Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/884 E. 2018/658 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/884
KARAR NO : 2018/658
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/04/2017
NUMARASI : 2017/1393 D.İş., 2017/1393 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/06/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna sunduğu dava dilekçesi ile; davacıya ait … plâkalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde … Genişletilmiş Mavi Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu aracın 02/09/2015 tarihinde .. .. adresinde bulunan davacıya ait evin yakınından çalınmış olduğunu, olayın gerek resmi kurumlara gerekse davalı sigorta şirketine hemen ihbar edildiğini, aracın çalınması nedeniyle davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun, talebin sigorta teminatı kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle reddedildiğini, olayın hırsız veya hırsızlar tarafından davacının evindeki yedek anahtarın çalınarak gerçekleşmiş olabileceğini, araca ait asıl anahtarın davacıda bulunduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından poliçe düzenlendikten sonra davacıya teslim edilmediğini, olay öncesinde de bilgilendirme yapılmamış olduğunu, poliçenin anahtarla çalınma klozu hakkında bilgilendirme yapılmadığını, talebin poliçe teminatı kapsamında bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 41.000,00-TL araç bedelinin 02/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile; yapılan araştırma sonucu sigortalı aracın kendi anahtarı ile çalındığı ve sigortalının ağır kusuru tespit edildiğinden poliçe genel ve özel şartları doğrultusunda hasar talebinin reddedildiğini, olayın poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, anahtarın gasp yoluyla ele geçirilmediğini, hırsızlığın gerçekleştirildiği mekâna kırma, delme, yıkma, devirme, zorlama, öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanarak veya tehditle ya da araç gereç kullanmak suretiyle girilmiş olmasının söz konusu olmadığını, araç anahtarının herhangi bir kapalı veya kilitli mekândan zorlama ve şiddet kullanılarak ele geçirilmediğini, olaya ilişkin kamera görüntüsü ve fotoğraflardan sigortalı aracın kimliği meçhul hırsız veya hırsızların kontak anahtarı kullanılarak açılması suretiyle aracın çalınması olayının gerçekleştiğinin anlaşıldığını, poliçe düzenlenmeden önce sigortalıya gerekli bilgilendirmenin yapıldığını belirterek talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davacının talebinin Kasko Sigortası Genel Şartları A.4.11. maddesi uyarınca, aracın anahtarının gasp, darp, zorlama ve benzeri durum olmaksızın, aracın kimliği belirsiz kişilerce çalınmasına ilişkin hususun poliçede yer alan özel şart maddeleri arasında yer almaması nedeniyle teminat kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince davacının itirazının reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davacıya poliçenin teslim edilmediği, poliçe şartları hakkında bilgilendirme yapılmadığı, dava konusu olayın poliçe teminatı kapsamında bulunduğu, araç yedek anahtarının sigortalının ikâmet ettiği evden geceleyin yatak odasındaki komidinin çekmecesinden çalınması, çalınan bu anahtar kullanılmak suretiyle hırsızlık olayının gerçekleştirildiği, talebin kabûlüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir.
Dava, davalı sigorta şirketince kasko sigortası ile sigortalanan aracın çalınması nedeniyle tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır.
1)Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.4.11. maddesi gereğince, araç anahtarının ek sözleşmede belirtilen haller sonucunda ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması ve çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek ziya ve hasarlar teminat haricidir. Taraflar arasında düzenlenen 14/07/2015 tarihli genişletilmiş kasko sigorta poliçesi özel şartlarına göre ise; sigortalı araç anahtarının gasp sonucunda ele geçirilmesi, araç anahtarlarının sigortalının veya aracı kullanımına tahsis ettiği kişinin kendi ev veya işyeri niteliğindeki kapalı veya kilitli bir mekanda muhafazası esnasında, bu mekana; kırma, delme, yıkma, devirme, zorlama, öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanarak veya tehditle yada araç gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanmak suretiyle ele geçirilerek aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi, teminat kapsamındadır.
Somut olayda, aracın, araç anahtarı kullanılarak çalınmış olduğu dosya kapsamındaki fotoğraf ve video görüntüleri gereğince sabittir. Davacı, olay sonrasında Merter Şehit Osman Kahraman Polis Merkezi Amirliği’nde verdiği 03/09/2015 tarihi ifadesinde, aracın park ettiği yerde olduğunu görmemesi üzerine yatak odasındaki komidinin çekmecesine koymuş olduğu aracın yedek anahtarını kontrol ettiğinde yerinde olmadığını gördüğünü, eşine sorduğunda onun da anahtardan haeri olmadığını belirttiğini ifade etmiştir. Ancak sigorta şirketi eksperi tarafından yapılan araştırmada davacının evinin giriş kapısında veya pencerelerinde herhangi bir zorlama izi veya emaresinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Kolluk kuvvetleri tarafından davacının evinde herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Kaldı ki davacı da evine zorla girildiğine, kendisine karşı zor kullanıldığına ilişkin bir iddiada bulunmamakta, anahtarın hırsızlık sonuu çalınmış olabileceğini belirtmekte, hırsızlığın ne şekilde olabileceğine ilişkin bir beyanda bulunmamaktadır.
Bu itibarla aracın anahtarla çalınmış olması karşısında, çalınma olayının Kasko Sigortası Genel Şartları ve taraflar arasında düzenlenen poliçede belirtilen özel şartlar kapsamında teminat dahilinde olduğu hususu davacı tarafından ispat edilemediğinden davacının talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
2) Davacının da kabulünde olduğu üzere; poliçenin önceki poliçenin devamı niteliğinde yenileme poliçesi niteliğinde olması, sigorta bilgilendirme formunun poliçenin ekinde bulunması, bilgilendirmeye ilişkin 5684 Sayılı Yasanın 11/3 maddesi, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik hükümleri, 6102 sayılı TTK’nın 1423. maddesi hükümleri, sigorta ettirenin sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemesi halinde sözleşmenin poliçede yazılı şartlar altında yapılmış sayılacağına ilikin düzenleme, poliçenin 14/07/2015 tarihinde tanzim edilmesi, bu tarihten itibaren 14 günlük süre içinde sigorta ettiren tarafından poliçeye herhangi bir itirazda bulunulmaması hususları gözönüde tutulduğunda davacı tarafın bilgilendirme yükümlülüğünün ihlal edildiğine ilişkin istinaf itirazlarının da reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 10/03/2017 tarih ve 2017/İ.255-2017/İHK-807 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 154,30-TL başvurma harcından, alınması gereken 85,70-TL başvurma harcının düşümü ile kalan 68,60-TL başvurma harcı ile, alınan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4- Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.21/06/2018.