Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1828 E. 2018/903 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1828
KARAR NO : 2018/903
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2018
NUMARASI : 2018/2031 E.- 2018/2031 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ:20/09/2018
KARAR YAZIM TARİHİ :20/09/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı şirket nezdinde ZMM sigorta policesi sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın; 06/06/2013 tarihinde sürücüsünün kusuru sonucunda yaya olarak bulunan davacıya çarpması sonucunda davacı …in yaralandığını ve %46 oranında sakat kaldığını, sigorta şirketine yapılan başvurunun ise kabul edilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, kalıcı iş görmezlik tazminatına esas olmak üzere; 40.050,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile istek miktarını 250.000,00-TL ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili cevabında; trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın başvuran …’e çapması sonucunda yaralanmasına neden olan olayın; aracın sürücüsü- işleteni konumunda olan …’nın kasten aracı davacı üzerine sürmesi sonucunda gerçekleştiğini, bu durumda trafik sigortacısının, sigortalısının kasta dayalı eylemleri sonucunda meydana gelen zarardan sorumlu olmadığını, olayın gerçekte nasıl gerçekleştiğinin belirlenmesi için Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini, bu nedenle olayda temerrüt halinin oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davacının yaralanması ile sonuçlanan olay nedeniyle, Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 2013/126 esas sayılı dava dosyasındaki karara göre; davacının yaralanmasına neden olan sürücü eyleminin, taksirle yaralama suçu olarak değerlendirildiği, olay sırasında yaya olan davacının kusursuz bulunduğu, maluliyet oranın ise %46 olduğu benimsenmek suretiyle talebin kabulüne ve 250.000,00-TL maddi tazminatın 04/12/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile, davalı…Sigorta A.Ş alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; Sigorta şirketinin sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetine itirazı üzerine, itirazın reddine karar verilmiş, itiraz hakem heyeti kararına karşı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemizce, 16/11/2017 gün 2017/513 Esas ve 2017/822 Karar sayılı ilamla; Tarafların iddia ve savunmaları,itirazları, ceza dosyası kapsamı ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri arasından veya Karayolları Trafik Fen Heyetinden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan alınacak denetime elverir nitelikte raporla, tarafların olaydaki kusur oranlarının hiç bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi varsa çelişkilerin giderilmesi ve ayrıca ceza mahkemelerindeki yargılama sonucunda belirlenen maddi olayla, hukuk mahkemelerinin bağlı olacağı düşünülerek, sigortalı araç sürücüsü …’nın olayı kasten mi yoksa taksirli şekilde mi gerçekleştirdiğinin tespiti bakımından ceza yargılamasına ilişkin kararın kesinleşmesinin beklenilmesi, kesinleşmiş ise kesinleşme şerhini içeren karar örneğinin dosyası ile birleştirilmesi ve ondan sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bunların yapılmamış olmasının isabetsiz olduğu görüşünden hareketle, itiraz hakem heyetince verilen kararın HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve kaldırma gerekçelerine göre işlem yapılarak yeniden hüküm tesis edilmesi için dosyanın hakem heyetine gönderilmesine karar verilmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince Dairemizce verilen karar gereğince kusur raporu alınmış, ceza mahkemesi kararı dosyaya getirtilmiş ve söz konusu Ankara Batı 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/126 Esas ve 2013/7106 sayılı kararının itirazın reddi sonucunda 16/07/2015 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. İtiraz hakem heyetince Dairemizin kaldırma ve gönderme kararından sonra alınan kusur bilirkişisi heyet raporundaki belirlemeler doğrultusunda davanın konusunu oluşturan kazanın meydana gelmesinde, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsü …nın %30 oranında, davacının %35 oranında ve dava dışı …isimli şahsında %35 oranında kusurlu olduğu, davacının dava açarken müteselsil sorumluluk esaslarına dayanmadığı, dolayısıyla davalı sigortanın sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı bulunduğu, kaldırma gönderme kararından sonra davacı taraf dosyaya olay nedeniyle %58 oranında beden gücü kaybına uğradığına dair rapor sunarak tazminat belirlemesinin buna göre yapılmasını istemiş ise de, davacı tarafın %46 maluliyet gözetilerek yapılmış hesaplama ve tazminat belirlemesi uyarınca verilen 27/07/2016 gün 2016/İ.1530 Esas ve 2016/İHK.1876 karar sayılı olan itiraz hakem heyeti kararına herhangi bir itirazda bulunmaması nedeniyle, görülmekte olan dava bakımından %46 maluliyet oranının kesinleşmiş olduğu, yeni bir maluliyet oranına göre hesaplama yapılamayacağı görüşünden hareketle, davanın kısmen kabulü ile 89.684,82-TL tazminatın 04/12/2015 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili ve davacı vekili tarafından süresi içerisinde ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davalı sigorta şirketinin istinaf nedenleri; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesinin kaldırma gönderme kararında belirtilen hususların yerine getirilmediği, olayla ilgili olarak Ankara Batı 3.Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararın kesinleşmesinin beklenilmediği, davacı …’in maluliyet oranının yeniden belirlenmesi gerekmesine rağmen, bunun yapılmadığı, hükme esas alınan kusur raporunun hatalı olduğu ve vekalet ücretinin de yanlış belirlendiği hususlarına ilişkindir.
