Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1563 E. 2020/519 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1563
KARAR NO: 2020/519
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2017
NUMARASI: 2016/738 E. – 2017/971 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/06/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Sigorta A.Ş. nezdinde kasko sigortalı bulunan ve vekil edenine ait olan … plaka sayılı özel aracın, yolda park halinde iken davalılardan …’nın sürücüsü diğer, davalı … San Tic. Ltd. Şti. işleteni olduğu demir yüklü … plaka sayılı aracın tam kusuru neticesinde 04/06/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hasarlanarak pert hale geldiğini, davalı kasko sigortacısına yapılan başvuru sonucunda aracın pert hale geldiği kabul edilerek rayiç değer üzerinden vekil edenine 41.300,00-TL ödeme yapılarak aracın sigorta uhdesinde bırakıldığı, oysa aracın rayiç değerinin 58.000,00-TL değerinde olduğu, dolayısıyla zararın tam olarak karşılandığından bahsedilemeyeceği ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 9.000,00-TL rayiç değer farkı ile diğer maddi zararlara karşılık olmak kaydıyla da 1.000,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL maddi tazminatın, dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 23/05/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de rayiç bedele ilişkin istek miktarını 9.700,00-TL’ye ilave zarar miktarına ilişkin istek miktarını da 1.050,00-TL’le çıkardıklarını açıklamıştır. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; zaman aşımı ve yetki itirazında bulunarak, dava konusu kaza nedeniyle sigortalı araç pert kabul edilerek davacıya 41.300,00-TL hasar ödemesi yapıldığını ve ibraname alındığını, tüm işlemlerin davacının bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğini ve aracın sigorta şirketine bırakıldığını, bu nedenle ibraname sonrasında açılan böyle bir davanın haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … San. Tic. Ltd. Şti vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının araç bedelinin kasko sigortacısı … Sig. A.Ş. tarafından ödendiği ve ibra edildiği, bu nedenle araç bedeli talep edilemeyeceği, ayrıca kazaya neden olduğu ileri sürülen ve vekil edenine ait bulunan davanın … plakalı aracın trafik sigortacısı … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesi gerektiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiş ve … Sigorta A.Ş’nin davaya ihbar olunan sıfatı ile katılımının sağlandığı anlaşılmıştır. Davalı … tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Davanın ıslah gibi KABULÜNE, 10.750,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı … Sig. A.Ş.’nin bu miktarın 9.700,00 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) davacıya verilmesine, Davalı … Sig. A.Ş.yönünden temerrüt faiz tarihi olan 21/07/2017 den diğer davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti. Yönünden kaza tarihi olan 04/06/2016 dan itibaren yasal faiz uygulanmasına, ” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; kararın yetkisiz mahkemece verildiği ve kabulü göre de yetersiz inceleme ve araştırmaya dayalı olarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına yöneliktir. Dava, kasko sigortalı araçta trafik kazası nedeniyle oluşan maddi zararın, aracın kasko sigortacısına ve zarara neden olduğu ileri sürülen karşı aracın sürücüsü ve işletenine yöneltilerek açılmış tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. Dava koşulu niteliğindeki görev sorunu, öncelikle irdelenmelidir. (HMK. m. 114/1-c; m. 115/1). Davada kaza tarihinin 04/06/2016 tarihi olduğu, dava tarihinin ise 19/07/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 07/11/2013 tarihinde kabul edilerek, 28/11/2013 tarihli 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde: “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik işlemleri kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa’nın 3.maddesinin (1.) bendinin (1) alt bendinde: “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”; aynı maddenin (k) alt bendinde ise: “Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı maddenin (d) alt bendinde: “Hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu ifade eder” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için; yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal veya hizmet satışının: başka bir ifade ile bir tüketici işleminin olması gerekir. 6502 sayılı Yasanın 73/1’inci maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davaların, tüketici mahkemelerinde çözümleneceği” öngörülmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde, davacı …’ın kendi kasko sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş’ye karşı dava açtığına göre, yasada tanımlanan şekilde davacının tüketici, davalının ise satıcı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevli olup; karşı aracın ZMM sigortacısı bulunan … Sigorta A.Ş’nin davada sadece ihbar edilen sıfatıyla yer alması karşısında ve keza karşı aracın işleteni bulunan … San.Tic.Ltd.Şirketi’nin davalılar arasında bulunması davacının gerçek kişi ve aracın da hususi araç olması nedeniyle görülmekte olan davayı ticaret mahkemesinde görülebilir bir dava haline getirmemektedir. Açıklanan nedenlerle, Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi yerine yazılı biçimde davanın esası hakkında hüküm kurulması yerinde görülmemiş ve aşağıdaki biçimde karar verilmek gerekmiştir.(HMK. m. 353/1-a/3)
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile; istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı sigorta şirketi tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL maktu ve 165,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş.’ye İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda gözetilmesine, HMK. m.353/1-a/3 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.11/06/2020