Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1772 E. 2020/3164 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1772
KARAR NO: 2020/3164
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2018
NUMARASI: 2014/1319 E. – 2018/112 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni …’nin 11/11/2012 tarihinde plakası tespit edilemeyen bir toplu taşıma aracına bindiği sırada, araç şoförünün aniden hareket etmesi durumda düşmesi neticesinde meydana gelen trafik kazasında yaralanarak geçici ve kalıcı iş göremezliğe uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 2.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalı …’ndan tahsiline karar verilmesini istemiş, 21/06/2017 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de istek miktarını 27.557,43-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … vekili cevabında özetle; vekil edeni kurumun sorumluluğuna gidilebilmesi için kazanın davacının beyan ettiği şekilde gerçekleştiğini ve bir trafik kazasına bağlı olduğunu, davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini, tek taraflı beyanlarla sonucu ulaşılamayacağını, ayrıca dava açılmadan önce kuruma yapılmış bir başvuru da bulunmamış olduğundan, ancak dava tarihinden itibaren faiz isteğinde bulunulabileceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller, tanık beyanları,. Bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek, davacının yaralanması ile sonuçlanan 11/11/2012 günlü trafik kazası nedeniyle, davalı kurumun sorumluluğu yoluna gidilebileceği, kazanın oluşumunda plakası tespit edilemeyen sürücünün ve davacının eşit kusurlu oldukları benimsenmek suretiyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 27.557,43-TL iş göremezlik tazminatının dava tarihi olan 31/10/2014 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …ndan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; yaşandığı ileri sürdüğü trafik kazasının gerçekleşip gerçekleşmediği konusundaki ispat yükünün davacı tarafa ait olmasına rağmen, soyut iddiaların kabulü sonucunda vekil edeni kurumun sorumluluğu yoluna gidilmesinin doğru olmadığı, kabule göre de hükme esas alınan kusur raporunun ve hesap raporunun yetersiz ve hatalı bulunduğu hususlarına yöneliktir. Görülmekte olan dava da; davacı vekili, vekil edeninin plakası tespit edilemeyen bir aracın neden olduğu 11/11/2012 günlü trafik kazasında yaralandığını ileri sürerek görülmekte olan davayı açmış ve mahkemece bu iddia yerinde görülerek yazılı biçim ve şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna uygun değildir. Türk Medeni Kanunun 6. Maddesi uyarınca; davacı taraf iddiasını ispatla yükümlü olduğundan, davacı, iddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat etmekle yükümlüdür. Somut olaya dönüldüğünde;11/11/2012 tarihinde meydana geldiği ileri sürülen olayla ilgili olarak kolluk kuvvetlerine başvuruda bulunulmamış ve yaralanma nedeni ile başvurulan Antalya Atatürk Devlet Hastanesi’nce düzenlenen hiçbir kayıt ve belgede de yaralanmanın nedeni olarak trafik kazası gösterilmemiştir. Dosya kapsamından davacının tedavi gördüğü hastanede temizlik görevlisi olarak çalıştığı ve hakkında bu dönemde 05/10/2013 tarihli iş göremezlik belgesi düzenlendiği ve bu belgede de davacının arazı için “Hastalık İşaretlemesi” yapıldığı kendisine SGK’ca 14/11/2012-19/11/2012 tarihleri arasında 4 gün karşılığında hastalığa bağlı geçici iş göremezlik bedeli ödendiği anlaşılmıştır. Diğer bir ifadeyle, davacının hiçbir resmi kayıtta 11/11/2012 tarihinde meydana gelen yaralanmasının bir trafik kazasına bağlı olduğu (Adli Olay) bildirilmediği gibi, bu konuda hiçbir resmi tespit de yapılmadığı görülmüştür. Olayla ilgili olarak, tanıklıklarına başvurulan, bir tanesi davacının arkadaşı, bir tanesi de davacının kardeşi olan kişiler de beyanlarında özetle; davacının nasıl yaralandığını görmediklerini, davacının haber vermesi üzerine yanına gittiklerinde kaldırımda dirseğini tutar biçimde oturduğunu gördüklerini, kendilerine dolmuştan düştüğünü bildirdiğini açıklamışlardır. Bu durumda, davacının 11/11/2012 tarihinde meydana gelen yaralanmasının bir trafik kazasından kaynaklandığı hususu davacı tarafından somut olarak kanıtlanamadığı gibi, bir an için yaralanmanın trafik kazasından kaynaklandığı kabul edilse dahi, davacının beyanları dışında kazanın oluş şekli konusunda hiçbir belirleme bulunmadığından, sadece davacının soyut iddiaları değerlendirilerek kusur belirlemesi yapılamayacak ve dolayısı ile de davalı …nın sorumluluğu yoluna gidilemeyecektir. Bu kapsamda, davacının Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde düzenlenen ispat yükümlüğünü yerine getirdiğinden söz edilemeyeceğinden davalı …’na yönelik olarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve davanın reddi şeklinde yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1- İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2018 tarih ve 2014/1319 E. – 2018/112 K. sayılı kararına karşı davalı … A. Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE, 2- Davalı … A. Ş. tarafından yatırılan 470,61-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan diğer giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 5- İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2018 tarih ve 2014/1319 E. – 2018/112 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 5/1-Davacı tarafından davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın REDDİNE, 5/2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca davacıdan alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının; davacı tarafından yatırıldığı anlaşılan 25,20-TL peşin harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 87,30-TL harç toplamı olan 112,50-TL’den düşümü ile kalan 58,10-TL’nin talep halinde davacıya İADESİNE, 5/3- Davalı … A. Ş. kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 4.133,61-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A. Ş.’ye verilmesine, 5/4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5/5- Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine. Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/09/2020