASI: 2016/1198 E., 2018/659 K.
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından verilen 01/11/2016 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından … plakalı ticari araca … nolu 10/07/2013-2014 vadeli olarak Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, sigortalı aracın şehirlerarası taşımacılık yapmakta iken trafik kazası meydana geldiğini ve araçta bulunan …’in vefat ettiğini, dava dışı müteveffa … mirasçıları … ve …’in 22/01/2014 tarihinde destekten yoksunluk zararlarının doğduğunu ileri sürerek İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/95 esas sayılı dosyasında müvekkili sigorta şirketinden zararlarının tazminini talep ettiklerini, dava konusu kazada meydana gelen zararların sıralı sorumluluk gereği öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenleyicisi davalı şirket tarafından karşılanması gerektiğinin savunulmasına ve müteveffanın da muavin olduğu kanıtlanamamış olmasına rağmen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/95 esas 2016/590 sayılı kararında müvekkili aleyhine olarak açılan davanın kabulüne karar verildiğini, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile buna bağlı Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş olan Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında da sigortalının 10/07/2013 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu poliçede yazılı sigorta teminatı tutarına kadar temin edeceği düzenlenmiş olup buna göre Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde 23/05/2013 tarihinde yapılan değişiklik ile sürücü ve yardımcılarının da teminat kapsamına girdiğini, belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında sıralı sorumluluk gereği meydana gelen zararın, öncelikle Karayolu Zorunlu Taşımacılık Sigortasından karşılanması gerekirken zararın müvekkili şirket tarafından müteveffanın annesi … için 133.333,26 TL, müteveffanın babası … için ise 121.807,95 TL destek tazminatını olmak üzere faiz, masraf, feri ve vekalet ücreti de eklenmek suretiyle toplam da 364.676,55 TL ödeme yaptığını, yaptığı ödeme üzerine davalı tarafın maddi tazminata ilişkin 3. şahıslara karşı her türlü yükümlülüğünün temliken müvekkiline geçtiğini, temlik edilen miktarın 348.083,77 TL olduğunu, geri kalan 16.592,78 TL’nin İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına ödenen tahsil harcı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 361.673,03 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin sigortaladığı aracın karıştığı kazada vefat eden kişinin muavin olduğunu, İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/95 esas 2016/590 kararı ile destekten yoksunluk zararından trafik sigortacısı olan davacı şirketin sorumlu olduğuna karar verildiğini, davacı tarafın mahkeme kararı uyarınca, dava dışı tazminat alacaklılarına ödeme yaptığını ve akabinde kararı temyiz ettiğini, bu kararın onanması halinde davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının kesin hüküm ile sabit olacağını, kararın bozulması halinde ise yeniden yargılama yapılacağını, bu nedenle ilgili kararın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, ayrıca davacının talebinin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi Genel Şartları uyarınca poliçe teminatı dışında bulunduğunu, bu nedenle davalı şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı şirketin faizden sorumluğunun ihbar tarihinden başlaması gerektiği gibi davalı şirketin sorumluluğunun 268.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı bulunduğunu belirterek, öncelikle haksız davanın reddine karar verilmesini, aksi durumda davalı şirketin ferilerinden sorumlu tutulmaması ve poliçe limiti dikkate alınarak faizin en erken dava tarihinden başlatılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı sigortacının kesinleşen karar uyarınca, dava dışı hak sahiplerine yaptığı ödemenin … plakalı ticari aracın … nolu 10/07/2013-2014 vadeli olarak Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında bulunmadığı, 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile buna bağlı Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş olan Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarında da sigortalının 10/07/2013 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğununu poliçede yazılı sigorta teminatı tutarına kadar temin edeceğinin düzenlenmiş olduğu, buna göre, Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde 23/05/2013 tarihinde yapılan değişiklik ile sürücü ve yardımcılarının da teminat kapsamına girdiği, belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında, sıralı sorumluluk gereği meydana gelen dava konusu zararların, öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenleyicisi davalı şirket tarafından poliçe limiti kapsamında, [davalı tarafından düzenlenen cari poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle şahıs başına ölüm/yaralanma için 250.000,00 TL teminat limitinin bulunduğu, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/95 esas 2016/590 karar sayılı kararında (133.333,26 TL+121.807,95 TL=) toplam 255.141,21 TL dava dışı hak sahipleri için destekten yoksunluk tazminatına hükmedildiği, 2014 yılı için resen yapılan artırım/güncellenen teminat tutarının da 268.00,00 TL olduğu dikkate alınarak] karşılanması gerektiği, bu nedenlerle davacı tarafından icra takibi nedeniyle yapılan ödemenin, davalının sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle davalıdan tahsili için bu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın sübut bulduğundan kısmen kabulü ile 361.663,03 TL’nin [TBK.117-(1) ve (2) maddesi uyarınca; davalının, iyiniyetli sebepsiz zenginleşen olduğu ve dava tarihinden önce davacı tarafından usulen temerrüde düşürülmediği de dikkate alınarak] 01/11/2016 dava tarihinden itibaren [tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlığın ticari işten doğduğu dikkate alınarak] avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle; Davanın kısmen kabulü ile, 361.663,03 TL’nin 01/11/2016 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacının temyiz ettiği kararın Yargıtay tarafından Onanması halinde, bu davanın konusunu teşkil eden tazminat hakkında taşıma sigortacısı olan müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmadığının kesin hüküm ile sabit olacağını, davacının talebinin Taşımacılık Sigortası kapsamında olmadığını, müteveffa …’in müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı araçta muavin olduğunu, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları A.5.b maddesi gereğince hizmetlilerin taleplerinin teminat dışı olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının yasaya ve usule aykırı olduğu, ayrıca davanın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun ihbar tarihinden başladığını, davanın şirketlerine 13/11/2015 tarihinde ihbar edildiğini, mahkemenin kararında davalıyı 21/01/2015 tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tuttuğunu, bu nedenle davacının ödediği meblağın tamamından müvekkili şirketin sorumlu olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan incelemede; Davacı … tarafından, 24/11/2014 tarihli kazada ölen aracın muavini olan müteveffa …’in mirasçılarının açmış olduğu İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/95 esasında görülen davada verilen 2016/590 sayılı kararı gereğince ödediği tazminatı aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortacısı olan davalıdan rücuen tahsili talebinde bulunmuştur. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre, “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına kadar temin eder.“ Bu yasal düzenleme karşısında, murisin sigortalı araçta yolcu olarak bulunmadığı, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasının da yolcu olmayan kişilerin uğradığı zararları teminat altına almadığı gözetilerek davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, hükmün bu nedenle kaldırılması ve davanın reddi yönünde yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1- İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2018 tarih ve 2016/1198 Esas, 2018/659 Karar sayılı kararına karşı davalı …Ş. vekili tarafından yapılan istinaf talebinin KABULÜNE, 1/1-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 1/2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 98,10-TL başvurma harcı ile 6.177,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 2-… Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2018 tarih ve 2016/1198 Esas, 2018/659 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA, 2/1-Davanın REDDİNE, 2/2-Davacı tarafından peşin yatırılan harçtan 54,40-TL ilam harcının mahsubu ile kalan harcın talep halinde davacıya iadesine, 2/3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 33.766,41 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 2/4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına, 2/5-Davalı tarafından yapılan 61,65-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 2/6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatıranlara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/7/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/10/2020