Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1327 E. 2020/310 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1327
KARAR NO : 2020/310
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2018
NUMARASI : 2015/1085 E. – 2018/82 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/02/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı sigorta şirketi arasında … plakalı araç için 27/08/2014 tarihinde ticari genişletilmiş kasko poliçesi akdedildiğini, poliçe süresi içerisinde müvekkilinin çalışanı … 13/01/2015 tarihinde Gölcük – İzmit karayolunda bulunan alt geçitten geçerken su birikintisine araç ile girdiğini ve aracın burada stop ettiğini, kazanın oluşuna dair tüm evrakın sigorta şirketine iletildiğini, belirtilen kazadan sonra aracın bir daha çalışmadığını, kaza sonrası aracın … isimli oto servisine çekildiğini, sigorta şirketinin hasarın tespiti için kendisinin belirlediği bir ekspertiz şirketi ile ön inceleme yaptırdığını, … şirketinden alınan ön raporda aracın işçilik+yedek parça vs. toplamda 93.868,31-TL bedel istendiğini, davalı şirketin kendisine yapılan müracaatları reddettiğini, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak hasarı tazmin etmeyerek müvekkilini manevi zarara uğrattığını, hasarlı araç ile müvekkilinin taşımacılık işi yaptığını, bu nedenle aracın çalışamamasından dolayı manevi zarara uğradığını, aracın kullanılamamasından dolayı 2.000,00-TL manevi zararın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, hasarlı aracın tamirinin ekonomik olmamasından dolayı aracın perte ayrılarak rayiç değeri olan 98.000,00-TL.’nin sigortaya ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketçe eksper ataması yapıldığı, aracın hasar tespit raporuna göre sürücünün kontrolsüz ve dikkatsiz araç kullandığı, 25/02/2015 tarihli kasko şüpheli hasar araştırma raporu ve 22/05/2015 tarihli bilimsel teknik değerlendirme raporuna göre aracın ihbarda beyan edildiği üzere suyun içine girerek motorun hasarlanmadığı, bu raporlara göre rizikonun müvekkili şirkete yapılan ihbar ile uyumlu olmadığı, müvekkili şirket tarafından aracın hasarlı oluşu nedeniyle sovtaj değerinin bilirkişi marifetiyle tespit edildiği, araçta meydana gelen hasarın teminat dışı olması nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece; “davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında … plakalı araç için 27/08/2014 tarihinde ticari genişletilmiş kasko poliçesi akdedildiği, poliçe süresi içerisinde davacının çalışanı … 13/01/2015 tarihinde Gölcük – İzmit karayolunda bulunan alt geçitten geçerken girdiği su birikintisi nedeniyle aracın motorunun içerisine giren suların zamanla korozyona sebep olarak arızalanmasına sebebiyet verdiği, bu arızanın aracın pert haline gelmesine sebep olduğu, aracın ikinci el değerine göre hurda değeri düşüldüğünde davacının zararının 80.000,00 TL olduğu, taraflar arasında aktedilen poliçe uyarınca davalı sigorta şirketinin, davacı aracında sel- su basması sonucu oluşacak zararı rayiç değerlerince karşılamak zorunda bulunmakla davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 80.000,00-TL tazminatın 22/01/2015 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, , manevi tazminat davasının ise şartları oluşmadığından reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; ihbar edilen riziko ile hasarın uyumsuz olduğunu, kazanın şüpheli bulundukunu bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, bilirkişi raporundaki mütalaaların fahiş olduğunu, araç hurdasının satılmasına rağmen davacı tarafından devrinin yapılmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında dava konusu … plakalı araç için 27/08/2014 tarihinde ticari genişletilmiş kasko poliçesi akdedildiği, poliçe süresi içerisinde davacı çalışanı … 13/01/2015 tarihinde Gölcük – İzmit karayolunda bulunan alt geçitten geçerken su birikintisine araç ile girdiği ve hasarın oluştuğu anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen araç hasarı nedeniyle, araç hasar bedelinin davalı kasko sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır. TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Ancak sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)Somut olayda riskin gerçekleştiği sabit olup, bu riskin farklı şekillerde gerçekleştiği iddiasını davalı sigortacı ispat etmek zorundadır. Sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil, iddia ettikleri şekilde gerçekleştiğini ve bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2017 tarih ve 2016/9428 E., 2017/3993 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, Sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil, iddia ettikleri şekilde gerçekleştiğini ve bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu somut delillerle kanıtlayamadığı, davacı sigortalının açık talebi olmadıkça araç hurdasının almaya zorlanamayacağı, satılan hırda aracın devrine ilişkin taleplerin eldeki bu davanın konusu olmadığı, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen 10/03/2017 tarihli asıl ve ek uzman bilirkişi raporunda belirtilen hasarın oluş şekline ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan Kocaeli 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2018 gün ve 2015/1085 E., 2018/82 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Alınması gerekli 5.464,80-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.366,20-TL harcın düşümüyle kalan 4.098,60-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.27/02/2020