Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1565 E. 2020/520 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1565
KARAR NO: 2020/520
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2018
NUMARASI: 2015/1067 E. – 2018/316 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/06/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan ve vekil edenine ait bulunan … plakalı özel aracın 29/10/2008 günü kimliği belirsiz kişiler tarafından kundaklanarak kullanılamaz hale getirildiğini, davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmaması nedeniyle aynı konuda fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak daha önce açılan kısmi dava sonucunda İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/05/2015 gün ve 2014/845 Esas, 2015/206 Karar sayılı ilamla taleplerinin kabul edildiğini belirterek dava konusu edilmeyen bakiye 7.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihi 21/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; zaman aşımı itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; görülmekte olan dava bakımından zaman aşımı süresinin dolduğu görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; zaman aşımı süresinin dolduğuna ilişkin hatalı değerlendirme sonucunda verilen davanın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir. Dava, kasko trafik sigortası poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkin bulunmaktadır. Dava koşulu niteliğindeki görev sorunu, öncelikle irdelenmelidir. (HMK. m. 114/1-c; m. 115/1). Dosya kapsamından, davanın konusunu oluşturan zararlandırıcı eylemin gerçekleşme tarihinin 29/10/2008 olduğu, görülmekte olan davanın ise, 28/10/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 07/11/2013 tarihinde kabul edilerek, 28/11/2013 tarihli 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde: “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik işlemleri kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa’nın 3.maddesinin (1.) bendinin (1) alt bendinde: “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”; aynı maddenin (k) alt bendinde ise: “Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı maddenin (d) alt bendinde: “Hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu ifade eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için; yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal veya hizmet satışının: başka bir ifade ile bir tüketici işleminin olması gerekir. 6502 sayılı Yasanın 73/1’inci maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davaların, tüketici mahkemelerinde çözümleneceği” öngörülmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde, davacı …, kendi kasko sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş’ye karşı dava açtığına göre, yasada tanımlanan şekilde davacının tüketici, davalının ise kasko sigortacısı yani satıcı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevli olup görevsizlik kararı verilmesi yerine yazılı biçimde davanın esası hakkında hüküm kurulması yerinde görülmemiş ve aşağıdaki biçimde karar verilmek gerekmiştir.(HMK. m. 353/1-a/3)
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile; istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Peşin olarak alınan 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran davacıya İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına, HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.11/06/2020