Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1752 E. 2020/3163 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1752
KARAR NO: 2020/3163
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2016/568 E. – 2018/352 K.
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenine ait … plaka sayılı araç ile … şirketi nezdinde sigortalı bulunan … plaka sayılı (Yabancı plakalı) aracın karıştığı 16/10/2014 günlü trafik kazasında … plaka sayılı aracın hasarlanarak değer kaybına uğradığını, araçta oluşan hasar bedelinin 64,43-TL, değer kaybı zararının da 9.680,00-TL olduğunun ekspertiz raporu ile belirlendiğini, bu belirleme için de 147,50-TL ekspertiz ücreti ödendiğini, zarara neden olan kazanın oluşumunda yabancı plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu bulunduğunu, söz konusu kusurlu aracın … şirketi (Yunanistan) nezdinde yeşil kart sertifikası ile sigortalı olması nedeniyle, sigortacılık kanunun 24. maddesi ve Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca bu gibi durumlarda oluşan zararın yabancı sigorta şirketi adına Türkiye Motorlu Araçlar tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, bu amaçla davalı kuruma değer kaybına ilişkin olarak yapılan başvurudan sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) oluşan değer kaybı zararına ve ekspertiz ücretine karşılık olmak üzere 5.147,50-TL tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 29/11/2017 günlü bedel arttırım dilekçe ile de istek miktarını 12.647,50-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı vekili cevabında özetle; talep konusu zararın miktarı belli olduğundan, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının isabetsiz olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini istediklerine, kaldı ki davalı kurumun değer kaybı zararlarından sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek davanın esastan da reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; talep konusu trafik kazasının oluşumunda, … yabancı plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı zararının yargılama sırasında bilirkişi raporu ile belirlendiği görüşünden hareketle, davanın kabulü ile 12.647,50-TL’nin 01/09/2015 temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; kusurun hatalı belirlendiği, bu yöndeki itirazlarının değerlendirilmediği, kusur raporunun Karayolları Fen Heyetinden seçilecek heyetten alınması yönündeki taleplerinin gözetilmediği, oysa talep konusu trafik kazasının oluşumunda, … yabancı plaka sayılı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, asıl kusurun dava dışı olan ve en arkadan gelen … plaka sayılı araçta olduğu halde tam kusura dayanılarak verilen kabul kararında isabet bulunmadığı hususlarına yöneliktir. Dava, maddi hasarlı trafik kazasına bağlı olarak oluşan araç değer kaybı zararının giderilmesi isteğine ilişkindir. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. (Anayasa m.141/3). İlke, adil yargılanma hakkı kapsamında ve kamu düzenine ilişkin bulunmaktadır. (Anayasa m. 36/1 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.6). Mahkeme kararlarının gerekçe bölümünde; sav ve savunmaların özeti, çekişmeli ve çekişmesiz noktalar ile ret ve üstün tutulma nedenleri; sabit görülen olgulardan çıkarılan sonuçlar ile hukuki nedenin gösterilmesi gerekir. (HMK m. 297/1-c). Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (HMK m. 298/2). Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, bozma nedeni oluşturur. Yerel mahkeme, bozmadan sonra önceki kararla bağlı olmaksızın; çelişkiyi kaldırmak suretiyle, vicdani kanaatine göre karar verebilir. (10/04/1992 gün ve 1991/07-1992/04 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı). Gerekçe, mahkemenin benimsediği olgular ile hüküm bölümü arasındaki yasal bağ niteliğinde olup; taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı bulunmalıdır. İlk derece mahkemesinin kısa kararında “Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, 12647,50 TL’nin 01/09/2015 tarihinden işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” hükmedilmiş; gerekçeli karar da ise de ise, “Davacının davasının KABULÜNE, 12647,50 TL’nin 01/09/2015 tarihinden işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine denilmiştir. Gerekçeli kararda davanın kabulüne denilip daha sonra fazlaya ilişen istemin reddine şeklindeki belirleme kendi içinde çelişkili olduğu gibi bu şekildeki hükmün kısa kararla da çeliştiği belirgin olup, yasa yolu incelemesine olanak sağlayacak nitelikte bir hüküm tesis edilmemiştir. Bu yanılgı; az yukarıda açıklanan ve amir nitelikte bulunan yasal düzenlemeler gözetildiğinde kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden, istinaf yasa yolunu başvuranların niteliği ve istinaf nedenlerine bağlı olmaksızın (HMK.m.355) “gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olması” kapsamında kabul edilmiş (HMK m. 353/1-a/6) olup; ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden usulüne uygun şekilde yeniden hüküm tesis edilmesi için, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2018 tarih ve 2016/568 E. – 2018/352 K sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden yargılama yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- Davalı tarafından yatırılan 216,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a/6 hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/09/2020