Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1223 E. 2018/1320 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1223
KARAR NO : 2018/1320
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2018
NUMARASI : 2018/2614 D.İş- 2018/2614 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/11/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı … şirketi nezdinde kasko sigortalı bulunan ve vekil edenine ait olan… plaka sayılı aracın, 10/06/2017 tarihinde yaptığı tek taraflı trafik kazasında hasarlandığını, hasar onarım bedelinin 76.675,79-TL olduğunu, sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek, hasar bedeli olan 76.675,79-TL’nin sigorta şirketine başvuru tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; dava konusu olan … plakalı aracın, vekil edeni şirket nezdinde kasko sigortalı olduğunu, 10/06/2017 tarihinde gerçekleştiği ileri sürülen trafik kazası sonucunda oluştuğu belirtilen hasar zararının giderilmesi için yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açıldığını ancak, yapılan inceleme sonucunda alınan 4 adet rapordan da anlaşılacağı üzere, kazanın belirtilen yer ve zamanda meydana gelmediği ve hasarın kaza ile uyumlu olmadığı sonucuna ulaşıldığı, bu nedenle ödeme yapılmadığını, talebin teminat dışı bulunduğunu ileri sürerek,davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 10/06/2017 tarihinde meydana geldiği ileri sürülen trafik kazası sonucunda kasko sigortalı araçta oluşan hasarın kaza ile uyumlu olup olmadığı, kazanın sigortalı tarafından beyan edilen şekil ve şartta meydana gelip gelmediği konusuna ilişkin bulunduğu; yargılama sırasında alınan uzman bilirkişi raporunda sigortalının ileri sürdüğü şekilde meydana gelen bir kazada mevcut hasarın oluşmayacağının belirlendiği, bu durumda TTK’nın 1409.maddesinde yazılı ispat külfetinin sigortacıda olduğuna ilişkin genel kuralın somut olayın niteliği ve Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5 ile TTK’nın 1437.madde hükümleri gözetildiğinde yer değiştiği ve ispat külfetinin davacı tarafa geçtiğinin kabulü gerektiği, sigortalının doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiş, başvuran vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine, itiraz hakem heyetince, uyuşmazlık hakem heyeti kararının hatalı olduğu, TTK’nın 109.maddesine göre sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığının ispatlama yükünün davacıya ait olduğunu, ispat yükünün yer değiştirebilmesi için TTK’nın 1446.maddesine göre, sigortalının doğru ihbar yükümlülüğünün kasten yerine getirmemesinin veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde hareket ettiğinin belirlenmesi gerektiğini, ancak rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğinin ispatının sigortacıya ait bulunduğu ve sigortacının bu hususu soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlaması gerektiği, somut olayda kaza ile ilgili olarak tutulan 10/06/2017 günlü Görgü Tespit Tutanağı gözetildiğinde, sigortacının bu belgenin aksine somut olarak kanıtlayamadığı görüşünden hareketle başvuru sahibinin itirazının kabulüne, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kısmet kabulü ile 74.450,00-TL tazminatın davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiştir.
İtiraz hakem heyeti kararına karşı, davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; taraflarınca temin edilen 4 farklı kişi ve kuruluş tarafından düzenlenen raporlardan da anlaşılacağı üzere, kazanın belirtilen şekil ve nedenle gerçekleşmediği ve sigortalının doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğinin esasen ispatlanmasına rağmen, itiraz hakem heyetince yazılı biçim ve gerekçeyle verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de vekalet ücretinin hatalı belirlendiği hususlarına yöneliktir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarına göre; teminat dışı kalan haller A.5 maddesinde tek tek sayılmıştır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, sigortalı ve/veya sigorta ettirenin yükümlülüklerini düzenleyen B.1 maddesinde de sigortalıya yüklenen sorumlulukların neler olduğu düzenlenmiştir.
TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise; bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
Ancak sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)
Somut olayda davalı sigortacının; davacının rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmeyerek iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde kalmış gibi gösterdiğini, bu nedenle hasarın teminat dahilinde olduğunu ispat külfetinin davacıda bulunduğunu, cevap dilekçesi ekindeki raporlardan da anlaşılacağı üzere kazanın olay yeri olduğu belirtilen yerde, belirtilen şekilde gerçekleşmediğini, ileri sürerek davacıya tazminat ödemekten kaçındığı ve buna dayanak olarak da çeşitli kişi ve kuruluşlarca düzenlenen 4 farklı rapora dayandığı ve bu raporların tahkim heyetince yapılan yargılama sırasında alınan 08/12/2017 günlü Makine Yüksek Mühendisi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ile de örtüştüğü, görülmektedir.
Bu durumda, hakem heyetince; olayın niteliği gözetilerek İTÜ öğretim görevlileri arasından seçilecek üç kişilik uzman bilirkişi heyet raporu temin edilerek tarafların iddia ve savunmaları ile tahkim yargılamasında alınan bilirkişi … tarafından düzenlendiği anlaşılan rapor ile, sigorta şirketinin tazminat ödemekten kaçınmasına dayanak gösterdiği 4 farklı raporunda değerlendirilmesi sonucunda, araçta meydana gelen hasarın sigortalının ihbar ettiği şekilde mi, yoksa sigortacının iddia ettiği şekilde mi meydana geldiğinin belirlenmesine çalışılması;ondan belirlenecek oluş şekline göre, sigortalının doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmeyerek iyi niyet kurallarına açıkça aykırı olacak şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi gösterip göstermediğinin değerlendirilmesi, kasten ihlal sonucuna varılırsa, yer değiştiren ispat yükümlülüğü gözetilerek sigortalının uyuşmazlık konusu kazanın ve hasarın sigorta poliçesi teminatı kapsamında bir hal ve şartta gerçekleşip gerçekleşmediğinin düşünülmesi,daha açık bir diğer ifadeyle sigortalının doğru ihbar mükellefiyetini yerine getirmeme şeklinde gerçekleşen eyleminin; kazanın ve hasarın hangi koşullarda ve aracın kim tarafından nasıl kullanılırken meydana geldiğinin tespiti imkanının sigortacı bakımından tamamen ortadan kaldırıldığı halini oluşturup oluşturmayacağının üzerinde durulması ve ondan sonra davanın esasıyla ilgili karar verilmesi gerekirken, bunun yapılmamış olması hali HMK.m.353/1-a/6 kapsamında değerlendirilerek aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davalı …vekilince yapılan istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 29/03/2018 gün ve 2018/İ.217-2018/İHK.2143 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenle HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, davalı vekilinin öteki istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve değerlendirme yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı …tarafından peşin olarak yatırılan 176,60-TL başvurma harcından, alınması gereken 98,10-TL’nin düşümü ile kalan 78,50-TL ile fazladan alınan 35,90-TLmaktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin Sigorta Tahkim Komisyonunca yeniden yapılacak yargılama sonunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.15/11/2018.