Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/979 E. 2018/243 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/979
KARAR NO : 2018/243
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/10/2016
NUMARASI : 2016/3785 2016/3785
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması

İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/03/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle, davalı … şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plâka sayılı özel halk otobüsü olarak kullanılan araç sürücüsünün tam kusuru neticesinde 08.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaya olan vekil edenin yaralanarak %16,2 oranında beden gücü kaybına uğradığını, sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda kendisine 102.723,40-TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin yetersiz olması nedeniyle 09.12.2015 tarihinde yapılan ikinci başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla beden gücü kaybı zararına karşı olmak üzere 6.000,00-TL tazminatın davalı … şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak başvurana verilmesini istemiş, 16.05.2016 günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 161.706,96-TL’ye çıkarmıştır.
Davalı … şirketi vekili cevabında, vekil edeni şirketin 08/10/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasına karışan … plâka sayılı aracın trafik sigortacısı olduğunu, kaza sonucunda yaralanan başvurana 22.12.2015 tarihinde beden gücü kaybına bağlı olarak 102.723,40-TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla herhangi bir sorumluluğun kalmadığını, sorumluluktan bahsedilebilmesi için kusurun, maliyet oranının ve illiyet bağının kanıtlanması gerektiğini, ayrıca daha önce yapılan ödemenin güncelleştirilerek yapılacak hesaplamada dikkate alınmasını ve Sosyal Güvenlik Kurumunca başvurana bir ödeme yapılıp yapılmadığının da belirlenmesi istediklerini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; 08.10.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasına karışan .. plâkalı sigortalı araç sürücüsünün olayda tam kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz bulunduğu, davacının yaralanmasına bağlı malûliyetinin %16,2 olduğu benimsenmek suretiyle hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda başvurunun kabûlüne ve 161.706,96-TL tazminatın eksik ödeme tarihi olan 22.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş, sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine itirazın reddine karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarının dikkate alınmadığı, bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan gelirin, kısmi ödemeye dayanak olan raporda belirtildiği gibi 2.543,59-TL olmasına rağmen hatalı olarak 2.972,20-TL olarak belirlendiğini, ayrıca pasif dönem hesaplamasının asgari ücret üzerinden ve AGİ hariç hesaplanması gerekirken aktif dönem hesaplaması gibi yapıldığı, TRH-2010 Mortalite Tablosu ile %1,8 teknik faiz tablosu yerine PMF 1938 tablosunun kullanılmış olmasının da yanlış olduğu, sonuç itibariyle fazla zarar hesabı yapıldığı, kabûle göre de davacı yararına hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı belirlendiği hususlarına yöneliktir.
Dava trafik kazası sonucu uğranılan kalıcı beden gücü zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.
İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine göre taraflar arasında 08/10/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığı, davacının yaralanmasına bağlı olarak oluşan beden gücü kaybı oranının %16,2 olduğu, davacıya davalı … şirketi tarafından 22.12.2015 tarihinde 102.723,40-TL ödeme yapıldığı ve başvuranın polis memuru olduğu, gelirinin de dosyaya yansıyan biçimde bulunduğu konusunda bir uyuşmamazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının hesaplamalarda kullanılan net gelirinin kısmi ödemeye dayanak oluşturan raporda olduğu gibi 2.543,59-TL’mi? yoksa hükme esas alınan 09.04.2016 günlü bilirkişi raporundaki gibi 2.972,20-TL’mi olduğu ve davacının pasif devre zararının hesaplamasında esas alınan gelirin asgari ücret olması gerekip gerekmediğine ilişkindir.
1-Dosya arasında bulunan ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu bulunmayan davacının gelirini gösteren bordrolardaki bilgiler esas alınarak; davalı tarafın dayanağını oluşturan 24.11.2015 günlü raporda net ücret 2.543,59-TL olarak kabûl edilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise net ücret 2.972,20-TL olarak belirlenmiştir. Her iki raporda da net ücretin nasıl belirlendiği, hangi kalemlerin dikkate alındığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Bu nedenle bilinen dönem ve aktif dönem zararının hesaplanmasında kullanılması gereken gelirin tespiti konusunda duraksama meydana geldiği, çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır. Hakem heyetince raporlar arasındaki çelişki nedeniyle net gelir hesaplamasının nasıl yapıldığı, nasıl yapılmasının gerektiği ve nedeni üzerinde durulmaksızın ve bu husus açıklığa kavuşturulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
2-Bundan ayrı pasif dönem zararının hesabında esas alınması gereken ücretin asgari ücret düzeyinde olması gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğidir. Pasif dönem zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret esasen bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesi karşılığıdır. Böyle olunca da; ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı, pasif devre zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açık olup, pasif devre zararının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
Hakem Heyetince hükme esas alınan bilirkişi raporunda pasif devre zararının hesabının yukarıda açıklanan ilkeler ışığında yapılmadığı anlaşıldığından Hakem Heyetince pasif dönem zararının asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplatılması ayrıca bilinen dönem ve aktif dönem zararının hesaplanmasında kullanılan net gelirin ne olduğu veya olması gerektiği hususundaki duraksamaları da giderecek şekilde rapor alınması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken; yukarıda (1) ve (2) sayılı bentlerde gösterilen şekillerde araştırma ve değerlendirme yapılmadan karar verilmesi HMK m. 353/1-a/6 kapsamında eksiklik olduğu sonuçuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davalı … vekilinin istinaf isteğinin yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile istinaf istemine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 28.09.2016 gün 2016/İ.2429-2016/İHK.2521 sayılı kararının KALDIRILMASINA; davalı … şirketinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonu’na GÖNDERİLMESİNE,
3- Peşin olarak davalı … şirketi tarafından tarafından yatırılan 29,20-TL maktu karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Davalı … şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin hakem heyetince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.08/03/2018.