Davacı vekilinin istinaf nedenleri ise; hükme esas alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, davacının olayın gerçekleşmesinde kusurunun sadece %35 olmasına ve 19/01/2018 tarihli dilekçede vekil edeninin kusuru dışında kalan %65 oranındaki kusur durumuna göre tazminat hesaplaması yapılması isteğinde bulunulmasına rağmen müteselsil sorumluluk ilkelerinin gözardı edilmesi sonucunda, sadece sigortalı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden oranda tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve ayrıca davacıdaki maluliyetin %58 olduğu anlaşılması karşısında, bu oran üzerinden hesaplama ve değerlendirme yapılması gerekirken yazılı biçim ve gerekçeyle bu yöndeki taleplerin karşılanmamasının hatalı bulunduğu, kabule göre de kaldırma gönderme kararından sonra yapılan bilirkişi masraflarının yargılama giderlerinde dikkate alınmadığı hususlarına yöneliktir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan beden gücü kaybı zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.
İstinaf edenlerin sıfatı, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesine dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Dairemizce verilen kaldırma gönderme kararında belirtilen eksikliklerin giderilmiş olmasına, yapılan yeni yargılamada uzman bilirkişi heyetinden alınan kusur raporunun dosyaya ve oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bilirkişi raporundaki değerlendirme ve sonucun Ankara Batı 3.Ağır Ceza Mahkemesinde görülerek kesinleşen ceza yargılamasındaki belirlemelerle de örtüşmüş olmasına göre, hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik tespit edilememesine, itiraz hakem heyetinin 27/07/2016 tarihli kararında hükme esas alınan maluliyete ilişkin oran dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda verilen Uyuşmazlık Hakam Heyeti kararına karşı davacı tarafça itiraz edilmemesi karşısında, bu durumun davalı taraf için usulü kazanılmış hak oluşturacağının açık olmasına, davalı tarafın İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itirazından daha sonra dosyaya sunulan, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen ve usulüne uygun olan 25/07/2016 günlü rapordaki beden gücü kayıp oranının %58 olduğuna dair belirleme gözetildiğinde; %46 maluliyete göre yapılan hesaplamanın davalı taraf yararına olduğu belirgin bulunduğuna, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17. maddesi “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir” hükmün, sadece davacı taraf aleyhine, davalı taraf lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin bulunduğu gözetildiğinde, davacı taraf yararına lehine tam ve nispivekalet ücretine hükmedilmesinde de bir yanılgı tespit edilemediğinden; davalı sigorta şirketi vekilinin tüm, davacı vekilinin de aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı taraf başvuru dilekçesinde; davacının yaya konumunda olması nedeniyle, kusursuz olduğu ve tüm diğer unsurlar birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin limit dahilinde müştereken ve müteselsilen zarardan sorumlu bulunduğu ileri sürülmüştür.Davacının uğradığı zarar tek bir olaydan kaynaklanmakta olup, 2918 sayılı KTK’nun 88 ve TBK’nun 162 ve devamı madde hükümlerine göre; sigortacı dahil haksız eyleme karışan zarar sorumlularından her biri teselsül hükümleri uyarınca tam tazminatla yükümlüdürler. Kusursuz veya bir miktar kusurlu olan davacı kendi kusuru dışında kalan kusur sorumlularının tamamına veya bir kaçına ya da sadece birine karşı dava açarak kendi kusunu dışında kalan zararının tamamının giderilmesini isteyebilir.Kusur durumu karşı zarar sorumlularının iç ilişkilerini ilgilendiren bir durum olup, rücuda dikkate alınabilecek bir husustur.Mahkemece( somut olayda tahkim komisyonu) davacı, yasanın verdiği müteselsil talep hakkından açıkça vaz geçmedikçe davalı sigorta sirketini(sigorta policesi limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) davacının kusuru dışında kalan zararın tamamından sorumlu