Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/141 E. 2019/3920 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/141
KARAR NO : 2019/3920
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2017
NUMARASI : 2015/406 E.-2017/841 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/11/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeninin eşi … sevk ve idaresinde olan ve davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde 11/07/2012 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonucunda, destek … hayatını kaybettiğini, sigorta şirketine yapılan başvurudan da sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL’si cenaze ve defin gideri, 500,00-TL’si de destekten yoksun kalma tazminatına karşılık olmak üzere toplam 1.500,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 14/06/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını 62.137,95-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı sigorta şirketi davaya cevap vermemiş, 14/10/2016 günlü bilirkişi raporunun tebliğinden sonra vekili aracılığıyla verdiği cevabında özetle; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMM Sigortası Genel Şartlarına göre, destek sürücünün kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalanların tazminat talep etme hakları olmadığını, kaldı ki, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, bu durumda da sorumlulukları yoluna gidilemeyeceğini belirterek, kusura ilişkin raporu kabul etmediklerini, yeniden kusur belirlemesi yapılmasını istediklerini açıklamıştır.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu, olayla ilgili olarak Büyükçekmece 2.Asliye Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan 2014/340 esas ve 2015/909 karar sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacının eşi … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonucunda, … hayatını kaybettiği, desteğin sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunduğu, kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı karşı araç sürücüsünün %75, destek sürücünün ise %25 oranında kusurlu oldukları ve dosyadan temin edilen aktüer bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, davacının destek zararının 62.637,95-TL olduğunun belirlendiği, buna karşılık davacının cenaze ve defin giderleri bakımından davasını kanıtlayamadığı görüşünden hareketle; davanın kısmen kabulü ile 62.637,95-TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir.Karara karşı, davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna göre, kazanın oluşumunda …. plaka sayılı sigortalı araç sürücüsü olan desteğin %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, ceza yargılamasına ilişkin dava dosyasında desteğin hiç kusurunun olmadığı, tüm kusurun karşı araç sürücüsünde bulunduğu kabulü ile hüküm tesis edildiği, destek sürücü kusursuz ise vekil edeni şirketin sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği, bu nedenle kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kabule göre de, sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu gözetildiğinde, davacının tüm destek zararının vekil edeni sigorta şirketince karşılanmasının beklenemeyeceği, dolayısıyla yetersiz araştırma ve inceleme sonucunda verilen kararda isabet bulunmadığı hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dosya kapsamından, davalı sigorta şirketi nezdinde, ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan ve davacının eşi … sevk ve idaresinde olan … plaka sayılı araç ile, … plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda 11/07/2012 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonucunda yaralanan …’nun 09/10/2012 tarihinde hayatını kaybettiği, olayla ilgili Büyükçekmece 2.Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2014/340 sayılı ceza yargılamasına konu dosya kapsamında temin edilen ve ATK 1.İhtisas Kurulunca düzenlendiği anlaşılan 09/04/2014 günlü rapora göre, ölümle kaza arasında illiyet bağının olduğunun belirlendiği, ceza yargılaması sırasında temin edilen 30/01/2015 günlü kusur bilirkişisi raporunda kazanın meydana gelmesinde destek sürücü … kusursuz olduğu bildirilmiş ise de, görülmekte olan dava kapsamında temin edilen 14/10/2016 günlü kusur raporunda destek sürücünün %25 oranında, karşı araç sürücüsünün de %75 oranında kusurlu oldukları sonucuna varıldığı ve mahkemece hükme bu raporun esas alındığı anlaşılmıştır.1-Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesi’ne etkisi, TBK’nun 74. maddesinde düzenlenmiş olup hukuk hakimi ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Borçlar Kanununun 74. maddesinde “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz” hükmü öngörülmüştür.Kazanın çift taraflı trafik kazası oluşu, ceza mahkemesi tarafından verilen kararda, kazanın oluşumunda tüm kusurun … plaka sayılı karşı araç sürücüsü … bulunduğu kabul edilerek, … mahkumiyeti cihetine gidilmiş ise de, sanığın temyizi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve kararın da henüz kesinleşmediği gözetildiğinde, ceza yargılamasında belirlenen kusur durumuna bağlı olmayan hukuk hakiminin dosyaya ve oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içeren ve kaza tespit tutanağındaki belirlemelerle de örtüşen kusur bilirkişisi raporunu, hükme esas almasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından, bu yöne ilişen istinaf isteğinin reddi gerekmiştir.2-Bundan ayrı, 07/11/2012 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında, sürücü destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin desteğin kullandığı aracın zorunlu trafik sigortacısı olan sigorta şirketinden destek tazminatı isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır.Somut olayda davacı, görülmekte olan davayı desteğin sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın trafik sigortacısına yönelterek açmış, ancak dava dilekçesinde açıkça görülmekte olan dava bakımından üçüncü kişi konumunda olduğunu ve bu nedenle de kusursuz bulunduğunu ileri sürerek, davalı tarafın oluşan zararın tazmininden sorumlu olduğunu açıklamıştır. 2918 sayılı KTK’nın 88 ve TBK’nın 162 ve devamı madde hükümleri uyarınca, sigortacı dahil haksız eyleme karışan zarar sorumlularının her biri tam tazminatla yükümlüdürler. Kusursuz olan davacı taraf, kusur sorumlularının tamamına veya birkaçına ya da sadece birine karşı dava açarak zararının tamamının giderilmesini isteyebilir. Kusur durumu, karşı zarar sorumlularının iç ilişkilerini ilgilendiren bir durum olup, rücuda dikkate alınabilecek husustur. Davacı, yasanın kendilerine verdiği müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe, uğradığı zararın tamamını istediği zarar sorumlusundan talep edebilir. Davacı, kendisinin kusursuz üçüncü kişi olduğunu ileri sürerek, görülmekte olan davayı açtığına ve kazanın oluşumunda kusursuz bulunduğuna, müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçtiğini de bildirmediğine göre, mahkemece davacının uğradığı zararın tek bir olaydan kaynaklanmakta olduğu gözetilerek, teselsül hükümleri uyarınca, belirlenen tüm tazminat miktarı bakımından davalı sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilmesinde de bir yanılgı bulunmadığından, davalı vekilinin tüm istinaf itirazlarının, HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/112017 gün ve 2015/406 esas ve 2017/841 sayılı kararına karşı davalı …A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca, istinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 4.278,80-TL nispi istinaf karar ve ilam harcıdan, peşin olarak yatırılmış olduğu anlaşılan 1.070,00-TL’nin düşümü ile kalan 3.208,80-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının davalı …A.Ş’den alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.361/1 hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/11/2019.