Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1562 E. 2020/3160 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1562
KARAR NO: 2020/3160
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2018
NUMARASI: 2014/1040 E. – 2018/375 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Sigorta A.Ş. Nezdinde sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, davalı …’a ait açık otoparkta bulunmakta olduğu sırada, aracın yerini değiştirmek isteyen dava dışı … görevlisi …’nın kusuru neticesinde babasının elini tutar biçimde park içinde bulunan vekil edeni küçüğe çarpması sonucunda meydana gelen 22/10/2012 günlü trafik kazasında, küçük …’in ağır biçimde yaralanarak malul kaldığını ve görme fonksiyonunu kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) vekil edeni küçük …’in yaralanması nedeniyle oluşan sürekli iş göremezlik – iş gücü kaybı zararına karşılık olmak kaydıyla 2.000,00-TL hayat boyu bakıcı gideri zararına karşılık olmak üzere 2.000,00-TL, görme özrü için özel eğitim alması gerektiğinden eğitim gideri zararına karşılık olmak kaydıyla da 2.000,00-TL olmak üzere toplam 6.000,00-TL tazminatın her iki davalıdan, ayrıca küçük … için 400.000,00-TL ve küçüğün anne ve babası olan diğer davacıların her biri için de ayrı ayrı 150.000,00-TL olmak kaydıyla toplam 700.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan … A.Ş. ‘den kaza tarihinden işletilecek avans faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 17/02/2017 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de davacı … için olan sürekli iş göremezlik – iş gücü kaybı tazminatına ilişkin istek miktarını 350.241,02-TL’ye, bakıcı gideri zararına ilişkin istek miktarını 8.752,50-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; vekil edeni şirket nezdinde zorunlu trafik sigortalı bulunan aracın, diğer davalı …’a ait açık otopark alanında …’ın çalışanı olan …’nın sevk ve idaresinde iken kazanın meydana geldiğini, 2918 sayılı KTK’nun 104. Maddesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Genel Şartlarının A.3.h bendi hükümleri uyarınca; bu durumda talebin teminat dışı bulunduğunu, vekil edeni sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini, kaldı ki kaza sonucunda başvuruda bulunan davacı tarafa tamamen iyi niyetli olarak 29/11/2013 ve 02/12/2013 günlü ibranameler karşılığında toplam 61.705,75-TL ödeme yapıldığını, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … A.Ş. vekili cevabında özetle; dava konusu elim kazaya neden olan …’ın vekil edeni kurumun çalışanı olmadığını, belediye meclisinin verdiği yetki doğrultusunda otopark işletmeciliği yapan davalı şirketin bu çerçevede bir kısım işlerini taşeron şirketlere devrettiğini ve kazaya neden olan …’ın dava dışı … A.Ş’nin çalışanı olduğu bu nedenle …’ın sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğini, kaldı ki kaza sonucunda davacı tarafa her türlü maddi ve manevi yardımda bulunulduğunu, 100.000,00-TL bedelle ev alındığını, 20.000,00-TL de nakdi yardım yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı küçüğün yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına neden olan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, davacı küçük …’in kaza sonucunda %45 oranında beden gücü kaybına uğradığı, iyileşme süresinin 9 ay olduğu, davalı … şirketi tarafından davacı tarafa yapılan başvuru üzerine 61.705,75-TL tazminat ödemesi yapıldığı, davalı … tarafından da 20.000,00-TL nakdi ve 25.000,00-TL ev peşinatı ödemesinde bulunduğu, bu nedenle davalı tarafça yapılan ödemelerin belirlenen maddi tazminattan düşülmesi gerektiği, benimsenmek suretiyle hükme esas alınan 26/01/2018 günlü ek hesap bilirkişi raporu doğrultusunda; “1-Davacı …’in maddi tazminat istemine yönelik; davalı … yönünden davanın KISMEN KABUL / KISMEN REDDİ ile, 331.529,45 TL iş görmezlik ödeneği ile 8.752,50 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 340.281,93 TL’nin haksız fiil tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ‘dan tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı … şirketinin poliçe miktarı ile sorumlu olduğu kısım gözönüne alınarak tahsilde mükerrer olmamak şartı ile) 2-Davacı … tarafından maddi tazminat için açılan davanın kalan kısımlar yönünden bu davalı için REDDİNE, 3-Davacı … tarafından davalı …yönünden açılan davanın poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere KABULÜ ile, 163.294,25 TL daimi iş görmezlik tazminatının 02/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa verilmesine, (yukarıda davalı … ile kurulan hüküm uyarınca bu davalı ile tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine) 4-Davacı … için açılan manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile, 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, 5-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, 6-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine, ” karar verilmiştir. Karara karşı davalı … şirketi vekili, davalı … A.