Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1442 E. 2018/696 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1442
KARAR NO : 2018/696
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI : 2015/1008 2017/970
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/06/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekiline “muhatap şirket yetkilisinin adreste bulunmaması üzerine muhatap ile aynı işyerinde çalıştığını beyan eden ehliyetli ve reşit olan daimi işçisi özge özdemir’e 26/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davacılar vekilince harç yatırılarak 07/03/2018 tarihinde istinaf yoluna başvurulmuştur.Mahkemesi tarafından 04/04/2018 tarihinde yasal süre geçtikten sonra talepte bulunduğundan süre yönünden red kararı verilmiştir.
Davacılar vekili bu red kararına karşı 25/04/2018 tarihinde istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf talebinde ise gerekçeli karar evrakı usûlüne uygun şekilde tebliğ edilmemiş olduğu, tebligatın bildirdiği adresten farklı olarak eski adresine yapıldığı,yapılan tebliğin usûl ve yasaya aykırı olduğu, tesadüfen tebligattan 05/03/2018 tarihinde haberdar olduğunu ve 08/03/2018 tarihinde süresinde istinaf yoluna başvurduklarını mahkeme kararının esas yönünden de usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, bu sebeple mahkeme ek kararının ve mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacılar vekili 17/01/2018 tarihinde gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasını istediği adresinin ise antent de yazılı olduğu daire numarasını 6 olarak belirttiği ancak tebligatın yine 2 nolu daireye yapıldığı anlaşıldığından geçerli bir tebligat bulunmadığından istinaf talebinin süre geçirildiği gerekçesiyle reddine yönelik ara kararın kaldırılması ve esastan inceleme yapılması cihetine gidilmiştir.
Esastan yapılan incelemede;Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı … şirketi nezdinde başlangıç tarihi 05/06/2015, bitiş tarihi ise; 05/06/2016 olan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan …’ın tam kusuru neticesinde 21/06/2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan eş ve kızının üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisilerine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 ve A.3 maddesi, A.5 maddesinin (ç) bendi ve yine A.6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir.
Somut olayda; davacının desteği araç maliki ve sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile 21/06/2015 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü, trafik kazası tespit tutanağı ve davacı tarafın kabulünde olduğu üzere, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı … şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 05/06/2015 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine ve A.5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir.Ölen … ve araç sürücüsü aynı zamanda işleten konumunda olduğundan3. Kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Bundan ayrı yine genel şartların A.6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü …’ın kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacıların destek tazminatı talep etme hakları olmadığından “Yargıtay 17.hukuk Dairesi 29/05/2017 tarih ve 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı” davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve yasaya uygun olan mahkeme kararına karşı davacı vekilinin istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan maktu karar ve ilam harcının düşümü ile yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
HMK m.353/1-b/1 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361 md gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere açıkça ve oybirliğiyle karar verildi. 21/06/2018.