Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2301 E. 2020/3640 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2301
KARAR NO: 2020/3640
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2018
NUMARASI: 2017/1075 E. – 2018/504 K.
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı buluna ve diğer davalıya ait olan … plaka sayılı aracın, vekil edenine ait … plaka sayılı araca çarpması neticesinde 02/09/2017 günlü trafik kazasında vekil edenine ait aracın hasarlandığını, kazanın oluşumunda davalı tarafa ait araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 2.000,00-TL’si araç hasar bedeline, 100,00-TL’si de ikame araç bedeline karşılık olmak üzere toplam 2.100,00-TL tazminatın kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiş, ayrıca dava açılmadan önce davacı tarafından Körfez Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/36 Değişik İş sayılı dosyası kapsamında yapılan tespit masrafı 660,00-TL’nin de yargılama gideri olarak davalı taraftan alınmasını talep etmiş; UYAP’tan gönderilen 20/06/2018 günlü ıslah dilekçesi ile de araç hasar bedeline ilişkin istek miktarını 8.850,00-TL’ye, ikame araç bedeline ilişkin istek miktarını da 1.500,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; 02/09/2017 günlü trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı aracın vekil edeni sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açılarak davacıya 11/10/2017 tarihinde 2.767,50-TL ödeme yapılarak poliçeden kaynaklanan tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, başkaca bir sorumluluğun kalmadığını, yeniden sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de kusur oranlarının ve zarar miktarının usulüne uygun şekilde belirlenmesini istediklerini ileri sürerek davaya karşı koymuştur. Diğer davalı … 02/05/2018 günlü duruşma oturumuna katılarak; sulh olmak istemediğini, ayrıca arabuluculuğa gitmek de istemediğini belirtmiş, başkaca bir savunmada bulunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; meydana gelen trafik kazasında davacının aracının hasar gördüğü,trafik kaza tespit tutanağına göre davalı tarafın kazada kusurlu olduğu, araçta meydana gelen hasar bedelinin 8850,00TL olduğu ,sigorta şirketinin 2.767,50TL lik ödeme yaptığı, bu bedel mahsup edildiğinde davacının 6082,50TL hasar bedelini talep edebileceği,davacının ikame araç bedeline ilişkin olarak herhangi bir delil sunmadığından bu talebinin reddine karar verilmesi gerektiği görüşünden hareketle; “Davanın KISMEN KABULÜ ile 6.082,50 TL”nin davalılardan müşterek müteselsilen (davalı sigorta şirketi için poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere), davalı … için 02/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta için ise 11/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacı tarafa tahsiline, fazlaya ilişkin talebinin reddine,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; dosyada usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir kusur raporu olmadan kazanın oluşumunda tüm kusur vekil edeni şirket nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsüne ait imiş gibi değerlendirme yapılarak karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir. Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen, araç hasarına bağlı olarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Haksız bir fiil sonucu araç hasarı oluştuğu iddiasıyla ilgili bir talepte bulunulması halinde, kazanın oluşumunda taraf kusurlarının ne olduğunun belirlenmesi esaslı unsur olup, aynı zamanda teknik bilgiyi gerektiren bir husustur. HMK’nun 266.maddesinde; “Mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” denilmektedir. Somut olayda; davacı taraf, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafın asli ve tam kusurlu olduğunu ileri sürmüş, davalı sigorta şirketi ise kazanın oluşumunda taraf kusurlarının ne olduğunun belirlenmesini istemiş ve 04/06/2018 günlü bilirkişi raporuna itirazlarında da dava açılmadan önce yapılan başvuru üzerine davacıya %50-%50 kusur oranı üzerinden ödeme yapıldığını, %100 kusur üzerinden yapılan hesaplamanın kabul edilemeyeceği belirtmiş olduğu halde, bu yöndeki davalı taraf iddiaları ve itirazları üzerinde durulmadan, kazanın oluşumunda taraf kusurlarının gerçekte ne olduğuna ilişkin olarak düzenlenmiş herhangi bir bilirkişi raporu alınmadan yazılı biçim ve şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Bu durumda mahkemece, uzman bir bilirkişiden veya bilirkişi heyetinden, kazanın meydana gelmesinde taraf kusurlarının ne olduğu konusunda dosyadaki tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda hazırlanacak gerekçeli ve denetime imkan verilecek nitelikte bir rapor alınması ve ondan sonra zarar miktarının belirlenmesi gerekirken, bunun yapılmamış olması HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamındaki hali oluşturacağından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18/07/2018 tarih ve 2017/1075 E. – 2018/504 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- Davalı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a/6 hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/11/2020