Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/883 E. 2018/642 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/883
KARAR NO : 2018/642
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2017
NUMARASI : 2017/2044E,- 2017/2044 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; vekil edeni şirkete ait olan ve davalı … şirketi nezdinde kasko sigortalı bulunan … plâka sayılı aracın … isimli şahsın sevk ve idaresindeyken 07.05.2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hasarlandığını, sigorta şirketine yapılan başvurunun ise 07.09.2016 tarihli cevabi yazı ile reddedildiğini belirterek araç hasar onarım bedeli olan 60.531,70-TL’nin davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; vekil edeni şirket nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan …plâka sayılı aracın 07.05.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hasarlanması nedeniyle yapılan başvuru sonucunda açılan hasar dosyası kapsamında yapılan incelemede; kazanın 07.05.2016 tarihinde sabaha karşı 06:45 sıralarında meydana geldiği ve araç sürücüsünün olay yerinden firar ettiğinin polislerce tutulan resmi tutanakla belirlendiğini, başvuru sahibi şirket yetkilisi olan …’ın alkol alarak ve araç anahtarlarını ele geçirerek kaza yapan firari sürücü … hakkında şikayetçi olduğunu, …ın alkol muayenesinin olayın ertesi günü olan 08.05.2016 tarihinde saat 01:49’da yapıldığının belirlendiğini, bu durumda başvuru sahibinin taleplerinin Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının; “A.5 Teminat Dışı Kalan Zararlar” başlıklı maddesinin A.5.10 hükmü kapsamında teminat dışı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; kolluk kuvvetleri tarafından tutulan kaza tespit tutanağına göre, 07.05.2016 tarihinde saat 06:45 sıralarında … plâka sayılı aracın yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası sonucunda hasarlandığı, araç sürücüsü…ın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu ve kaza yerini terk ettiği, alkol kontrolünün 08.05.2016 tarihinde saat 00:21’de yapılabildiğini, sürücünün korktuğu için kaza yerinden kaçtığı yönündeki beyanının kabûl edilebilir ve inandırıcı olmadığı,…’ın haklı mazeret sayılabilecek herhangi bir sağlık sebebi, önemli bir yaralanma, mücbir sebep veya makûl kabûl edilebilecek bir sebep yokken kaza yerini terk etmesi nedeniyle kaza anında araç sürücünün gerçekte kim olduğunu ya da alkollü olup olmadığının şüpheye yer vermeyecek şekilde tespitine engel olduğunu benimsemek suretiyle Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.10’da düzenlenen halin gerçekleştiği kabûl edilerek başvuru sahibinin talebinin reddine karar verilmiş; başvuran vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine; İtiraz Hakem Heyetince; başvurana ait aracın davalı … şirketi nezdinde kasko sigortalı olduğu, tek taraflı kazadan sonra araç sürücüsünün aracı olay yerinde bırakarak olay yerinden ayrıldığı, sürücünün kazayı daha sonra araç sahibinin yetkilisi olan kişinin oğluna anlattığı, onun da araç sahibine durumu bildirdiği, araç sahibinin de derhal sigorta şirketine ihbarda bulunduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı; uyuşmazlığın, sigortalı araç sürücüsünün olay yerinden ayrılmasının hasarı teminat kapsamı dışına çıkarıp çıkarmayacağına ilişkin bulunduğu; Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde teminat dışı kalan zararların tek tek sayıldığı, genel şartların A.5.10 maddesi uyarınca sürücünün olay yerinden ayrılması halinde, hasarın teminat dışı sayılabilmesi için A.5.4 maddesinde; “sürücü belgesine sahip olmayan kişiler tarafından kullanılması” veya A.5.5 maddesinde belirtilen; “aracın uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması” şeklindeki durumların tespitini engellemek amacıyla yapıldığının kanıtlanması gerektiğini, oysa somut olayda her iki halin varlığının da sigorta şirketi tarafından soyut olarak kanıtlanamadığı görüşünden hareketle davacının itirazının kabûlü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararının kaldırılmasına ve başvurunun kabûlü ile 60.531,70-TL hasar bedelinin …den tahsiline karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti Kararına karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; araç sürücüsünün hiçbir geçerli mazeret olmaksızın olay yerini terk ettiğinin belirgin olmasına ve bu durumda hasarın ihbar edildiğinden farklı olarak meydana geldiğinin açık bulunmasına rağmen; sigorta şirketinin iddialarını kanıtlayamadığından bahisle verilen kabûl kararının usûl ve yasaya aykırı olduğuna, kabûle göre de davacı taraf lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı belirlendiği hususlarına yönelik olup; davacı vekilinin istinaf başvurusuna verdiği 13.06.2017 günlü cevaba karşı sunmuş olduğu 04.07.2017 günlü dilekçede de davacı tarafın 13.06.2017 günlü cevabında dile getirdiği sürücü … hakkında; “haksız yere elde bulundurulan anahtarla kilit açmak suretiyle hırsızlık” suçu nedeniyle İzmir 21. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava olduğunun belirtilmesinin Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.4.11 ve A.5.6 maddesinde düzenlenen teminat dışı hallerden sayılan diğer bir durumu oluşturduğu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesini istediklerini açıklamıştır.
