Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1513 E. 2020/512 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1513
KARAR NO: 2020/512
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2016/910 E. – 2018/336 K.
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/06/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; plakası tespit edilemeyen bir aracın kontrolünü kaybetmesi sonucunda kaldırımda bekleyen ve vekil edenlerinden … ile …’in oğulları ve diğer davacıların da kardeşleri bulunan …’e çarpması nedeniyle 30/06/2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucunda …’in 01/07/2015 tarihinde hayatını kaybettiğini, Güvence Hesabına yapılan başvuru sonucunda bir miktar ödeme yapılmış ise de bu ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00-TL olmak üzere toplam 6.000,00-TL maddi tazminatın davalı Güvence Hesabından tahsiline karar verilmesini istemiş, 18/09/2017 havale günlü ıslah dilekçesi ile de davacılar … için olan istek miktarını 10.326,69-TL’ye, … için olan istek miktarını da 38.758,91-TL’ye çıkarttıklarını açıklayarak, davalı kuruma yaptıkları başvuru tarihinden itibaren de faiz istediklerini ve diğer davacılara ilişkin taleplerini ise, atiye bıraktıklarını bildirmiş, birleşen dava dilekçesinde ise özetle; davacılar … ve … bakımından ilk dava dilekçesindeki talepleri için faiz talebinde bulunduklarını açıklamıştır. Davalı Güvence Hesabı vekili cevabında özetle; yetki ve görev itirazında bulunan davacı kardeşlerin tazminat talep etme haklarının olmadığı, bu nedenle bu davacılar bakımından davanın reddine karar verilmesini istediklerini, davacı anne ve babaya ise yapılan başvuru sonucunda 06/01/2016 tarihinde ibraname karşılığında 44.075,00-TL ödeme yapılarak tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, yeniden sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de, kusur durumunun belirlenmesini ve kaza sonucu SGK’ca davacılara herhangi bir rücua tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece; davacılardan … ve …’in oğlu …’in plakası ve sürücüsü belirlenemeyen bir aracın çarpması sonucunda meydana gelen 30/06/2015 günlü trafik kazasında hayatını kaybettiği, bu durumda Güvence Hesabının sorumluluğu yoluna gidilebileceği, ancak davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma talep etme haklarının bulunduğunu kanıtlamayamadıkları, ıslahla faiz talebinde bulunulduğu halde birleştirmeye konu ayrı bir dava ile faiz talebinde bulunulmasının hukuki yarar içermediği, bu nedenle birleşen davanın usulden reddi gerektiği, davacı anne ve babanın tazminat talep etmekte haklı oldukları, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın kusurlu bulunmadığını, tüm kusurun çarpan araçta olduğu benimsenmek suretiyle 12/09/2017 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda;
“ASIL DAVADA: 1-Davacılar …, …, … ve … tarafından açılan davanın REDDİNE, 2-Davacı … tarafından açılan davanın ıslah edilmiş hali ile KABULÜNE, ¨38.750,91’nin temerrüd tarihi olan 30/08/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı … tarafından açılan davanın ıslah edilmiş hali ile KABULÜNE, ¨50.326,69’nin temerrüd tarihi olan 30/08/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA: 1-Davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-(h) ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,” karar verilmiştir. Karara karşı davalı Güvence vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; 26/04/2016 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı yasanın 5.maddesi ve değişik 2918 sayılı yasanın 97.maddesi gereğince usulüne uygun başvuru yapılmadan açılan davaların, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiği, kabule göre de destekten yoksun kalma tazminat hesaplamasının 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlardaki düzenlemeler doğrultusunda TRH-2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faiz ile yapılması gerekirken PMF-1931 yaşam tablosunun gözetilmesi sonucunda yapılan hesaplamaya bağlı kalınmasının hatalı olduğu, ayrıca görülmekte olan davada verilen görevsizlik kararı nedeniyle kurum yararına ayrı bir vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasının da isabetsiz bulunduğu, ayrıca birleşen davanın usulden reddedilmesine rağmen, bu dava ile ilgili kurum lehine vekalet ücretinin hükmolunmamış olmasının da hatalı bulunduğu hususlarına yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava tarihinin 28/01/2016 olduğu dikkate alındığında, yargılama sırasında 26/04/2016 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yayın tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı yasanın 5.maddesi ve değişik 2918 sayılı yasanın 97.maddesi gereğince getirilin dava şartına ilişkin düzenlemenin görülmekte olan dava bakımından uygulanamayacağının açık olmasına, ayrıca yargılama sırasında hesaplamanın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlardaki düzenlemelere göre yapılması istenilmediği ve 12/09/2017 günlü hesap bilirkişisi raporundaki hesap yöntemine karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı gözetildiğinde, mahkemece 12/09/2017 günlü hesap bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında da bir isabetsizlik tespit edilemediğine ve ilk derecede ileri sürülmeyen istinaf sebeplerinin istinafta ileri sürülemesine göre; aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan tüm davalı taraf istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dosya kapsamından, davacı tarafın davasını ilk olarak Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı, Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/06/2016 gün ve 2016/48 Esas – 2016/258 sayılı kararı ile dosyanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nun 331/2 madde hükmü uyarınca, görevsizlik kararı verilen mahkemedeki vekalet ücretinin görevli mahkemede hüküm altına alınması gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. 