Ş. vekili ve davacılar vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … şirketi vekilinin istinaf nedenleri; kazanın oluş şekli gözetildiğinde meydana gelen zararın sigorta şirketinin teminatı kapsamında olmadığı ileri sürüldüğü halde, bu konuda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan vekil edeni şirketin sorumluluğu yoluna gidilmesinin doğru olmadığı, kabule göre de; yapılan ödemelerin güncellenmesinin hatalı bulunduğu, zarar gören küçüğün yanında bulunan velisinin yeterli özeni göstermediği nedeniyle tüm kusurun sürücüye yansıtılmasının ve 18 yaşına kadar gelir getirecek bir işte çalışamayacağı açık olan küçük için kaza tarihinden 18 yaşına kadar, gelir elde edecek bir kişi gibi hesaplama yapılarak tazminat belirlemesi yapılmasının da hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … A.Ş vekilinin istinaf nedenleri; kazaya neden olan sürücünün olayda tam kusurlu olması nedeniyle kurumun sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği, kusurun maluliyetin hatalı belirlendiği, zarar görenin 18 yaşına kadar gelir getirecek bir işte çalışamayacağı gözetilerek, 18 yaşından sonra maluliyet zararı hesaplama yapılması gerekirken, aksine değerlendirmelerle yazılı biçimde karar verilmesinin hatalı olduğu, vekil edeni tarafından yapılan maddi katkıların yeterince araştırılmadığı, küçüğün hastanede kaldığı sürece bakıcı gideri zararı oluşmayacağı dikkate alınmadığı ve davacılar yararına belirlenen manevi tazminat miktarının da fazla olduğu hususlarına ilişkindir. Davacılar vekilinin istinaf nedenleri ise; … tarafından ödenen ve tenziline karar verilen 20.000,00-TL ve 25.000,00-TL’lik ödemelerin davacı …’le hiçbir ilgilisi olmadığı halde, … yararına belirlenen maddi tazminattan düşülmesinin hatalı olduğu ve taktir olunan manevi tazminat miktarlarının da yetersiz bulunduğu hususlarına yöneliktir. Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir. 1-Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. (Anayasa m.141/3). İlke, adil yargılanma hakkı kapsamında ve kamu düzenine ilişkin bulunmaktadır. (Anayasa m. 36/1 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.6). Mahkeme kararlarının gerekçe bölümünde; sav ve savunmaların özeti, çekişmeli ve çekişmesiz noktalar ile ret ve üstün tutulma nedenleri; sabit görülen olgulardan çıkarılan sonuçlar ile hukuki nedenin gösterilmesi gerekir. (HMK m. 297/1-c). Bundan ayrı, HMK’nun 297/2 madde hükmüne göre; hakim, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar etmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları açıkça bildirmesi gerekir. Gerekçe, mahkemenin benimsediği olgular ile hüküm bölümü arasındaki yasal bağ niteliğinde olup; taraflar nezdinde ve yasa yolu incelemesi bakımından denetim olanağı sağlamalı ve hüküm bölümüyle de tam olarak örtüşmelidir. 1-Somut olayda; mahkemece, davalı … şirketinin ileri sürdüğü ve talebin poliçenin teminatı kapsamında olmadığı yönündeki savunmaları ile davalı … vekilinin kazanın oluş şekli ve yeri ile kazaya neden olan dava dışı sürücünün kendi çalışanları olmaması ve tam kusurlu bulunması nedeniyle sorumlulukları yoluna gidilemeyeceğine ilişkin savunmalara, her bir sav bakımından tek tek neden itibar edilmediği konusunda açık belirleme ve değerlendirme yapılmadan genel ifadelerle davalı … şirketinin ve davalı …’ın sorumlulukları yoluna gidilmesi doğru olmamıştır. 2-Bundan ayrı, hükme esas alınan 26/01/2018 günlü ek hesap bilirkişi raporunda davalı İski … A.