Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/130 E. 2019/3971 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/130
KARAR NO : 2019/3971
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/10/2017
NUMARASI : 2017/5063 D.İş – 2017/5063 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, 12/05/2011 tarihinde vekil edeni küçüğe çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, küçük … yaralanarak sakat kaldığını, sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda kendilerine 8.310,00-TL ödeme yapılabileceğinin bildirildiği, ancak bu ödemenin yetersiz olması nedendiyle itiraz ederek ödemenin %34 maluliyet oranı üzerinden yapılması talepli olarak, 08/08/2016 tarihinde yeniden başvuruda bulunulduğunu, ancak sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 1.000,00-TL maddi tazminatın başvuru tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş; 03/07/2017 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de istek miktarını 74.101,59-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; 12/05/2011 günlü, kazaya karıştığı belirtilen aracın vekil edeni şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu, yapılan başvuru üzerine %5 maluliyet oranı, CSO 1980 Mortalite Tablosu kullanılarak yapılan hesaplama sonucunda, kendisine 3.813,53-TL ödeme yapılması gerektiğnini anlaşıldığı, ancak bu bedelin davacı tarafça tahsil edilmeyip tahkime başvurulması nedeniyle iptal edildiğini, %34 maluliyet oranını kabul etmediklerini belirterek davaya karşı koymuştur.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davanın konusunu oluşturan trafik kazası sonucunda, davacı küçüğün %34 oranında sakat kaldığı, kazanın meydana gelmesinde, sigortalı araç sürücüsünün %25, davacının ise %75 oranında kusurlu bulunduğu, dosya kapsamında temin edilen PMF 1931 Yaşam Tablosu ve prograsif rant uygulamasıyla düzenlenen aktüer bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, davacının uğradığı sürekli sakatlık zararının 78.606,20-TL olduğunun belirlendiği, sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda fiilen gerçekleştiği anlaşılan ödemenin güncelleşmiş halinin düşülmesi sonucunda, bakiye maluliyet tazminatının 74.101,59-TL bulunduğunun görüldüğü, kusur durumu gözetildiğinde, davalı sigorta şirketinin bu zararın 18.525,40-TL’sinden sorumlu olacağı görüşünden hareketle başvurunun kısmen kabulü ile 18.525,40-TL maluliyet tazminatının 26/06/2015 tarihinde işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş; davacı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine yaptığı itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyetince; hükme esas alınan hesap raporunda zarar miktarının kusur durumu gözetilerek belirlendiği halde, belirlenen sonuç tazminat miktarından yeninden kusur indirimi yapılarak karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu, dolayısıyla davacı tarafın bu yöne ilişen itirazının haklı bulunduğu belirtilerek, itirazın kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve başvurunun kabulü ile 74.101,59-TL maluliyet tazminatının 26/06/2015 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti Kararına karşı; davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; hükme esas alıanan maluliyete ilişkin raporun yetersiz olduğu, Adli Tıp Kurumundan rapor alınmadan yapılan değerlendirmeye bağlı kalınarak hüküm tesis edilmesinin usulsüz bulunduğu hususuna yöneliktir.Dava trafik kazasından kaynaklanan sürekli sakatlık tazminatı isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Görülmekte olan tahkim yargılamasında Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davacı da var olduğu ileri sürülen ve başvuruya eklenen rapora eklenen maluliyet oranının %34 olduğunun bildirildiği, bu raporun tahkim yargılaması sırasında Dr. ….’dan alınan 21/06/2017 günlü raporla da teyit edildiği, maluliyete ilişkin raporların yeterli ve geçerli nitelikte olduğu görüşünden hareketle karar verildiği; Uyuşmazlık Hakem Heyetinin bu yöndeki belirleme ve değerlendirmesine karşılık, davalı sigorta şirketi tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz yoluna gidilmediği anlaşılmıştır.Bu durumda; Uyuşmazlık Hakem Heyetince hükme esas alınan maluliyet raporlarının yeterli ve geçerli rapor niteliğinde olduğuna ilişkin bulunan ve davalı sigorta şirketince itiraza uğramayan, belirleme ve değerlendirmenin davacı taraf yararına usulü kazanmış hak oluşturacağı konusunda duraksama olmadığından, davalı sigorta şirketinin hükme esas alınan maluliyete ilişkin raporların yetersiz ve geçersiz olduğuna yönelik, istinaf itirazının esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 13/09/2017 gün ve 2017/İ.3132- 2017/İHK-3501 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davalı sigorta şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40- TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalı sigorta şirketine İADESİNE,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davalı sigorta şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/11/2019