Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/801 E. 2018/455 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/801
KARAR NO : 2018/455
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2017
NUMARASI : 2015/634 E.- 2017/110 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/04/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 07/10/2012 tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir aracın yaya konumunda bulunan ve davacıların oğlu olun …’e kusurlu bir şekilde çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında desteğin hayatını kaybettiğini, …na yapılan başvuru üzerine bir miktar ödeme yapılmış ise de bu ödemenin yetersiz olduğunu belirterek (belirsiz alacak) fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla herbir davacı için ayrı ayrı 2.500 TL olmak üzere toplam 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 06/09/2016 günlü ıslah dilekçesi ile de davacı baba … için olan istek miktarını 50.476,56 TL’ye, davacı anne … için olan istek miktarını da 49.129,73 TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı … vekili cevabında özetle; davacıların vekil edeni kuruma yaptığı başvuru sonucunda 28/05/2015 tarihinde davacı … için 13.865 TL, … için ise 12.653 TL ödemede bulunularak ibraname alındığını, dolayısıyla bakiye herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, sorumluluğun devam ettiğini sonucuna varılır ise de tarafların kusur oranlarının belirlenmesini istediklerini, Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan veya yapılacak rucüya tabi ödemelerin belirlenerek tazminattan düşülmesi gerektiğini, avans faizi talebinin haksız olduğunu, davacıların ancak dava tarihinden işletilecek yasal faiz isteğinde bulanabileceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece,toplanan deliller, iddia ve savunmalar ile bilirkişi raporları değerlendirilerek plakası ve sürücüsü belirlenemeyen aracın yaya konumunda olan İsrafil Baydemir’e çarpması sonucunda 07/10/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların oğulları olan destek İsrafil Baydemir’in hayatını kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde desteğin %40 oranında, plakası ve sürücüsü belirlenemeyen sürücünün ise %60 oranında kusurlu olduğu benimsenmek suretiyle hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile belirlenen tazminatlara 29/05/2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi üzerine hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda desteğin kaza tarihinde henüz 17 yaşında olduğu, imam hatip lisesinde öğrenci bulunduğu ve askerlik döneminden sonra din görevlisi olarak işe başlayacağı, aylık kazancının da 2.329,06 TL olacağı varsayımıyla tazminat hesaplaması yapılmış ise de müteveffanın lise eğitimini bitirir bitirmez din görevlisi olarak işe başlayacağına yönelik kabulün, üniversite mezunlarının bile hemen iş bulamadığı ülkemizdeki gerçekle bağdaşmadığı, belirlemelerin afaki olduğu, böyle bir rapora bağlı kalınarak yazılı bir biçimde davanın kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir.
İstinaf edeninin sıfatına ve istinafın kapsam ve nedenleri ile sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir. Böyle bir davada davacıların uğradıkları destek zararın belirlenebilmesinin esas unsurlarından biri de desteğin gelir durumunun net olarak tespit edilmesidir. Davacılar destekleri olan oğulları …in kaza tarihinde imam hatip öğrencisi olduğunu, bu nedenle gelirinin asgari ücretin en az iki katı olacağının kabul edilmesiyle hesaplama yapılması isteğinde bulunmuşlardır. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre müteveffanın kaza tarihinde 17 yaşında olduğu ve imam hatip 9. sınıf öğrencisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamalarda kolaylık olması bakımından, müteveffanın 2014-2015 eğitim ve öğretim dönemi sonunda 31/12/2015 tarihinde mezun olacağı ve 01/01/2016 tarihinde askere gideceği ve askerlik dönemi sonunda da 01/01/2017 tarihinde sözleşmeli din görevlisi olarak işe başlayacağı ve net gelirinin 2.329,06 TL olacağı varsayımından hareketle, 18 yaşında olacağı 01/01/2014 tarihi ile okulu bitireceği 31/12/2015 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden, askerlik dönüşünde din görevlisi olarak başlayacağı tarihten itibaren de 2.329,06 TL gelir üzerinden; askerlik döneminde gelir elde edemeyeceği gözetilerek ve yetiştirme giderlerinin de düşülmesiyle kusur durumları dikkate alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak hayatın olağan akışı, ülkemizde iş bulma konusundaki sıkıntılar dikkate alındığında, askerden döner dönmez müteveffanın sözleşmeli din görevlisi olarak işe başlayabileceğinin kabülü mümkün değildir. Ayrıca işe başladığında net 2.329,06 TL sözleşme ücreti alacağının da nasıl veya neye göre belirlendiği de anlaşılamamaktadır.Bu durumda mahkemece davacıların desteğini okumakta olduğu liseden mezun olmasından ve askerden dönmesinden sonra ne kadar süre sonra iş bulabileceği ve ne kadar ücretle çalışmaya başlayabileceği, imam hatip lisesi mezunu olarak asgari ücretin kaç katı gelire sahip olabileceği gibi hususların ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak tespit edilmesi ve bu konuda gerekirse uzman bir bilirkişisinin de görüşüne başvurulması ve ondan sonra davacıların uğradıkları zararın kapsamının belirlenmesi gerekirken, denetim imkanı olmayan ve davalı yanın iddilarını değerlendirme dışı bırakan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabülü yoluna gidilmesi HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında eksiklik olarak değerlendirilmiş olup, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılması ve belirtilen şekilde inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 1.613,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihayi kararda dikkate alınmasına,
HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.26/04/2018.