Ş tarafından davacı tarafa 15/11/2012 tarihinde 20.000,00-TLnakti ve 15/11/2013 tarihinde de ev peşinatı olarak 25,000,00-TL ödeme yapıldığının anlaşıldığı görüşünden hareketle bu ödemelerin güncellenmiş halinin davacı küçük için yapılan zarar hesaplamasından düşüldüğü ve mahkemece de raporla bağlı kalınarak karar verildiği görülmüştür. Davalı … bu ödemelerin dışında davacı …’nun tedavisi amacıyla aileye kiralık bir konutun tahsis edildiğini ve 18 ay boyunca kira bedelinin kendilerince ödendiğini ayrıca …’in tedavisinde kullanılmak amacıyla tedavi gördüğü… Vakıf Üniversitesi Hastahanesine yüklü miktarda tıbbi cihaz ve malzeme yardımında bulunulduğunu ileri sürerek bunlara ilişkin bir takım belgeler ibraz etmiş ve bu ödemelerin gözetilmesini istemiştir. Davacılar vekili ise, 13/02/2017 günlü bilirkişi raporuna vaki itirazında 20.000,00-TL lik nakdi yardımın bir kısmının tedavi giderlerine ilişkin olduğunu, bir kısmının da baba …’in çalışamamasının karşılığında olduğunu, davacı küçük …’nun talep konusu olan zararlarına ilişkin bulunmadığını savunmuş, 26/01/2018 günlü ek bilirkişi raporuna vaki itirazında da ev peşinatı olarak verildiği bildirilen 25.000,00-TLnin de davacı …’nun talep konusu zararlarına ilişkin olarak değerlendirilemeyeceğini bu nedenle dikkate alınmamasını istediklerini bildirmiştir. Mahkemece tarafların ödemelerle ilgili iddia ve savunmaları üzerinde de durularak değerlendirilmemiş, keza kabule göre de, İski tarafından yapıldığı kabul edilen ödemelerin, görülmekte olan davada … için maddi ve manevi, diğer davacılar anne ve baba için de manevi tazminat talep edildiği gözetilerek neden … için yapılan maddi hesaplamadan düşüldüğü üzerinde durulmamış ve ayrıca ifa amaçlı bir ödememi yoksa insani yardım amaçlı bir ödeme mi oldukları yolunda bir değerlendirme ve görüş bildirilmeksizin davacı … için belirlenen maddi tazminattan düşülerek karar verilmiş olması da isabetsizdir. 3- Ayrıca davacı küçük için dava dilekçesinde; fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydılma ömür boyu bakıcı gideri zararına karşılık olmak üzere 2.000,00-TL tazminat talep edilmiş olup; 13/02/2017 günlü hesap bilirkişi raporunda “…davacının bir başkasının bakım ve desteği olmaksızın, zorunlu yaşamsal faaliyetlerine sürdüremeyeceği ve buna göre de ömür boyu bakıma muhtaç olduğuna ilişkin Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenmiş bir rapor bulunmadığından ömür boyu bakıcı gideri nedeniyle zararın belirlenmesi mümkün olmamıştır.” denildikten sonra Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenen 9 aylık iyileşme süresi için, bu dönem içinde davacı küçüğün bir başkasının bakımına ihtiyaç duyduğu ve % 100 malul olduğu kabul edilerek 22/10/2012-22/07/2013 tarihleri arasını kapsar biçimde yani tedavinin başladığı tarihten iyileşme süresinin sonuna kadar için, 8.752,50-TL bakıcı gideri hesaplanmış; 13/02/2017 günlü bu rapora itiraza ilişkin olan ve davacılar vekilince UYAP’dan gönderilen 17/02/2017 günlü dilekçede “… tedavi süresinden sonraki dönem için hayat boyu bakıcı gideri ” talepleri olduğunu açıklanmıştır. Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin beyanı da gözetilerek, ATK’dan alınacak ek bir raporla davacı …’nun yaralanmaya bağlı tedavisinin ne kadar sürdüğü diğer bir ifadeyle tedavinin ne zaman bittiği, tedavinin bittiği tarihten sonra devam eden iyileşme süresi içerisinde bakıcı ihtiyacı olup olmadığı ve varsa süresinin belirlenilmesine çalışılması ve ondan sonra bakıcı gideri zararının tespiti yoluna gidilmesi gerekirken tedavi süresini de kapsar biçimde, iyileşme süresinin tamamı bakımından yapılan hesaplamaya bağlı kalınması da hatalı olmuştur. Yukarıda bentler halinde gösterilen yanılgılar, açıklanan ve amir nitelikte bulunan yasal düzenlemeler gözetildiğinde kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden, istinaf yasa yolunu başvuranların niteliği ve istinaf nedenlerine bağlı olmaksızın (HMK.m.355) “gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olması” kapsamında kabul edilmiş (HMK m. 353/1-a/6) olup; ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden yapılacak yargılama sonucunda usulüne uygun şekilde bir karar verilmek üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KABÛLÜ ile, istinaf isteğine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/03/2018 gün ve 2014/1040 E. – 2018/375 K. kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Kaldırma gönderme gerekçesi gözetildiğinde tarafların diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar vekili tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL maktu; davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL maktu ve 12.606,27-TL nispi; davalı … Sigorta A.Ş tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 2.788,66-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE, 5-İncelemenin dosya üzerinden yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar vekili, davalı … vekili ile … Sigorta A.Ş tarafından yapılan diğer giderlerin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 10/09/2020