tutması gerekir. Dosya kapsamından, PMF 1931 yaşam tablosu ile 0 teknik faiz uygulaması ile asgari ücret baz alınarak, %46 maluliyet durumuna ve davacının kusursuz olduğu kabul edilerek, uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen usulüne uygun şekilde yapılan hesaplamadan da anlaşılacağı üzere davacının kalıcı beden gücü kaybı zararının 298.937,82-TL olduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin kaldırma-gönderme kararından sonra alınan kusur bilirkişisi raporunda, olayın gerçekleşmesinde davacının %35 oranında kusurlu olduğu açıklandığına göre; tahkim komisyonunca davacının kusuruna ibabet eden miktarın düşülmesi ve kalan miktar bakımından davanın kabülüne karar verilmesi gerekirken,hatalı değerlendirme sonucunda sadece sigortalı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden miktar bakımından davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
3- Bundan ayrı; davacı tarafça Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakam Heyetince yapılan yargılama sırasında 1.800,00- TL bilirkişi ücreti harcaması yapıldığı anlaşıldığı halde, istinaf konusu olan itiraz hakem heyeti kararında, yargılama gideri niteliğindeki bu giderin gözetilmemiş olmasıda doğru değildir.
Ancak; açıklanan şekilde gerçekleşen bu yanılgılar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin bu yönlere ilişen istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile, HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, düzeltilmek süretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 05/03/2018 gün 2016/İ.1530-2016/İHK.1876 sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (2) ve (3) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle KABULÜNE, davacı vekilinin öteki istinaf itirazları ile davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının ise yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE,
2-Davalı sigorta şirketi tarafından istinaf başvurusu sırasında fazladan yatırılan 35,90 TL maktu harcın talep halinde davalı sigorta şirketine İADESİNE,
3- Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan 98,10-TL başvurma harcı ile 35,90-TL maktu harcın talep halinda davacıya İADESİNE,
4-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına,
5-İncelemenin duruşmasız yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf istemine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 05/03/2018 gün ve 2016/İ.1530-2016/İHK.1876 sayılı kararının KALDIRILMASINA;
5/1- Başvuru sahibi davacı …’in talebinin kısmen KABULÜ ile, 194.309,58-TL kalıcı malüliyet tazminatının 04/12/2015 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak başvuru sahibine ödenmesine,
5/2-Başvuru sahibi tarafından yapılan toplam 5.950,00-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranları gözetildiğinde, takdiren 4.581,50-TL sinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5/3-Davalı tarafın yargılama sırasında yaptığı 3.753,50-TL’si itiraz başvuru ücreti 85,70-TL si de ilk istinaf başvurusu nedeniyle kendisinden alınan istinaf başvuru ücreti olmak kaydıyla toplam3.839,20-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetildiğinde takdiren 883,10-TL’sinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine, bakiyesinin davalı sigorta şirketi üzerinde bırakılmasına,
5/4-Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri ile 5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/17 maddesi uyarınca belirlenen 17.608,57-TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
5/5-Davalı sigorta şirketi vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri ile 5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/17 maddesi uyarınca belirlenen 6.475,95-TL vekalet ücretinin 1/5’i olan 1.295,19-TL’nin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
5/6-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
HMK. m.353/1-b/2 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.361 gereğince, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.20/09/2018.