Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/901 E. 2018/649 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/901
KARAR NO : 2018/649
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2017
NUMARASI : 2014/1586E,- 2017/180 K.
DAVANIN KONUSU : Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenine ait … plâka sayılı araç ile davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plâka sayılı aracın 13.04.2014 tarihinde çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında vekil edenine ait aracın hasarlanarak değer kaybına uğradığını, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olanın davalı şirket nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsü olduğunu, sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL’si hasar bedeli, 2.000,00-TL’si de değer kaybı zararına karşılık olmak üzere toplam 12.000,00-TL maddi tazminatın ihbar tarihinden 45 gün sonrasında işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; davacıya ait aracın hasarlanmasıyla sonuçlanan ve 13.04.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasıyla ilgili olarak davacının daha önce Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğunu, komisyonun 2014/3593 Esasına kaydedilen bu davanın sonuçlanarak 25/12/2014 tarih 2014/4591 sayılı karar ile hükme bağlandığını, bu durumun kesin hüküm oluşturduğunu, kaldı ki davacının sigorta şirketine yaptığı başvuru sonucunda ve Sigorta Tahkim Komisyonu kararı uyarınca kendisine 2.660,00-TL tazminat ödemesi yapılarak ibraname alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, eğer sorumlulukları yoluna gidilecek olursa da sigortalının kusurunun ve zarar miktarının usûlüne uygun şekilde yeniden belirlenmesini istediklerini açıklamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma toplanan deliller ve bilirkişi raporları değerlendirilerek; davacının değer kaybı zararına ilişkin olarak Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetine yaptığı başvuru sonucunda hakemce verilen 25.12.2014 gün 2014/E.3593.33-2014/4591 sayılı kararın bu konudaki kesin hüküm niteliğinde bulunduğunu, davacının aracında hasara bağlı olan zarar miktarının ise 7.250,00-TL olduğu benimsenmek suretiyle; “A) Değer kaybı tazminatı talebi yönünden kesin hüküm itirazının kabulü ile dava şartı yokluğundan bu yönden davanın REDDİNE, B) Hasar tazminatı talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 7.250,00 Tl maddi tazminatın taleple bağlı kalınarak 29/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden (poliçe limitleri dahilinde) tahsiline” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; hüküm altına alınan hasar bedeline KDV’nin dahil edilmesi gerekirken bunun yapılmamış olmasının ve avans faizi yerine yasal faize hükmedilmesinin usûl ve yasaya aykırı olduğu hususlarına yöneliktir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar bedeli değer kaybı zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.
İstinaf edenin sıfatı, istinafın kapsam ve nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
1-Dosya içindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, oluşa uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında ve kazaya karışan davacıya ait olup hasarlanan aracın gerçek kişi adına kayıtlı olması ve hususi araç niteliğinde oluşu gözetildiğinde mahkemece faizin yasal faiz olarak belirlenmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekili 13.04.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vekil edenine ait araçta oluşan hasar bedeli ile değer kaybı zararının, kazanın oluşumunda tam kusurlu bulunan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; davacı aracında KDV hariç 7.250,00-TL’lik hasar oluştuğu tespit edilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02.07.2015 gün 2015/864-9408 sayılı emsal içtihadında da açıklandığı üzere; 3065 sayılı KDV Kanunu hükümlerine göre davacının aracında meydana gelen zararın giderilmesi için yapılacak onarım ve işçilik hizmetler için KDV ödeneceği açık olup KDV oranının 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 24.12.2007 tarih 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre, uygulanacak KDV oranının da %18 olduğu belirgindir. Bu durumda mahkemece davacının aracında meydana gelen hasarın onarımı için gerekli olan gidere KDV oranı da dahil edilmesiyle karar verilmesi gerekirken bunun yapılmamış olması isabetsiz ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca istinaf konusu yapılmayarak kesinleşen hususlar ile harcın da kamu düzeninden oluşu gözetilerek, düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-İstinaf isteminde bulunan davacı vekilinin istinaf itirazlarının, yukarıda(2)sayılı bentte gösterilen nedenlerle KABULÜNE, öteki itirazlarının ise, (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31.40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile 85.70-TL başvurma harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin14/03/2017 gün ve 2014/1586-2017/180 sayılı kararının KALDIRILMASINA;
5/1- Değer kaybı tazminatı talebi yönünden kesin hüküm itirazının kabulü ile, dava şartı yokluğundan bu yönden davanın REDDİNE,
5/2- Hasar tazminatı talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 8.555,00 Tl maddi tazminatın taleple bağlı kalınarak 29/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden (poliçe limitleri dahilinde) alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
5/3- Alınması gereken 584,40- TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 204,95- TL nin düşümü ile kalan 379,45- TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
5/4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 204,95-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5/5-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 600,00-TL’si bilirkişi ücreti, 130,00-TL’si tebligat gideri, 25,20-TL’ si başvurma harcı, 3,80-TL’si vekalet harcı olmak kaydıyla toplam 759,00-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları dikkate alındığında takdiren 539,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5/6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 2.180-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5/7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca ret edilen miktar üzerinden belirlenen 2.180-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Reddolunan değer kaybı tazminatı istemi yönünden;
5/8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.980,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5/9-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5/10-Yatırılan gider avansından artan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
HMK m.353/1-b/2 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m.362/1-a hükmü uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.07/06/2018.