Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2121 E. 2020/3638 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2121
KARAR NO: 2020/3638
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2018
NUMARASI: 2016/735 E., 2018/582 K.
DAVANIN KONUSU: Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni ait … plaka sayılı aracın, davalı … şirketi nezdinde genişletilmiş kasko sigorta paket poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, bu şekilde koruma altına alınan aracın 04/07/2015 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda hasarlandığını, araçta oluşan hasarın tamiri amacıyla …-Güven Sanayi Sitesi … Blok …-…-… Ümraniye adresindeki servise (…) bırakıldığını, ancak aracın hasarı giderilmiş bir şekilde 07/11/2015 tarihinde davacıya teslim edildiğini, 4 ay gibi bir süre içerisinde bir aracın tamir edilmemesinin, araçtan beklenilen yararlara engel olduğunu ve vekil edeninin bu kadar uzun süre tamirde kalan araç için 17/07/2015 – 16/11/2015 tarihleri arasında … oto Kiralama şirketinden 13.216,00-TL bedelle araç kiralamak zorunda kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla aracın tamiri için geçen yaklaşık 4 aylık dönemden kaynaklanan müspet zararlarına karşılık olmak kaydıyla 13.216,00-TL tazminatın 14/10/2015 temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 09/05/2015 günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 21.000,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; talebin tamir süresince geçen döneme ilişkin olarak yapılmak zorunda kalınan araç kiralama bedeline ilişkin olduğunu, davacı ile vekil edeni sigorta şirketi arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesine göre talebin teminat dışı bulunduğunu ve poliçe kapsamında … hakkı sahibi olan … Bankası A.Ş’den muvafakat alınmadan böyle bir dava açılamayacağını ayrıca Kasko Sigortası Özel Şartlarının A.4.11.maddesindeki “Hasar gören araçların orjinal parçası olması durumunda, orjinal parça tedarik edilir. Hasar gören parçanın eşdeğer, yan sanayi veya çıkma parça olması durumunda hasar gören parça üzerinden işlem yapılacaktır.” hükmü uyarınca poliçe özel şartlarına uygun şekilde orjinal parça tedarik edilmesi gerektiğinden anılan sürenin uzamış olması nedeniyle vekil edeni sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı gözetilerek, davanın olağan tamir süresinin aşılması ile oluşan müspet zararın giderilmesi isteğine ilişkin olduğu, davacıya ait aracın 04/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davalı … şirketi ile anlaşmalı servise teslim edildiği, ekspertiz incelemesi sonucunda araç için tamir süresi olarak 7 iş gününün belirlendiği, yargılama sırasında temin edilen bilirkişi raporunda ise aracın mutat tamir süresinin 17 gün olacağının tespit edildiği, fakat aracın tamir edilmiş haliyle davacıya 07/11/2015 tarihinde teslim edildiği gözetildiğinde 105 günlük bir gecikme olduğu, bu durumda 105 süresi içerisinde aynı marka ve modeldeki bir aracın kiralanması halinde davacıya 21.000,00-TL ödeme yapılması gerektiğinin anlaşıldığı, her ne kadar sigorta poliçesine göre araç kiralanmasından kaynaklanan zararlar poliçe kapsamında değil ise de talebin esasen sigorta poliçesindeki teminatlardan kaynaklanmadığı, aracın onarımının yapıldığı servisin davalı … şirketi ile anlaşmalı olması ve parçaların sigorta şirketi tarafından sipariş verilmiş bulunması değerlendirildiğinde, sigorta şirketinin oluşan zararda genel hükümlere göre sorumlu olacağı benimsenmek suretiyle; “Davanın KABULÜ ile; 21.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; cevap dilekçesindeki nedenlerle aynı olup ayrıca araç onarımının geç yapılmasından kaynaklanan müspet zarar bakımından da sorumlulukları yoluna gidilemeyeceği, zira kasko sigortası özel şartlarının A.4.11.maddesi gereğince; hasar gören parçaların orjinal olması nedeniyle, orjinal parça tedarik edilmesi gerektiğinden, zaman kaybedilmeksizin parça temini yoluna gidildiği ve parçaların tedarikçi firma tarafından yurt dışından sağlandığı, tedarikçi firma tarafından sipariş işlemlerinin zaman kaybedilmeksizin gerçekleştirildiği, bu nedenle tamir süresince herhangi bir ihmallerinin bulunduğundan söz edilemeyeceğinden sorumlulukları yoluna gidilemeyeceği ve kabule göre de davacının araç kiralama nedeniyle sadece 13.216,00-TL’lik bir ödeme yaptığı açık olduğu halde gerçek zararı aşar biçimde fazla tazminata hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı bulunduğu hususlarına yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir. 01/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın “Sigortanın konusu” başlıklı A.1 maddesinde “Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanım izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan, iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatin aşağıda belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat alır. ” denilmiş, sonra aynı maddenin a, b , c ve d bentlerinde de tek tek hangi zararların teminat kapsamında olduğu açıklanmıştır. Söz konusu Genel Şartların A.4 maddesinde ise ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilecek zararlar bentler halinde sayılmış, 4.8. bentte de “Aracın sigorta kapsamına giren tam veya kısmi bir zarara uğraması nedeniyle tam hasar halinde tazminatın ödenmesine, kısmi hasar halinde hasarın giderilmesine kadar olan sürede poliçede bu korumaya ilişkin belirtilen limitle sınırlı olmak üzere kullanım ve gelir kaybından doğan zararlar” ın ek sözleşme ile teminat altına alınabileceği belirtilmiştir. Somut olaya dönüldüğünde, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen poliçede Genel Şartlar’ın 4.8. Bendinde belirtilen şekilde bir teminatın poliçe kapsamına dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı … şirketinin, aracın uzun süre tamir edilmemesi nedeniyle davacı tarafından yapılan veya yapılmak zorunda kalınacak araç kiralama bedelinden mahkemenin kabulünde olduğu şekilde sorumluluğu yoluna gidilemez ise de; Mahkemece, parçaların sigorta şirketi tarafından sipariş verilmiş bulunması değerlendirildiğinde, sigorta şirketinin oluşan zararda genel hükümlere göre sorumlu olacağı benimsenmek suretiyle; yazılı biçim ve şekilde davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, Kasko Sigortası Özel Şartlarının 4.10,4.11 ve 4.12 maddelerine göre, hasarın aracın orjinal parçasında olması halinde, onarımın orjinal parça tedariki ile yapılması gerektiğinden bu nitelikteki parçaların tedarikinden sorumlu olduğu belirgin olan davalı sigortacının, tamir için gerekli parçaların en fazla 10 gün içerisinde piyasadan temin edilebileceği ve bu durumda makul onarım süresinin 105 gün geciktiğine ilişkin belirleme ve değerlendirmeye dayanılarak düzenlendiği anlaşılan 18/04/2018 günlü bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazda, sigorta şirketi adına işlem yaptığı anlaşılan tedarikçi firmanın parçaları yurt dışından temin etmesi nedeniyle meydana gelen gecikmeden dolayı sorumlukları yoluna gidilemeyeceğinden başka somut bir itirazda bulunulmadığı gözetildiğinde, dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içeren bu raporun hükme esas alınmasında ve makul süreyi çok aşar nitelikteki tedarik gecikmesi nedeniyle davacının uğradığı zarardan genel hükümlere göre davalı … şirketinin sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında bir isabetsizlik tespit edilemediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı …. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 1.431,51-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 357,88,-TL’nin düşümü ile kalan 1.073,63-TL harcın davalı …’den alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.11/11/2020