Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/850 E. 2018/553 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/850
KARAR NO : 2018/553
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/11/2016
NUMARASI : 2016/4022 E.- 2016/4022 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu’na sunduğu başvuru dilekçesi ile; 11/05/2007 tarihinde Antalya ili Kumluca İlçesinde meydana gelen trafik kazası sonucunda, davacının oğlu ve desteği olan…’un vefat ettiğini, kazanın oluşumunda davalı …Sigorta A.Ş. tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalanan … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müteveffanın araçta yolcu olarak bulunduğunu, herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine sigorta şirketince kaza nedeniyle 02/07/2007 tarihinde hak sahiplerine 15.087,00-TL ödeme yapıldığı, bu şekilde sorumluluklarının sona erdiğinin bildirildiğini, ancak yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 24/06/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 44.716,89-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile; kaza sonrasında hak sahiplerince yapılan başvuru üzerine 02/07/2007 tarihinde 15.087,00-TL ödeme yapıldığını ve karşılığında ibraname alındığını, KTK 111. maddesi gereğince ibranamenin imzalandığı tarihten itibaren 2 yıllık sürenin geçmiş olduğunu, davacıların 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde ibranamenin geçersiz olduğunu, müvekkili şirket tarafından yetersiz ödeme yapıldığını iddia etmemesi nedeniyle talebin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun kusur oranıyla ve poliçe büyüklüğüyle sınırlı olduğunu belirterek talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davacının desteğinin meydana gelen kazada yolcu olması nedeniyle herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının desteğinin ölüm nedeniyle onun desteğinden yoksun kalmış olduğu, sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce yapılan ödemenin hesap bilirkişisi tarafından belirlenen miktardan indirilmesi gerektiği hususları değerlendirilerek, başvurunun kısmen kabulü ile 24.152,69-TL tazminatın 17/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalı vekillerince yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince; KTK 111/2 maddesi gereğince, davalı sigorta şirketince 02/07/2007 tarihinde yapılan ödeme ve alınan makbuz ve ibranamenin üzerinden 2 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra başvuru yapılması nedeniyle, davacı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı yapmış olduğu itirazın reddine, davalı sigorta şirketi vekilinin itirazının kabulüne, davacının davasının reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davalı sigorta şirketince dosyaya sunulan ibranamenin içeriğinin ne olduğunun taraflarınca bilinmediği, zamanaşımı süresi içerisinde davanın açılmış olmasına rağmen reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır.
Davacı … tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılmadan evvel Güvence Hesabına başvuru yapılmış ve Güvence Hesabınca 02/07/2007 tarihinde davacıya 7.846,00-TL ödeme yapılmış, karşılığında makbuz ve ibraname alınmıştır.
2918 Sayılı KTK’nun 111. maddesi gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Kanunun bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Kanunda belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, res’en dikkate alınması gerekir(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 04/05/2017 tarih ve 2014/23349 E., 2017/4992 K. sayılı kararı).
Dava konusu olayda davacının ilk müracaatı üzerine Güvence Hesabı tarafından 02/07/2007 tarihinde ödeme yapılarak ibraname alınmıştır. Davacı taraf KTK’nın 111. maddesinde görülen 2 yıllık hak düşürücü süre geçtikten çok sonra ek tazminat talebiyle önce 02/10/2015 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurmuş, olumsuz cevap alması üzerine de 12/02/2016 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmuş bulunmaktadır. 2007 yılında yapılan ödeme üzerine verilen ibranamenin davacı tarafından bizzat imzalanması ve dava açmadan önce sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine sigorta şirketince 02/07/2007 tarihinde ödeme yapılmış olduğu ve karşılığında ibraname alınmış olduğu yönünde verilen cevap üzerine davacı tarafın ibraname ve içeriği ile ilgili bilgi sahibi olduğu da açıktır. Bu nedenlerle KTK 111/2. Maddesinde öngörülen süre içinde dava açılmaması nedeniyle İtiraz Hakem Heyetince, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. (HMK 353/1-b/1).
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 03/10/2016 tarih ve 2016/İ.2419-2016/İHK-2593 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/7/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/05/2018.