Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2154 E. 2020/3495 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2154
KARAR NO: 2020/3495
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/06/2018
NUMARASI: 2015/987 E., 2018/693 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 08/07/2015 tarihinde müvekkili …’nın kullandığı … plakalı araç ile seyir halinde iken dava dışı …’ın kullandığı … plakalı aracın kontrolsüz olarak önüne kırması neticesinde kaza geçirerek ağır yaralandığını, bunun sonucunda da malül kaldığını, müvekkilinin kazada hiçbir kusuru bulunmadığını belirterek, şimdilik 1000 TL maddi tazminatın kazaya sebebp olan aracın trafik sigortasının olmaması nedeniyle davalı Güvence Hesabından dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olup, bilahare bilirkişi raporu doğrultusunda talebini 81.371,39 TL olarak arttırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın trafik poliçesinin bulunduğunu, araç sürücüsüne davanın ihbarının gerektiğini, kazanın oluşumundaki kusur oranlarının ATK tarafından tespiti ve daimi maluliyet oranının da ATK tarafından tespiti gerektiğini, tazminatın hazine müsteşarlığına kayıtlı aktüerya bilirkişileri tarafından hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamı dışında kaldığını, SGK’dan rücuya tabi ödeme olup olmadığının sorulması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kaza tarihindeki poliçe teminat limiti ve kusur oranı ile sorumluluklarının sınırlı bulunduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Adli Tıp tarafından düzenlenen 26/07/2017 tarihli rapora göre 08/07/2015 tarihinde davacının geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %45 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur. İşbu maluliyet raporuna taraflar itiraz etmediğinden aktüerya hesaplamasında bu oranların baz alınması gerekmiştir. Kusur incelemesi yönünden de, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda ceza dosyasındaki tüm verilerin ve delillerin değerlendirilerek denetime açık olacak şekilde kusur oranlarının tayin edildiği anlaşıldığından, hükme ve tazminat ölçüsüne esas alınmıştır. Dava konusu olayda kaza tarihi itibariyle ZMMS hazine müsteşarlığınca tespit edilmiş poliçe limitlerinin sakatlık halinde şahıs başına 290.000 TL olarak belirlendiği anlaşıldığından aktüerya bilirkişisi tarafından bulunan maddi zararın teminat limiti kapsamında kaldığı görülmüştür. Buna göre davanın aşağıdaki gibi talep arttırım dilekçesi doğrultusunda kazanın ticari niteliğinin bulunmadığı da gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesi ile; Davanın kabulü ile geçici iş göremezlik zararı 6.764,97 TL, daimi sakatlık zararı 74.606,42 TL olmak üzere toplam 81.371,39 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 06/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dosyada alınan kusur ve hesap raporuna karşı itiraz hakları kısıtlanarak karar verildiğini, raporun 28/05/2018 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, 2 haftalık itiraz hakları beklenmeden davanın 06/06/2018 tarihinde karara bağlandığını, savunma haklarının kısıtlandığını, müvekkili kuruma başvuru yapılmadan davanın açıldığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekirken kabul edildiğini, maluliyet raporunun Özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe uygun hazırlanması gerekirken bu yönetmeliğe uygun olmayan maluliyet raporunun hükme esas alındığını, müvekkilinin geçici iş göremezlik tazminatın sorululuğu bulunmadığını, kusurla ilgili raporun Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiğini, eksik inceleme ile alınmış mahkeme kararının kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde görülerek müvekkili lehine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazası nedeniyle davacı da oluşan maluliyete bağlı olarak geçici iş göremezlik ile kalıcı maluliyet tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan incelemede; Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan incelemede; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranı ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/06/2018 tarih ve 2015/987 Esas 2018/693 Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gerekli 5.558,47-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.390,00-TL harcın düşümüyle kalan 4.168,47-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/10/2020