Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/881 E. 2018/641 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/881
KARAR NO : 2018/641
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2016
NUMARASI : 2014/1052E,- 2016/859K.
DAVA : Maddi – Manevi Tazminat
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde ZMSS Poliçesi ile sigortalı bulunan … plâka sayılı aracın davalı sürücü …’nun Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ceza yargılamasından da anlaşılacağı üzere ağır kusuru neticesinde yaya konumunda bulunan ve davacıların kızı olan ..’e 11.06.2011 tarihinde çarpması sonucunda gerçekleşen trafik kazasında destek küçüğün hayatını kaybettiği, davalı …’in aracın maliki olduğunu ileri sürerek(belirsiz alacak) fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı anne … için 3.000,00-TL, davacı baba … için 2.000,00-TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan ve ayrıca davacı baba için 80.000,00-TL ve davacı anne için de 90.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 19.09.2016 günlü dilekçe ile maddi tazminata ilişkin olarak davacı baba … için olan istek miktarını 49.064,93-TL’ye, davacı anne … için olan istek miktarını 52.534,24-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır.
Davalılar ayrı ayrı verdikleri cevabında özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve olayla ilgili olarak Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlanan ve kesinleşmiş bulunan 2011/1489 esas ve 2012/144 karar sayılı dava dosyasındaki belirlemeler değerlendirilerek kazanın oluşumunda davalı sürücü … ile müteveffa küçük…’in eşit kusurlu oldukları benimsenmek suretiyle hükme esas alınan hesap bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabûlü ile davacı … için 26.297,12-TL, davacı … için 24.532,46-TL olmak kaydıyla toplam 50.829,58-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; davacı … için 45.000,00-TL ve davacı … için de 40.000,00-TL olmak kaydıyla toplam 85.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalılardan … vekili ile davacılar vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvrulmuştur.
Davacılar vekilinin istinaf nedenleri; mahkemece herhangi bir kusur belirlemesi yapılmaksızın ceza yargılamasında alınan raporla yetinilerek yetersiz maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin usûl ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir.
1-Davalılardan … vekili tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuş ise de; istinaf başvurusunun incelenebilmesi için gerekli nispi harç ve giderlerin yatırılmamış olması nedeniyle mahkemesince bu eksikliklerin giderilmesi amacıyla 09.05.2017 günlü muhtıra düzenlenerek davalı vekiline 22.05.2017 tarihinde tebliğ edilmiş ancak usûlüne uygun şekilde düzenlenerek tebliğ edilen muhtıra gereklerinin bildirilen kesin süre içerisinde yerine getirilmediği belirlenmiştir. Bu nedenle davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.344 hükmü uyarınca yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarına gelince; dava trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
İstinaf edenin sıfatı, istinafın kapsam ve nedenleri göz önüne alınarak yapılan inceleme sonucunda;
Dosya kapsamından dava konusu olayla ilgili olarak mahkemece yapılan yargılama sırasında tarafların kusur oranları açısından bir araştırma yapılmadığı, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 74. madde hükmü uyarınca hukuk hakimi, zarar verenin kusurunun olup olmadığı veya ne oranda kusurlu olduğu hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hakiminin kusur değerlendirmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin değerlendirme ve kararı ile de bağlı değildir. Ne var ki; somut olayda dava konusu olayla ilgili olarak Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ve davacıların da katılan sıfatıyla yer aldıkları yargılama sonucunda; tarafların eşit kusurlu oldukları görüşünden hareketle sanık sürücü … hakkında verilen mahkumiyete ilişkin 27.03.2012 gün 2011/1489-2012/144 sayılı karar; Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olup, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 02/10/2014 gün 2013/24944-2014/19423 sayılı onama kararında sanık ve ölenin eşit kusurlu oldukları özellikle vurgulanmıştır. Bu nedenle yapılan yargılamada yeniden kusur incelemesi yoluna gidilmeyerek ceza yargılamasında belirlenen maddi duruma göre karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bundan ayrı kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesi hükmü uyarınca; hakimin olayın özelliklerini göz önüne tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır.(Benzer düzenleme 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde de mevcuttur.)
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, tarafların olayda eşit kusurlu oluşu, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları ve davacıların talep ettikleri miktarlar dikkate alındığında ölüm ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.(HMK.m.353/1-b/1)
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/12/2016 gün ve 2014/1052 – 2016/859sayılı kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle, HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise, yukarıda (1)sayılı bentte gösterilen nedenle,HMK.m. 344 hükmü gereğince YAPILMAMIŞ SAYILMASINA,
3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı …’ten karar tarihi itibariyle alınması gereken 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin olarak bu davacı tarafından yatırılan 31,40-TL’nin düşümü ile kalan 4,50-TL harcın davacı …’ten alınarak; istinaf yasa yoluna başvuran davacı …’ten karar tarihi itibariyle alınması gereken 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin olarak bu davacı tarafından yatırılan 31,40-TL’nin düşümü ile kalan 4,50-TL harcın da davacı …’ten alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Davalı …’dan istinaf başvurusu sırasında peşin olarak alınan 85,70-TL istinaf başvuru harcının, talebi halinde kendisine İADESİNE,
5-İncelemenin dosya üzerinden duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından, istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361 gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.07/06/2018.