Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/180 E. 2019/4143 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/180
KARAR NO : 2019/4143
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2017
NUMARASI : 2017/5843 E. – 2017/5843 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/12/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile 30/04/2009 kaza tarihinde sigortası bulunmayan … plaka sayılı aracın yaptığı tek taraflı trafik kazasında sürücü konumunda bulunan davacının desteği … vefat ettiğini ve davacını destekten yoksun kaldığını belirterek, 6.000-TL ( ıslah ile 78.222,00-TL) destekten yoksun kalma zararının temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir.avalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir. Islah üzerine de zaman aşımı itirazında bulunmuştur. Uyuşmazlık Hakem Heyeti; alınan bilirkişi raporları doğrultusunda 78.222,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 28/11/2016 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir.İtiraz Hakem Heyeti; davalının itirazının reddine karar vermiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı taleplerinin zaman aşımına uğradığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 30/04/2009 kaza tarihinde sigortası bulunmayan … plaka sayılı aracın yaptığı tek taraflı trafik kazasında sürücü konumunda bulunan davacının desteği …’nın vefat ettiğini ve davacını destekten yoksun kaldığı anlaşılmıştır.Dava, trafik kazası sonucu, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK’nun 49. md.) haksız fiil tanımlanmış, 60.maddesinde de (TBK’nun değişik 72. md.) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK’nu 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi bulunduğu belirtilmiştir.Buna karşılık 2918 sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu, taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını benimsemiştir. Görüldüğü gibi, BK’nun 60. ve 2918 sayılı KTK’nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK’nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır.) 2918 sayılı Kanun’un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.
Buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85. ve 66/1-d maddelerinde öngörülen 15 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında,ıslah tarihinde de zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.Yukarıdaki açıklamalar ışığında istinaf isteminin HMK 353/1/b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 19/10/2017 gün ve 2017.İ /4328 E. 2017/İHK-4134 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davalı Güvence Hesabı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.335,80-TL nispi karar ve ilam harcının talep halinde davalıya İADESİNE,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.19/12/2019