Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2189 E. 2020/3537 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2189
KARAR NO : 2020/3537
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2018
NUMARASI : 2017/342 E. – 2018/371 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; …’ın sevk ve idaresinde bulunan 13/04/2013 tarihinde … plakalı araç ile yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu araçta yolcu konumunda bulunan … hayatını kaybettiğini, davacının destekten yoksun kaldığını belirterek, sigorta şirketine yönelik düzenlenen yetersiz ödemeye ilişkin ibranamenin iptali ile bakiye maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi (sigorta şirketi yönünden sigorta limiti sınırları kadar) şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın davalılardan birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, 40.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte işleten ve sürücüden birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacının maddi gücü bulunmadığından adli yardım kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde kazaya karışan … plakalı aracın trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, 30/11/2016 tarihinde davacıya toplam 25.607,70 TL ödeme yapıldığını, bakiye tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; Davacının ceza dosyasının yargılamasına katılmaması ve şikayetçi olmamasına ilişkin olarak davayı açmaktaki hukuki yararının olmadığını, ayrıca … annesi … ve kız kardeşi … arasında “ödeme protokolü ve feragat ve ibraname” hazırlamış olduklarını, bu protokol gereği …’a 40.000 TL tazminatın banka yoluyla ödendiğini, ayrıca meydana gelen kazadan dolayı … şirketinde açılmış olan … nolu hasar dosyasından davacıya 25.607,70 TL tazminat ödendiğini, yani davacı meydana gelen kazadan dolayı müvekkilinden 40.000 TL ve … Şirketinden de 25.607,70 TL alarak toplamda 65.607,70 TL aldığını, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin fazlasıyla almış olması nedeniyle açılan davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; ” kazadan sonra davalı … ile davacı arasında protokol imzalandığı bu protokol uyarınca …’ın toplamda 40.000 TL …’a ödeme yaptığı ve bu protokol uyarınca davacının davalıyı ibra ettiği anlaşılmıştır. Yine dosya içerisinde mübrez olan ödeme dekontları uyarınca davalı … şirketleri tarafından davacıya 30/11/2016 tarihinde 25.607,70 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamı itibari ile davacının talep ettiği maddi tazminat talebine ilişkin bilirkişi marifeti ile davacının uğradığı maddi zararın yapılan ödemeler düşüldükten sonra 33.944,32 TL olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda da bahsedildiği üzere mahkememizce müteveffa müterafik kusurlu ve taşımada hatır taşıması kabul edildiğinden belirlenen bu miktar üzerinden söz konusu indirimler yapıldığında davacının uğradığı zarar ile protokoller çerçevesinde kendisine yapılan ödemeler arasında açık nispetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından yapılan protokoller hükme esas alınmış ve davacının maddi tazminat talebinin karşılandığı göz önünde bulundurularak maddi tazminat yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın manevi tazminat talebine ilişkin yapılan inceleme ve değerlendirme uyarınca ölüm dolayısıyla davacı annenin uğradığı acı üzüntü ve keder, tarafların ekonomik durumu, müteveffanın müterafik kusuru ve davalının müteveffaya hiçbir menfaat gözetmeksizin hatır amacıyla taşımış olması göz önünde bulundurularak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ve 5.000 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesi” gerektiği gerekçesi ile; 1-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin REDDİNE 2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesineFazlaya ilişkin talebin müterafik kusur ve hatır taşıması göz önünde bulundurularak REDDİNE, karar verilmiştir. Davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki protokolde davacı asilin yanıltıldığını, bu nedenle protokolün geçersiz olduğunu, 40.000-TL ödemenin tamamen manevi tazminat için ödeme olarak kabul edildiğini, aksi takdirde sigorta şirketi ödemesinin tenzili ile 28.000-TL’nin manevi tazminat olarak kabulünün gerektiğini, bu durumda hak edilen tazminat ile ödenen tazminat arasında fahiş fark bulunduğunun ortaya çıktığı ve hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; …’ın sevk ve idaresinde bulunan 13/04/2013 tarihinde … plakalı araç ile yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu araçta yolcu konumunda bulunan … hayatını kaybettiğini, davacının destekten yoksun kaldığı anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen ” ödeme protokolü, feragat ve ibraname” başlıklı belgede yapılan ödemenin hangi tazminat için ne miktarda ödendiğinin belirtilmediği, bu durumda yapılan ödemenin 1/2’snin maddi tazminat 1/2’sinin ise manevi tazminat için yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, bilirkişi raporu üzerinden yapılan basit hesaplamaya göre ödenen bedel ile hesaplanan tazminat alacağı arasında fahiş fark bulunmadığı, anlaşıldığından davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkç gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıların desteğinin olayda ölmüş bulunması, desteğin yaşı, davacıların ölenle yakınlık durumu ve, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yeterlidir.Yukarıda açıklanan nedenler ile davacı ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1)2- Alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin yatırılan 35,90-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 18,50-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Alınması gereken 341,55-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-Yasa yoluna başvuran taraflar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.15/10/2020