Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2199 E. 2020/3560 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2199
KARAR NO: 2020/3560
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2015/924 E. – 2018/479 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’ın eşi, diğer davacıların da babası olan …’ün plakası ve sürücüsü belirlenemeyen bir aracın çarpması sonucunda meydana gelen 04/03/2015 günlü trafik kazası nedeniyle hayatını kaybettiğini, …na yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 500,00-TL olmak üzere toplam 2.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 15/02/2018 günlü dilekçe ile de davacı eş için olan istek miktarını 194.031,61-TL’ye, davacı … için olan istek miktarını 23.538,88-TL’ye, davacı … için olan istek miktarını 31.878,80-TL’ye ve davacı … için olan istek miktarını da 38.550,71-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevabında özetle; dava konusu kazanın, iddia ediliği şekilde gerçekleştiğinin ve destek zararın varlığının usulüne uygun şekilde davacı tarafça ispatlanması ile birlikte davacı tarafın yabancı uyruklu olduğu gözetildiğinde teminat göstermeleri gerektiğini, ayrıca …nın yabancı uyruklu kişilerin zararlarını gidermek için kurulmadığını, bu yönün gözetilmesini istediklerini, kuruma usulüne uygun şekilde yapılmış bir başvuru bulunmadığından, temerrüt halinin oluştuğundan söz edilemeyeceğini, ancak dava tarihinden yasal faiz istenilebileceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları, olayla ilgili olarak Reyhanlı C.Başsavcılığınca Yapılan 2015/1986 sayılı soruşturma evrakları ile tüm dosya kapsamı gözetilerek, davacıların desteği …’ün ölümüyle sonuçlanan 04/03/2015 günlü trafik kazasının oluşumunda müteveffa yanın %70 oranında, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen motosikletin ise %30 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek, PMF Yaşam Tablosu ile davacı eşin evlenme olasılığı da gözetilerek asgari ücretin baz alınması ve garameten paylaşım yapılarak düzenlendiği anlaşılan aktüer bilirkişi hesaplaması doğrultusunda; “Davanın kısmen kabulü ile Davacı … için 67.307,49 TL, Davacı … için 8.317,39 TL, Davacı … için 11.202,99 TL, Davacı … için 13.511,45 TL olmak üzere toplam 100.339,32 TL maddi tazmatın 28/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili ve davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri; kazanın plakası tespit edilemeyen bir araçtan kaynaklandığının kanıtlanamadığı, kaza tespit tutanağında da bu yönde bir belirleme olmadığı halde ve ayrıca müteveffanın ölüm nedeninin doğal olarak işaretlenmiş olduğu gözetildiğinde, ölümün kaza sonucu oluştuğunun da belirlenememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğuna ilişkindir. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri ise; görülmekte olan davada, vekil edenleri destekten yoksun kalan 3.kişi konumunda bulunduklarından, desteğin kusurunun kendilerine yansıtılamayacağının göz ardı edilmesi sonucunda, davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken, kusur indirimi yapılarak kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığına yöneliktir. Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, 04/03/2015 günlü CD izleme tutanağından da anlaşılacağı üzere, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir motosikletin yolun karşısına geçmekte olan …’e çarptığının ve kazanın bu şekilde meydana geldiği belirlendiğine ve …’ün kaza sonrasında Reyhanlı Devlet Hastanesine yaralı olarak kaldırıldığı 04/03/2015 günlü genel adli muayenesinde yaralının bilincinin kapalı olduğu, kafa kemiklerinde kırık bulunduğu ve hayati tehlikesinin olduğu açıklandığına; daha sonra yaralının Antakya Devlet Hastanesine sevk edildiği ve tedavi aşamasında hayatını kaybettiği, Reyhanlı Polis Merkezince Reyhanlı C.Başsavcılığına hitaben düzenlenen 24/04/2015 günlü tahkikat evrakında bildirildiğine göre; davacı tarafın, davaya konu kazaya plakası belirlenemeyen bir aracın karıştığını ve ölümün trafik kazası sonucunda meydana geldiğini kanıtlayamadığından söz edilemeyeceğinden, davalı vekilinin istinaf başvurularının reddi gerekmiştir. 2-Davacılar vekilinin istinaf başvurusuna gelince; görülmekte olan davada, görüşüne başvurulan bilirkişi tarafından kazanın meydana gelmesinde müteveffanın %70 oranında, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün ise %30 oranında kusurlu bulunduğu açıklanmış olup, zaten bu durum davacı tarafın da kabulündedir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. 5684 Sigortacılık Kanunun 14.maddesi ve anılan kanunun 2.maddesine dayanılarak çıkartılan … yönetmeliğinin 9.maddesine hükümlerine göre, zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması, kazaya karışan aracın vaya plakasının tespit edilememesi gibi durumlarda ise işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … karşılayacaktır. Ne var ki sigortacı (somut olayda …) işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlendiğinden ve KTK’nun 86/1 maddesi uyarınca işleten eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluktan kurtulacağından, …nın ZMM sigortası kapsamında sorumluluğu da araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olup, yaya desteğin kusuruna isabet eden zarardan sorumlu değildir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24/12/2019 gün 2018/2455 E.-2019/12431 sayılı emsal içtihadı) Desteğin kusurunun 3.kişi konumundaki davacılara yansıtılamayacağına ilişkin Yargıtay uygulamaları ise başka durum ve olaylara ilişkin olup desteğin yaya olması halinde geçerli bulunmamaktadır. Somut olaya dönüldüğünde, plakası tespit edilemeyen ve …nın sorumluluğuna gidilmesinin nedenini oluşturan kimliği bilinmeyen araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %30 oranında, destek yayanın ise %70 oranında kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece sürücünün kusuruyla sınırlı olmak kaydıyla tazminata hükmedilmiş olmasında herhangi bir yanılgı bulunmadığından, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun isabetsiz olduğu sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/05/2018 tarih ve 2015/924 E. – 2018/479 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Görülmekte olan davada ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunan davacılardan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca ayrı ayrı alınması gerekli 54,40-‘ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcı toplamı olan 217,60- TL istinaf karar ve ilam harcından davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 181,70-TL harcın eşit oranda davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gerekli 6.854,17-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.713,54-TL harcın düşümü ile kalan 5.107,74-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin yapan taraf üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m. 361/1 hükmü gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/10/2020