Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/134 E. 2019/4009 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/134
KARAR NO : 2019/4009
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2017
NUMARASI : 2016/625 E., 2017/707 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı sigorta şirketi tarafın… San. Tic. A. Ş.’ye ait … plakalı çekici ve buna bağlı … plakalı dorsenin davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması şeklinde meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan(sigorta şirketinin maddi tazminattan sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 13/09/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 12.195,66-TL’ye yükseltmiştir. Davalı …San. Tic. A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A. Ş. veikli cevap dilekçesi ile; davanın zamanaşımına uğramış olduğunu, mahkemenin yetkili olmadığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; kazanın meydana gelmesinde davalı …’un %75 oranında, davacı …’in %25 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacıdaki meslekte kazanma gücü azalma oranının % 14 olduğunun belirlendiği, yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 08/09/2016 tarihinde 47.000,00-TL tazminat, vekalet ücreti, faiz, icra vekalet ücreti ile birlikte toplam 57.390,00-TL ödeme yapıldığı, davacı taraf ile davalı sigorta şirketi arasında İbraname ve sulh anlaşması düzenlendiği, müteselsil sorumluluk gereği sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile davalılardan aynı miktarda borçtan kurtulmuş oldukları, davalı sigorta şirketi tarafından ödenmeyen bakiye tazminat miktarınının sürücü ve işletenden talep edildiği, müteselsil sorumlulukta birden fazla sorumlu varsa her biri için dava açılmasına gerek olmadığından davalı sürücü ve işletenin tazminattan sorumlulukları nedeniyle bakiye tazminat miktarının davalı sürücü ve işletenden tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; “1-Davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davada dava dilekçesi ile talep edilen miktar ödendiğinden dava konusuz kalmakla esas hakkında hüküm tesisine yer olmadığına, Taraflar arasındaki sulh ve ibraname sözleşmesine göre tarafların leyh ve aleyhine yargılama gdieri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 2-Davalılar …. Aleyhine açılan davanın KABULÜ ile dava ve ıslah dilekçesi ile 12.195,66 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 26/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiş, karara karşı davalı … San. Tic. A. Ş. vekili, davalı … vekili ile ihbar olunan SGK vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı …San. Tic. A. Ş. vekilinin istinaf sebepleri; davacı tarafın, davalı sigorta şirketi ile düzenledikleri ibraname ve sulh sözleşmesi ile hem davalı sigorta şirketini, hem de davalı araç işleteni ve araç sürücüsünü ibra ettiği, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, sigorta şirketinin trafik poliçesi sebebiyle araç işleteni olan şirkete karşı sorumluluğunun devam etmesine rağmen sigorta şirketi yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru olmadığı, davanın kasko sigorta şirketine ihbar edilmediği, araç sürücüsünün kusur oranının hatalı belirlendiği hususlarına ilişkindir.Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; davacı tarafın, davalı sigorta şirketi ile düzenledikleri ibraname ve sulh sözleşmesi ile hem davalı sigorta şirketini, hem de davalı araç işleteni ve araç sürücüsünü ibra ettiği, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, sigorta şirketinin trafik poliçesi sebebiyle araç işleteni olan şirkete karşı sorumluluğunun devam etmesine rağmen sigorta şirketi yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru olmadığı, davanın kasko sigorta şirketine ihbar edilmediği, araç sürücüsünün kusur oranının hatalı belirlendiği hususlarına ilişkindir. İhbar olunan SGK vekilinin istinaf sebepleri; müvekkili tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu, aleyhlerine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır.
