Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1351 E. 2018/1212 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1351
KARAR NO : 2018/1212
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2017
NUMARASI : 2017/33E.- 2017/711 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’in maliki, davalı …’ın sürücüsü olduğu ve davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın; vekil edenine ait bulunan … plaka sayılı araca tam kusurlu şekilde çarpması sonucunda 24/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, hasarlandığını ve değer kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla araçta meydana gelen değer kaybına karşılık olmak üzere 1.000,00-TL tazminatın tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş.vekili cevabında özetle; davadan önce sigortaya başvurulmadığını ileri sürerek, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; 2704 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı yasanın 97.maddesi uyarınca 26/04/2016 tarihinden sonra açılan davalar bakımından, zarar görenlerin sigorta şirketine karşı tazminat davası açmadan önce yazılı olarak başvuruda bulunmasının dava şartı haline getirildiği görüşünden hareketle; davanın ön dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; HMK 115/2 maddesi uyarınca tamamlanabilir nitelikte bulunan dava şartı konusundaki eksikliğin giderilebilmesi için imkan ve mehil verilmeden davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu, ayrıca davadan sonra sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu halde, bu başvurunun sonucunun beklenmemesinin de hatalı olduğu hususuna ilişkindir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.
26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.
Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.
Somut olayda, dava tarihi olan 10/01/2017 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı … şirketine başvurulmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Mahkemece davacı vekiline yasada öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde bu yöndeki dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.
HMK’nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilecek nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeksizin, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Bundan ayrı; görülmekte olan dava sadece sigorta şirketine yöneltilmiş bir dava değildir. Dava, sigorta yanında, zarar sorumlusu oldukları ileri sürülen araç maliki ve araç sürücüsüne de yöneltilerek açılmıştır. Davadan önce sigortaya başvuru zorunluluğu, sadece sigortacıya yöneltilen talepler bakımından geçerli kural olup; sigorta dışında kalan davalılara yönelik dava bakımından uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesince, davalı … şirketine karşı açılan dava yönünden tamamlanabilecek dava şartının yerine getirilmesi için davacı tarafa kesin süre verilmeksizin ve davanın sadece sigortacıya yöneltilmediği gözetilmeksizin tüm davalıları kapsar şekilde yazılı biçim ve gerekçeyle karar verilmesi hatalı olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihayi kararda dikkate alınmasına,
HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.01/11/2018.