Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2186 E. 2020/3580 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2186
KARAR NO : 2020/3580
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2018
NUMARASI : 2015/486 E. – 2018/268 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı … San. Ve Tic. Şti’nin işleteni bulunduğunu … plaka sayılı araç, müvekkil şirket nezdinde 200850196 nolu Trafik Sigorta Poliçesi ile 02/04/2013 tarihleri arasında sigortalandığını, sigortalı araç 25/08/2012 tarihinde ehliyetsiz sürücü … sevk ve idaresinde iken sürücü Karayolları Trafik Kanununda düzenlenen aracı dikkatsız ve güvensiz kullanmak kural ihlalinde bulunarak, asli kusurlu olarak yaptığı kaza sonucu … yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkil sigorta şirketinin 5684 sayılı Kanun’un 17.maddesi gereğince Hazine Müsteşarlığı nezdinde teminatlar tesis etmiş olması ve sigorta şirketi borcunun kamu teminatı altında bulunması sebebiyle teminatsız olarak ihtayati tedbir talebinin kabulünü, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla 58.462,00 TL ‘nin ödeme tarihi olan 25/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, harç, masraf ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili; ehliyetsiz araç kullanmak idari para cezasını gerektiren bir durum olduğunu asli bir kusur olmadığını, Karayollar Trafik Kanunu Mad. 84 te aslı kusurlar sayıldığını, ehliyetsiz araç kullanmak asli kusur olarak sayılmadığını, ehliyetsiz araç kullanmak tazminat açısından sigorta şirketine rücu etmek hakkı vermediğini, kaza tarihinde aracı sevk ve idare edenin ehliyetsiz araç kullanması sebebiyle davacı tarafın rücu etme hakkı doğmuş ise de bu hakkı kusur oranıyla sınırlı olduğunu, aracı sevk ve idare edenin kusur oranı tespit edilmeden yaptığı tazminat ödemesinin tamamını avans faiziyle birlikte araç maliki olan müvekkil firmadan istenmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı taraf kaza sonucu zarar görene yaptığı ödemeyi müvekkil firmaya kendisine geri ödemede bulunmasını istediğini, ve bu konuda bildirimde bulunduğunu belirttiğini, ancak davacı taraf müvekkil firmaya ulaşmadığı gibi herhangi bir bildirimde de bulunmadığını, müvekkil firmanın hiçbir şeyden haberi olmadığı gibi sonradan açılan dava sebebiyle durumdan haberdar olduğunu, bu sebeple davacı tarafın herhangi bir ihbarda bulunmadan açtığını, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava, Zorunlu Mali sorumluluk Sigortası Kapsamında sigortacının zarar gören 3. kişinin zararını karşılaması nedeniyle davalı sigortalının kusuru iddiasıyla dava konusu bedelin rücuen sigortalısından talep edilmesine ilişkindir.Davalı …. San. Ve Tic.Ltd.Şti’nin işleteni bulunduğu, … plakalı araç 28.02.2012 tarihinde sürücü … sevk vi idaresinde iken meydana gelen kaza neticesinde … yaralanmış, davacı tarafından kazazedeye 58.462.00 TL sigorta poliçesi kapsamında ödenmiştir. Bu hususlarda taraflar arasında temel bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf bu durum karşısında davacının davalıya rücu hakkının bulunup bulunmadığı ve davacının ödeme sonrasında dava açmadan önce davalıdan talepte bulunup bulunmadığı hususlarında kalmaktadır. Davacının sigortalısına ait araç sürücüsü Yavuz Yılmaz’ın ehliyetinin bulunmadığı, kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davalının KTK ‘nun 85/1-5 maddesi gereğince işleteni olduğu … plaka sayılı aracın sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi ve kusuru nedeniyle oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğu, kazazedede meydana gelen zararın aktüer hesabı yaptırılarak 58.462,00 TL olarak belirlendiği, bu bedelin 3. Kişi kazazedeye ödendiği, 02.02.2016 tarihli ZMMS Genel Şartları ve bu tarihten önceki Genel Şartları çerçevesinde sigortacının işletene rücu hakkının düzenlediğini, 4/c maddesine göre tazminatı gerektiren olay aracın KTK hükümlerine göre gereken ehliyete sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmiş ise ödemede bulunan sigortacının sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılması veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir hükmü kapsamında sigortacının araç sürücüsünün kaza anında yeterli ehliyete sahip olmadığını ispat etmesi gerektiği, davacının bu durumu ispat edebildiği, işletenin bu sorumluluktan kurtulabilmesi için aracın izinsiz kullanılmasını önlemek bakımından gerekli bütün dikkat ve özeni gösterdiği, hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat etmesi gerektiği oysa davalının bunu ispat edemediği ve böylece davacının ödediği bedelin iadesini talep hakkı bulunduğu, davacının ödeme sonrasında dava açmadan önce bu bedeli talep ettiğini ispat edemediğinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekilinin istinaf nedenleri: Araç sürücüsünün sırf ehliyetsiz olmasının, tam kusur kabul edilmesinin ve yasal faiz yerine ticari faize hükmedilmesinin doğru olmadığına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf neden ve kapsamları ile sınırlı olarak yapılan incelemede: Dava, trafik kazası sonucunda oluşan hasar tazminatını ödeyen ZMSS’nin, ehliyetsiz araç kullanma nedeniyle sigortalısından rücuen tazminat istemine ilişkindir. 