Dava, kasko sigortalı araçta tek taraflı trafik kazası sonucunda oluşan hasar bedelinin tazmini isteğine ilişkindir.
Taraflar arasında görülen tahkim yargılamasında; başvuru sahibi şirkete ait aracın davalı … şirketi nezdinde kasko sigortalı olduğu ve kazanın poliçenin yürürlük süresi içerisinde gerçekleştiği ve araç sürücüsünün … olduğu hakkında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. 07.05.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonrasında araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi nedeniyle kaza tespit tutanağının sürücünün yokluğunda düzenlendiği; sigortacının, alkollü sevk ve sürücü belgesine sahip olmayan kimselerce kullanılması ihtimaline dayanarak davacıya tazminat ödemekten kaçındığı, başvurunun reddine ilişkin 07.09.2016 günlü bildirimde de açıkça bu nedenlere dayandığı görülmektedir.
Kasko Sigorta Poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A.1 maddesine göre gerek kullananın iradesi dışında araca ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyetli muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların tümünün sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Bundan ayrı TTK’nın 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre de; kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise; bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinde sayılan teminat dışında olan hallerden olması gerekmektedir. Kasko Sigorta Poliçesi Genel Şartları ile TTK’nın 1446/2 maddesi uyarınca, sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ancak o durumda ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Somut olayda 07.05.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıya ait aracın sürücüsü olan …’ın kazadan sonra olay yerinden ayrıldığı, bu nedenle kaza tespit tutanağının sürücünün yokluğunda düzenlendiği ancak sürücünün durumu davacı şirketin yetkilisi olan …’ın oğluna bildirdiği, onun da babasına haber vermesiyle durumun sigorta şirketine aynı gün bildirildiği, davalı … şirketinin sürücünün olay yerini terk etmesi nedeniyle sürücü kimliğini saklamak suretiyle sürücü belgesiz araç kullanmak ve alkollü sevk ihtimaline dayanarak ödemeyi reddettiği görülmektedir.
Az yukarda açıklanan yasal düzenlemeler gereği kural olarak ispat yükü üzerinde bulunan davalı … şirketi sürücünün haklı sebep olmadığı halde olay yerini terk etmiş olmasının alkollü olduğu veya sürücü belgesi bulunmadığı ihtimalini akla getirdiği varsayımına dayanmış ancak araç sürücüsünün sürücü belgesi olmadığını ya da alkollü olarak aracı sevk ettiğini ispata yarar delil ibraz etmemiştir. Davalı sigortacı meydana gelen kazanın sigortalının ileri sürdüğü şekilde gerçekleşmediğini, farklı olduğunu ve teminat dışında kalan hallerden bulunduğunu, soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlaması gerekir.
Dosya içeriğine göre; davalı tarafın aracın alkollü şekilde sevk edildiği veya sürücü belgesi bulunmadan kullanıldığını kanıtladığından söz edilemez. Bundan ayrı davalı sigortacı cevap dilekçesinde ve yargılama sırasında açıkça teminat dışı durumlar arasında sayılan Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.6 ve A.4.11’de düzenlenen hallerden olan çalınma olayına dayanmadığına, başvuru sahibinin talebinin reddine ilişkin 07.09.2016 günlü cevabi yazıda sadece genel şartların A.5.10, A.5.4 ve A.5.5 no’lu bentlerdeki ihlâllerden bahsedildiğine göre; davacı tarafın istinaf dilekçesine verdiği 13.06.2017 günlü cevap dilekçesinde çalınma nedeniyle sürücü hakkında ceza yargılaması bulunduğuna ilişkin açıklamasının, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.4.11 ve A.5.6 maddelerinde düzenlenen ve diğer bir teminat dışı hâl sayılan durumu oluşturduğu, bu nedenle dikkate alınması gerektiği yönündeki 04.07.2017 günlü dilekçedeki talebin HMK.m.357/1 hükmü uyarınca yargılamada ileri sürülmeyen hususlar istinaf aşamasında ileri sürülemez ilkesi gereğince dikkate alınmamıştır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/17.maddesinde ” talebi kısmen yada tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” denmektedir. Anılan düzenlemenin davalı lehine – davacı taraf aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olduğu, davacı yararına – davalı aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin bulunmadığı açıktır. Bu durumda davacı taraf yararına A.A.Ü.T uyarınca tam ve nispi vekalet ücreti tayin edilmesi de doğru olmuştur.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 10/04/2017 gün ve 2017/İ.168-2017/İHK-1181 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davalı …vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 154,30-TL başvurma harcından, alınması gereken 85,70-TL başvurma harcının düşümü ile kalan 68,60-TL başvurma harcı ile , alınan 31,40-TL maktu karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.07/06/2018.