Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2252 E. 2018/959 K. 01.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2252
KARAR NO : 2018/959
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2018 Günlü Ara Karar.
NUMARASI : 2018/417 Esas.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile, 19/01/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaya konumundaki …’nin yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat ve tüm davacılar lehine manevi tazminat talep etmiş, ayrıca davalı …’ın malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini ve TBK 76. maddesi gereğince geçici ödeme yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 11/05/2018 tarihli ara kararı ile davacı tarafın geçici ödeme ve ihtiyati haciz taleplerinin, alacağın varlığı ve miktarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, TBK 76 ve İİK 257. maddelerinde öngörülen şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, gerekçeli karar 18/06/2018 tarihinde yazılmış, davacı vekilince verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebi, mahkemenin 11/05/2018 tarihli ihtiyati haciz ve geçici ödeme taleplerinin reddine ilişkin kararın usûl ve esas yönünden hukuka aykırı olduğundan kaldırılmasına ve taleplerinin kabulüne karar verilmesine ilişkindir.
1) İstinaf talebine konu uyuşmazlıklardan biri, TBK 76. maddesi uyarınca davacı vekilinin tedbiren geçici ödeme talebi üzerine mahkemece ara karar ile geçici ödeme talebinin reddine ilişkindir.
Uyuşmazlığa ilişkin olan yasal düzenlemeler incelendiğinde; 6100 sayılı HMK İhtiyati tedbirin şartları Madde 389- (1) ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.”
6098 Sayılı TBK III. Geçici ödemeler Madde 76: ”Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir.
Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir. ” hükmünü içermektedir.
6100 Sayılı HMK Madde 341-(1) ”(1) İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir
…..
(5) İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir.
Diğer geçici hukuki korumalar 6100 Sayılı HMK MADDE 406: (1) ”Mahkemece, gerekli hâllerde, mal veya haklarla ilgili defter tutulmasına ya da mühürleme işleminin yapılmasına karar verilebilir.
(2) İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.” hükümlerini içermektedir.
Dosya kapsamı ve yukarıdaki yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde; TBK 76. maddesinde düzenlenen geçici ödeme ile, HMK 389 ve devamında düzenlenen ihtiyati tedbir arasında, talep şekli ve zamanı, teminat hususu ve itiraz hususlarının farklı şekilde düzenlendiği, HMK 406/2. madde düzenlemesi de dikkate alındığında, TBK 76. maddesinde düzenlenen geçici ödemelerin geçici hukuki koruma niteliğindeki ön ödeme olduğu, zira geçici ödeme için ihtiyati tedbir gibi teminat hususunun düzenlenmediği, ihtiyati tedbirin dava dışı da talep edilebileceği, dava dışı talep edilmiş ise 2 hafta içinde asıl davanın açılması gerektiği, oysa ki geçici ödemenin ancak dava açıldıktan sonra bir yan talep olarak ileri sürülebileceği, ihtiyati tedbirin belirli bir süre içinde uygulanması aksi taktirde kendiliğinden kalkacağı, oysa ki geçici nitelikteki ödemenin asıl dava kesinleşinceye kadar ileri sürülebileceği, geçici ödemeye hükmedilmiş ise bu ödemenin 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde talep edilebileceği, ihtiyati tedbir kararına karşı kanun yollarına başvurulabilir iken sadece geçici ödemeye ilişkin karar ara karar olduğundan ancak esas hüküm ile birlikte kanun yoluna başvurulabileceği, ayrıca ihtiyati tedbir kararına uymayan kişiye disiplin cezası öngörülmüş iken geçici ödeme kararına uymayan tarafa karşı sadece ilamlı icra takibinde bulunulabileceği, HMK 396. maddeye göre şartların değişmesi halinde ihtiyati tedbir kararı kaldırılırken TBK 76. maddede düzenlenen geçici ödemeler bakımından böyle bir düzenlemeye yer verilmemiş olması gibi farklı yasal düzenlemeler nedeniyle, mahkemece ödenmesine karar verilen geçici ödeme avans niteliğinde olup, tazminata mahsuben yapıldığı, haksız çıkılması halinde faizi ile birlikte iadesinin gerektiği bu niteliği itibariyle, ihtiyati tedbir olarak nitelendirilemeyeceği, HMK 341. maddesinde istinaf kanun yoluna başvurulabilecek kararların sınırlı olarak sayıldığı, yorum ile genişletilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; TBK’nın 76. maddesinde düzenlenen geçici ödeme talebine ilişkin mahkemece verilen kararın ara karar niteliğinde olduğu, bu kararlara karşı ancak esas hüküm ile birlikte kanun yoluna başvurulabileceği anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’ nın 341/1. ve 352. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2) İstinaf talebine konu uyuşmazlıklardan diğeri İİK 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz talebine ilişkin bulunmaktadır.
İİK 257 madde hükmü gereğince “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yed’inde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir, vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenilebilir; 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahût kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa” hükmünü içerdiğinden teminat karşılığında ihtiyati haciz verilebileceği açıklanmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup ihtiyati haciz şartlarının dosya kapsamı ile mevcut bulunmasına, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun yeterli olmasına göre, ihtiyati haczin reddine yönelik karar doğru olmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacı vekilinin bu husustaki istinaf talebinin kabûlüne, yargılama aşamasındaki duruma göre Mahkemenin ihtiyati haciz şartları ve teminat yönünden gerekli değerlendirmeyi yapma, gelişen duruma göre yeniden bu hususta karar verme yetkisi de bulunduğu gözönünde tutularak, davacı tarafından dava konusu değerin % 5’i oranında teminat gösterilmesi halinde davalı …’ın malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi gerekmiştir(HMK 353/1-b/2).
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2018 tarih ve 2018/417 Esas sayılı ara kararına karşı davacı vekilince yapılan istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle HMK’ nın 341/1. ve 352. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle KABULÜNE,
2-Başlıkta yazılı mahkemenin 22/06/2018 günlü ve ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin ara kararının KALDIRILMASINA,
3-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacının ihtiyati haciz isteminin İİK. m.257 uyarınca KABULÜNE; Dava konusu edilen 410.000,00-TL alacak miktarının % 5’i olan 20.500,00-TL karşılığı nakdi veya süresiz kesin banka teminat mektubu teminat olarak yatırıldığında; davalı …’ın kendine ait taşınır ve taşınmazları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına, dava konusu miktar ile sınırlı olmak üzere İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
5-Maktu karar ve ilam harcı 59,10.-TL’nin, davalı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6- Kararın tebliği ve infazı işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-İstinaf başvuru harcının yargılama gideri olarak asıl hükümde göz önünde tutulmasına,
8-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
HMK. m.353/1-b/2 hükmü uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/10/2018.