1-Davalı vekilinin, davalı araç sürücüsünün sırf ehliyetsiz olmasının, tam kusur kabul edilmesinin doğru olmadığına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde: Somut davada, davalı …. San. Ve Tic. Şti’nin işleteni bulunduğu, davacı şirket nezdinde … nolu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı aracın, 25/08/2012 tarihinde ehliyetsiz sürücü … sevk ve idaresinde iken sürücünün asli kusurlu olarak trafik kazasına karışması nedeni ile davacı sigortacının ZMMS kapsamında zarar gören 3. kişinin zararını karşılaması nedeniyle davalı sigortalından ödediği bedeli rücuen istemektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu kazaya neden olan araç için davacı ile davalı arasında kaza tarihi dönemini kapsayan bir yıllık zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.c maddesi uyarınca, tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucunda meydana geldiği takdirde sigortacının sigorta ettirene rücu imkanı bulunmaktadır. Somut olayda davalı sigortalıya ait aracın kaza anındaki sürücüsünün ehliyetsiz olduğu mahkemenin ve taarafların kabulündedir. Bu halde ve yukarıdaki mevzuat hükümleri çerçevesinde, somut olayda sigortalı aracın ehliyetnameye sahip olmayan sürücü tarafından kullanılması nedeniyle davacı … şirketinin işleten-sigorta ettiren konumundaki davalıya rücu imkânı bulunduğu açıktır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalıya ait araç sürücüsü Yavuz Yılmaz’ın kazanın meydana gelişinde 8/8 oranında % 100 kusurlu olduğu, … ’nın ise kusursuz bulunduğu, davacı … şirketinin,meydana gelen zararın aktüer hesabı yaptırılarak 58.462,00 TL olarak belirlenen tazminatı 3. kişi kazazedeye 25/07/2014 tarihinde ödediği, bu miktarı rücuen kendi sigortalısı davalıdan talep edebileceği belirtilmiş olup, bilirkişi raporu gerekçesine ve hesap tazına göre denetlenebilir nitelikte olup mahkemece bu bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olmasında, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itiraz yerinde görülmediğinden reddi gerekir. 2-Davalı vekilinin, yasal faiz yerine ticari faize hükmedilmesinin doğru olmadığına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde:Davaya konu kazaya karışan ve davacıya sigortalı aracın kamyonet niteliğinde ticari araç olması ve davalı şirkete ait bulunması, davacının ve davalının da ticari şirket bulunmaları, bir tacirin de borçlarının ticari olmasının asıl olması, ticari işlerde de temerrrüt faizi olarak TTK 3. maddesi ve 3095 sayılı Kanunun 1. ve 2/1. maddesi uyarınca avans faizi istebilmesi, davacı şirketin de avans faizi talep etmesinde ve mahkemece de avans faizine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.Hal böyle olunca, dosyada bulunan deliller ve mahkemece yapılan yargılama ile davalı tarafından davacıya sigorta ettirilen aracın kaza anında ehliyetsiz sürücü tarafından sevk ve idare edildiğinin ve kazanın da bu sürücünün tam kusuru ile meydana geldiğinin anlaşılmasına, sigorta şirketinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.c maddesi uyarınca kendi sigortalısı olan davalıya rücu hakkının bulunmasına, mahkemece hükme esas alınan ve usul ve yasaya uygun olan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına, davacının avans faizi talep edebilmesine, mahkemenin usul ve yasaya uygun olan kararının gerekçesine ve tüm dosya kapsamına, resen incelenmesi gereken hususlar yönünden de herhangi bir eksiklik bulunmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK m. 353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2018 tarih ve 2015/486 E. – 2018/268 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Karar tarihine göre davalıdan alınması gerekli 3.993,53 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 998,38 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 2.995,15 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye İRAD KAYDINA,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davaLı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRRAKILMASINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar yönünden kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.22/10/2020