Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2184 E. 2020/3497 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2184
KARAR NO : 2020/3497
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2018
NUMARASI : 2014/1421 E., 2018/123 K.
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; … plakalı üst sınıf lüks otomobilin müvekkili şirket adına tescilli olduğunu ve şirketin hakim ortağı … tarafından kullanıldığını, 09.05.2014 tarihinde … bir arkadaşı ile alkol alacağı yemeğe giderken eskiden şoförlüğünü yapan …da araç kullanması için yanında götürdüğünü, yemek sonrasında … plakalı otomobili … kullandığını ve alkolsüz olduğunu, eve dönerken saat 00:30 sularında …yönetimindeki … plakalı ticari taksi ve … yönetimindeki … plakalı motosiklet ile kazaya karıştıklarını, kaza sırasında motosiklet sürücüsü … hayatını kaybettiğini, … yaralı olduğunu düşündüğü … başından kaskını çıkararak ilk yardımı yaptıktan sonra çevredeki kalabalığın saldırmasından korktuğu için kimliğini polise teslim etmesinden sonra kaza mahallinden ayrıldıklarını, ertesi günü karakola giderek ifade ve kan örneği verdiklerini, sigorta şirketinin sürücünün alkollü olduğu için kaza mahallini terk ettiği gerekçesi ile tazminat ödememesinin haklı olmadığını, … plakalı otomobilin pert durumunda, kaza öncesindeki rayiç değerinin 239.944 TL, kaza sonrasında hasarlı aracın sovtaj değerinin 115.556 TL ve hasar tutarının 124.388 TL olduğunu, davalı … şirketinden 08.07.2014 tarihinde tazminat talep edildiğini, ancak ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 124.388-TL tazminatın davalı … şirketine başvuru tarihi 08.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç üzerinde … Bankası A.Ş lehine rehin hakkı bulunduğunu, dava hakkının dain-i mürtehin bankada olup davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, esasa ilişkin olarak da; olay sırasında kazaya karışan … plakalı aracın … tarafından kullanıldığını, bu şahsın alkollü araç kullanmaktan 3 defa ceza almış olduğunu, kazanın meydana geldiği akşam… ile … Restoranda birlikte alkol aldıklarını, restoran çıkışı otomobili … kullandığını, yolda bira aldıkları ve içmeye devam ettiklerini, alkol etkisi altında kaza yaptıklarını, alkollü oldukları için kaza mahallini terk ettiklerini, telefonlarını da kapattıklarını, polislerin bütün gece aramalarına rağmen … ile ilişki kuramadığı ve bulamadığını, kazadan 21 saat sonra alkol testi için kan örneği verdiklerini, kaza tespit tutanağında sürücünün kaçtığının belirtildiğini, sürücünün alkollü olduğunu ve kazanın alkol etkisi altında meydana geldiğini, Kasko Poliçesi Genel Şartları A.5.10 maddede kaza yerinden ayrılma halinin sigorta teminatı dışında sebep olarak belirtildiğini, kaza sonrasında sürücü ve yanındakilerin olay yerinden kaçtıklarını, olay sonrasında olay mahalline trafik ve asayiş şubesinde görevli resmi üniformalı polisler gelmesine rağmen “şahısların ifadelerinde düvülecekleri korkusuyla kaçtıklarını ileri sürmelerinin” gerek olay saati, gerekse müteveffanın yakınlarının olay yerinde bulunmamaları dikkate alındığında kaçmalarını gerektirecek bir durumun olmadığını, kasden doğru bildirim ve ihbar yükümlülüğüne ve iyiniyet kurallarına aykırı davranıldığını, ödeme yükümlülüklerinin TTK.nun 1449.maddesi gereğince kalktığını, ispat mükellefiyetinin yer değiştirdiğini, tazminat miktarının fahiş olduğunu, vekiledeni şirket nezdinde aracın hurda değeri tespit çalışmaları yapılmakta olup buna ilişkin eksper raporunun bilahare sunulacağını, tazminat ödeme borcunun eksper raporunun sigortacıya sunulmasından itibaren 10 gün iş günü, her halükarda hasar ihbarından itibaren 45 sonrası olduğunu, davacı yanın 08.07.2014 başvuru tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu belirterek, öncelikle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, İstanbul 15.