Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/1105 E. 2020/422 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2018/1105
KARAR NO: 2020/422
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2018
NUMARASI: 2016/925 E., 2018/141 K.
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/03/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekiline ait … plakalı aracın …’in sevk ve idaresinde iken 30/06/2016 tarihinde bir yayaya çarparak kaza yaptığını, kaza mağduru yayanın akrabaları tarafından araca zarar verilerek aracın pert edildiğini, aracının kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle zararının karşılanması için davalı … şirketine yazılı olarak başvurulduğunu, kasko sigortası poliçe genel şartları 5.4 maddesi gereği gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından aracın kullanılması sırasında meydana gelen zararların teminat dışı olduğu gerekçesiyle ödeme talebinin reddedildiğini, kazanın şirket yetkili temsilcisi … tarafından kullanılırken meydana geldiğini, sürücünün H sınıfı ehliyet sahibi olduğunu, sigortalı aracın otomotik vites donanımlı olduğunu, sürücünün gerekli sürücü belgesine sahip olduğunu belirterek, aracın sovtaj bedeli düşüldükten sonra kalan 65.000,00-TL tutarındaki kasko alacağının kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçes ile; müvekkili şirkete kasko sigortalı … plakalı aracın kaza anında sigortalı aracı kullanan sürücünün geçerli ehliyetnameye sahip olmadığının tespiti nedeniyle hasarın kasko sigorta teminatı dışında bulunduğundan rededildiğini, davaya konu kaza yapan …’in kaza anında H sınıfı ehliyetinin bulunduğu, ehliyeti üzerinde otomatik vites araç kullanabilir ibaresinin bulunmadığı, sonuç itibariyle geçerli bir ehliyetnameye sahip olmadığını, davaya konu kazadan 3 ay sonra alınan belgenin sigortalı araç sürücüsünün geçerli ehliyetinin olduğu anlamına gelmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; temin edilen 20/11/2017 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınarak, davacı tarafça kazadan sonra yapılan yönetmelik değişikliğine uygun olarak H sınıfı sürücü belgesi, B sınıfı sürücü belgesi ile değiştirilmiş ise de, kaza tarihi itibariyle davacıya ait aracı kullanan …’in geçerli ehliyetnameye sahip olmadığı, kaldı ki araca ait ruhsat bilgileri incelendiğinde; aracın kullanım amacı olarak yük nakli ticari araç olduğu tespit edilmiş olup, B sınıfı sürücü belgesi olduğu kabul edilse dahi, ticari araç olan dava konusu aracın kaza yapan sürücü tarafından kullanılmış olması nedeniyle her durumda davacının geçerli ehliyetnameye sahip olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce dosyaya sunulan sürücü belgesi detayı bilgilerinde aracı kullanan …’in kamyonet kullanabileceğinin yazılı olduğu, araç ruhsatında da aracın kamyonet olduğunun belirtildiği, araç sürücüsünün aracı kullanmak için yeterli ehliyetnameye sahip olduğu, verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, davacı şirkete ait araçta meydana gelen hasarın davalı kasko sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, hükme esas alınan 20/11/2017 tarihli bilirkişi raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, sürücü …’in 31/03/2009 tarihli sürücü belgesine sahip olmasına, sürücü belgesinin “H” sınıfı olmasına, sürücü belgesinde 78 (sadece otomatik vitesli araç kullanabilir), 102 (ambulans, ticari ve resmi araç kullanamaz) kısıtlamalarının bulunmasına, …’in Adıyaman Sulh Ceza mahkemesinin 2016/185 no’lu sorgu tutanağındaki ifadesinde kullandığı minibüsün H sınıfı ehliyet için özel olarak tertibatlandırılmış bir araç olmadığı, ancak otomatik vites olduğu yönündeki beyanı dikkate alındığında araç üzerinde özel bir tertibat olmadığının anlaşılmasına, davacı tarafça kazadan sonra yapılan yönetmelik değişikliğine uygun olarak H sınıfı sürücü belgesi, B sınıfı sürücü belgesi ile değiştirilmiş ise de, kaza tarihi itibariyle davacıya ait aracı kullanan …’in geçerli ehliyetnameye sahip olmadığı, kaldı ki araca ait ruhsat bilgileri incelendiğinde; aracın kullanım amacı olarak yük nakli ticari araç olmasına, B sınıfı sürücü belgesi olduğu kabul edilse dahi, ticari araç olan dava konusu aracın kaza yapan sürücü tarafından kullanılmış olması nedeniyle her durumda davacının geçerli ehliyetnameye sahip olmadığının anlaşılmasına göre mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1- Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2018 tarih ve 2016/925 E., 2018/141 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gereken 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4- Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.12/03/2020