3-Bundan ayrı davacı taraf, davacılardan … ve … bakımından Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada; faize ilişkin açık talepte bulunmamaları nedeniyle 1.000,00-TL bedelle dava açarak faiz talebinde bulunmuş olup faize ilişkin bu dava Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2017 gün ve 2017/834 Esas – 2017/768 sayılı kararı ile Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/910 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş ve yargılama sonunda mahkemesince birleşen dava bakımından “Davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nun 114/1 – (h) ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiş olduğu halde faiz talebine ilişkin olan ve retle sonuçlanan birleşen dava bakımından davalı taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yapılmamış olması da isabetsizdir. Ne var ki yukarıdaki (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan şekilde oluşan yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı Güvence Hesabı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile, HMK’nun 353/1-b/2 hükmü uyarınca istinaf konusu edilmeyen hususlar ile reddedilen istinaf itirazları ve harcın kamu düzeninden olduğu da gözetilerek, düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Yukarıda başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı Güvence Hesabı vekili tarafından yapılan istinaf itirazlarının yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle KABULÜNE, öteki itirazlarının ise yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı Güvence Hesabı tarafından istinaf yasa yoluna başvuru sırasında peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.522,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcı ile 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan diğer yargılama giderlerinin takdiren üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2018 gün ve 2016/910 E. – 2018/336 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
5/1-ASIL DAVADA: a- Davacılar …, …, … ve … tarafından açılan davanın REDDİNE, b-Davacı … tarafından açılan davanın ıslah edilmiş hali ile KABULÜNE, ¨38.750,91’nin temerrüd tarihi olan 30/08/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya VERİLMESİNE, c-Davacı … tarafından açılan davanın ıslah edilmiş hali ile KABULÜNE, ¨50.326,69’nin temerrüd tarihi olan 30/08/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya VERİLMESİNE, d-Alınması gerekli ¨6.084,89 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨29,20 peşin harç ve 310,00 ıslah harcının mahsubu ile bakiye ¨5.745,69 harcın davalıdan alınarak Hazine’ye İRAD KAYDINA, e-Davacılar tarafından ödenen ¨29,20 Başvurma Harcı ile ¨29,20 peşin harç ve ¨310,00 ıslah harcının davalıdan alınarak davacılar … ve …’e VERİLMESİNE, f-Davacılar tarafından yapılan 30 adet tebligat + posta ücreti ¨330,90,iki bilirkişi inceleme ücreti ¨ 1.100,00 olmak üzere toplam ¨1.430,90 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨1.369,41’nin davalıdan alınarak davacılar … ve …’e VERİLMESİNE, kalan kısmın diğer davacılar üzerinde BIRAKILMASINA, g-Davacılar … ve … kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨9.876,21 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacılar … ve …’e VERİLMESİNE, ğ-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacılar …, …, … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE, h-Davalı Güvence Hesabı görevsizlik kararı verilen dosyada vekille temsil edilmiş olduğundan görevsiz mahkemede AAÜT hükümleri uyarınca davalı lehine hükmedilmesi gereken 1.500,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı Güvence Hesabına verilmesine,
BİRLEŞEN DAVADA: a-Davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-(h) ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, b-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca birleşen davanın davacılarından alınması gereken 54,40-TLmaktu karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40-TL’nin düşümü sonucunda kalan 23,00-TL’nin davacılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye İRAD KAYDINA, c-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA, d- Davalı tarafın vekille temsil edilmesi nedeniyle karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davalı Güvence Hesabına verilmesine, 5/2-Yatırılan gider avanslarının kullanılmayan kısmının talep halinde ilgilisine İADESİNE Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/06/2020