Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2010 E. 2018/904 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/2010
KARAR NO : 2018/904
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2018
NUMARASI : 2016/1107 E.-2018/386 K.
DAVA KONUSU : Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenine ait … plaka sayılı aracın, davalı … şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu; söz konusu aracın 28/08/2016 tarihinde vekil edenine ait evin önünden çalındığını, davalı … şirketine yapılan başvurunun ise sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00-TL araç çalınma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 20/10/2017 günlü oturumda da dava konusu aracın dava açıldıktan sonra hasarlı olarak bulunduğunu, hasar bedelinin 14.913,63-TL olduğunu belirterek, dava türünü hasar bedeli olarak değiştirdiklerini açıklamıştır.
Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; dava konusu … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde, kasko sigortalı olduğunu ancak kendi anahtarının kullanılarak, çalınmış olması nedeniyle davacı talebinin kasko sigorta poliçesinin teminatı kapsamı dışında bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia savunma ve toplanan deliller değerlendirilerek, davacının aracının çalınmasında kusurlu olduğu ve usulüne uygun şekilde yapılmış bir ıslahta bulunmadığı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; aracın çalınmasında vekil edenine yükletilebilecek bir kusur olmadığı ve ayrıca dava açıldıktan sonra hasarlı bir şekilde bulunan araçla ilgili taleplerinin ıslah etmeleri için imkan ve süre verilmediği halde, yazılı biçim ve gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu hususlarına yöneliktir.
Dava, kasko poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup; davalı, davacıya ait aracın kasko sigorta şirketidir. Dava şartı niteliğindeki görev sorunu, kendiliğinden ve öncelikle irdelenmelidir. (HMK.m.114,m.115)
Davaya konu zararlandırıcı eylem 28/08/2016 tarihinde meydana gelmiş; dava ise, 11/11/2016 gününde açılmıştır. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 09.05.2017 gün ve 2016/12022 esas ve 2017/5268 karar sayılı ilamında da belirtildiği şekilde; 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) nolu bendinde, “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Davanın, davacı sigortalı tarafından kasko sigorta şirketine karşı açtığı tazminat davası olması ve 6502 sayılı Tüketici Yasasının yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden sonra 21/12/2015 tarihinde açılmış olmasına göre mahkemece Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek davanın HMK’nın 114/c maddesi gereğince görevsizlik nedeni ile HMK’nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmesi doğru olmadığından, hükmün HMK.m.353/1-a/3 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonucuna varılarak, aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile;istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE;
3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcı ile başvurma harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran davacıya İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
HMK. m.353/1-a/3 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.20/09/2018.