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/237 Esas sayılı ceza davası neticesinin beklenilmesine ve esasende haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; somut olayda 01.04.2013 tarihinden sonra düzenlenmiş poliçe yeni genel şartlara tabi olup sürücünün haklı sebep olmaksızın olay mahallinden ayrılması hali başlıbaşına teminat dışı hal olarak düzenlenmiş olmakla, öncelikle genel şartların A.5.10 maddesi düzenlemesi gereğince sigortalı davacının sürücüsünün kimliği hususunu ve haklı gerekçe ile sürücünün olay yerini terk ettiğini ve alkolsüz olduğunu ispat mükellefiyetinde olduğu, ancak dosya kapsamına ve mevcut delillere göre, davacı yanın bu hususu ispatlayamadığı, davacı sürücüsünün zorunlu hal olmadığı halde, kimliğinin tespit edilmesini engellemek ve alkollü olduğunun tespitini engellemek amacıyla kaza yerinden ayrıldığı açıkça anlaşılıp kabul edilmekle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sürücü … müvekkili şirket sahibinin alkol alacağı için aracı kullanması için yanına aldığı şahıs olduğunu, bunun için çağrılan şahsın alkol almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaza sırasında motosiklet sürücüsü … hayatını kaybettiğini, … yaralı olduğunu düşündüğü .. başından kaskını çıkararak ilk yardımı yaptıktan sonra çevredeki kalabalığın saldırmasından korktuğu için kimliğini polise teslim etmesinden sonra kaza mahallinden ayrıldıklarını, ertesi günü karakola giderek ifade ve kan örneği verdiklerini, sürücü … ceza mahkemesinde; kaza anında alkollü olduğuna dair yeterli delil olmadığı yönünde hüküm kurulduğunu, sigorta şirketinin sürücünün alkollü olduğu için kaza mahallini terk ettiği gerekçesi ile tazminat ödememesinin haklı olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Dava; davacının kendi sigortacısına (kasko) karşı açtığı hasar (pert) bedelinin tazmini istemine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri sınırlı yapılan incelemede;Davacıya ait … plakalı aracın … numaralı kasko sigorta poliçesi ile 20.02.2014-2015 vadelerini kapsayacak şekilde davalı … A.Ş. nezninde sigortalandığı, kaza tarihi olan 09.05.2014 tarihinin poliçe teminatı kapsamında kaldığı, anlaşılmıştır. Olayın, kaza tespit tutanağı ve tüm bilgi ve belgelerden davacı sürücüsünün yönetimindeki … plakalı araç ile Aksaray yönünden Taksim yönüne seyrederken Unkapanı Varyant üstüne geldiğinde tehlikeli şerit değiştirdiği, önce sağdaki kaldırıma çarptığı, sonra sola doğru savrulduğu ve soldaki orta refüş demir parmaklıklara çarptığı, demir parmaklıkları devirerek ve havalanarak karşıdan gelen araçların kullandığı yola geçtiği, karşı yönden gelen … idaresindeki … plakalı ticari taksinin ön kaputuna havalanarak çarptığı, karşı yönden gelen … idaresindeki … plakalı motosiklete çarptığı, motosiklet sürücüsü … olay sebebiyle hayatını kaybettiği, olaydan sonra … plakalı aracın terk edildiği anlaşılmıştır.Somut olayda sigorta şirketinin hasarı red gerekçesinin kasko poliçesi genel şartları teminat dışı hallerin belirtildiği A.5.10 md olduğu anlaşılmaktadır. İddianın ispatı 6102 sayılı TTK.nun 1409/2 maddesi gereğince davalı sigortacıda bulunmakta ise de; poliçe genel şartlarında 01.04.2013 tarihinde yapılan değişiklik ile A.5 maddesinde belirtilen “teminat dışı haller”e ilave maddeler eklendiğini, A.5.10. maddesinde yer alan“Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması” şeklindeki düzenlemenin 01.04.2013 tarihinden sonra düzenlenen kasko poliçesi genel şartlarına yeni olarak ilave edildiğini, davaya konu kazanın meydana geliş tarihi ve düzenlenen kasko sigorta poliçesinin 01.04.2013 tarihli değişiklikten sonra düzenlenmiş olması sebebi ile genel şartlarda düzenlenen ve somut olayı ilgilendiren yeni bir teminat dışı durumun uygulama alanı bulduğu, buna göre sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılmasının başlı başına teminat dışı sayıldığını, 09.05.2014 tarihinde olaydan hemen sonra tutulan kaza tespit tutanağında … plakalı aracın sürücüsünün tespit edilemediği, şahsın olay yerinden yaya olarak kaçtığı, araç içinde açık bira kutuları mevcut olduğu, kazanın oluş şekline göre … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun belirtildiği, davacı sürücüsünün poliçe genel şartları A.5.10 maddesi kapsamında olay mahallini haklı gerekçe ile terk ettiği hususunu ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı sigortalının araç sürücüsünün kaza mahallinden ayrılması konusunda haklı bir gerekçesi olduğunu ispatlayamamasına göre davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/02/2018 tarih ve 2014/1421 esas 2018/123 karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin yatırılan 35,90-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 18,50-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik HMK.nun 361/1. madde hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.15/10/2020