1)İhbar olunan SGK vekilinin istinaf talebi yönünden; dava SGK’ya ihbar edilmişse de; SGK harç yatırıp müdahillik talebinde bulunmadığından davada taraf sıfatını kazanmamış, ihbar olunan olarak yer almıştır. Mahkemece, ihbar olunan hakkında bir hüküm de kurulmamıştır. Bu durumda; davada taraf sıfatı bulunmayan ihbar olunanın istinaf talep etme hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle ihbar olunan SGK vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmektedir(Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2018 tarih ve 2016/6700 E., 2018/2835 K. Sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 14/06/2017 tarih ve 2015/9745 E., 2017/6778 K. Sayılı kararı).2) Davalılar … San. Tic. A. Ş. vekili ile … vekilinin istinaf talebine gelince;Davacı vekili ile davalı … A.Ş. arasında (57.390,00-TL maddi tazminat, faiz ve avukatlık ücreti ödenmesi nedeniyle) 08/09/2016 tarihli “ibraname ve sulh” başlıklı belge düzenlenmiş olup, içeriğinde sigorta şirketi ile birlikte araç işleteni ve araç sürücüsünün de dava konusu kaza nedeniyle talep edilen tazminattan dolayı ibra edildiği ve tüm haklardan feragat edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.KTK’nin 91.maddesinde işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı yasanın 85.maddesi ile aracın işletilmesi sırasında 3.şahısların bedeni ve maddi zarara uğratılmasından işleten doğrudan sorumlu tutulmuş, 97.madde gereğince de, zarar görenin, zarara neden olan aracın zorunlu trafik sigortacısından doğrudan talep ve dava hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, zorunlu trafik sigortacısının zarardan sorumluluğu 93.madde gereğince belirlenen ve poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlıdır.İşleten ve zorunlu trafik sigortacılarının 3. kişilere karşı sorumluluklarının niteliği ise kanundan doğan 6098 sayılı TBK’nin 61. maddesince müteselsilen sorumluluk olup, TBK’nin 163/1.maddesi gereğince; alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir. Borcun tamamen tahsiline kadar bütün borçluların sorumluluğunun devam edeceği de aynı yasanın 163/2 maddesinde açıklanmıştır.Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği def’iler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir. Bu def’iler TBK’nin 164. maddesinde gösterilen ve şahsi ilişkiler veya müteselsil borcun sebep veya konusundan doğan def’iler olup bunların dışında ileri sürülen def’iler müteselsil borçlular arasındaki rücu hakkını kaldırmaz. BK’nun şimdiye kadar sözü edilen düzenlemeler alacaklıya karşı dış ilişkilerle ilgili olup, borcun ödenmesinden sonra müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkilerde TBK’nin 165. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmadığı takdirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen veya tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir.Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, davalı sigorta şirketi hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıyı etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. TBK’nın, müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır.Bunun yanında, TBK’nin 166/1 maddesine göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak, müteselsilborçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri için alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması gerekir.Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan feragat etmiş olması veya böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine TBK’nin 168. maddesi hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerine katlanacaktır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/02/2019 tarih ve 2016/4300 E., 2019/2158 K. sayılı kararı). Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirket ile birlikte araç işleteni ve araç sürücüsünün de dava konusu kaza nedeniyle talep edilen tazminattan dolayı ibra edildiği ve tüm haklardan feragat edildiği görülmektedir. Bu halde, davalılar …San. Tic. A. Ş. ile … hakkında açılan davadan feragat edildiğinden bu davalılar hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı bulunmaktadır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davalılar …San. Tic. A. Ş. ile … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/10/2017 tarih ve 2016/625 E., 2017/707 K. sayılı kararına karşı ihbar olunan SGK vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle USULDEN REDDİNE, karara karşı davalı … San. Tic. A. Ş. vekili ile … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle KABULÜNE,1/1- İhbar olunan SGK harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 1/2- Davalı …San. Tic. A. Ş. tarafından yatırılan toplam 208,75-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 1/3- Davalı … tarafından yatırılan toplam 208,27-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE, 1/4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 1/5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,2- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/10/2017 tarih ve 2016/625 E., 2017/707 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1- Davalı … A. Ş. aleyhine açılan davada, dava dilekçesi ile talep edilen miktar ödendiğinden dava konusuz kalmakla esas hakkında hüküm tesisine YER OLMADIĞINA, taraflar arasındaki sulh ve ibraname sözleşmesine göre tarafların leyh ve aleyhine yargılama gdieri ve vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA, 2/2- Davalılar … San. Tic. A. Ş. ile … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE, 2/3- Alınması gerekli 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 221,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 176,80-TL harcın talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 2/4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 2/5- Davalılar …San. Tic. A. Ş. ile … kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 2.725,00-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … San. Tic. A. Ş. ile … verilmesine, 2/6- HMK 333. md. uyarınca davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.05/12/2019