Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/799 E. 2018/456 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/799
KARAR NO : 2018/456
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2017
NUMARASI : 2016/17 E.- 2017/154 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/04/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının imam nikahlı eşi olan …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı sigortasız traktörün direksiyon hakimiyeti yitirmesi sonucunda 20/01/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini,aracın trafik sigortasının bulunmadığı için davalı kurumun zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 1.000,00- TL. Maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte Güvence Hesabından tahsilini istemiş, 03/08/2016 ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 111.465,94 TLye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Güvence Hesabı vekili cevabında özetle; davacının desteği olduğu iddia edilen kişinin tek taraflı trafik kazasında kendisinin tam kusuru sonucunda hayatını kaybettiğini, bu durumda 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS genel şartlarına göre talebin teminat dışı bulunduğunu ve ayrıca davacının ölenin imam nikahlı eşi olduğunu ve aralarında destek ilişkisi bulunduğunu kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre: trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı sigortasız traktör sürücüsü olan…’nın direksiyon hakimiyeti yitirmesi sonucunda tam kusuru neticesinde 20/01/2011 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği, davacının cumhuriyet savcılığı soruşturma evraklarındaki belirlemelere göre …’nın imam nikahlı eşi olduğu, üçüncü kişi konumunda bulunduğu, bu durumda davacının destekten yoksun kalma tazminatını talep edebileceği görüşünden hareketle, benimsenen aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 111.465,94 Tl destekten yoksun kalma tazminatının, dava tarihinden işleyecek faiz ile birlikte davalı Güvence Hesabından tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı Güvence Hesabı vekili tarafından süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri, davacının ölenin imam nikahlı eşi olduğu ve desteğinden yoksun kaldığı kanıtlanamadığı halde, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kabüle göre de imam nikahlı eş olduğu kabul edilse dahi nikahlı eş gibi değerlendirilemeyeceğinden belirlenen tazminattan hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği ve davacı bakımından evlenme şansı indirimi yapılırken kaza tarihindeki yaşı yerine rapor tarihindeki yaşının dikkate alınmasının da doğru bulunmadığı hususlarına yöneliktir.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayalı destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir.
İstinaf edenin sıfatına ve istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde herhangi bir usulsüzluk bulunmamasına, hükme esas alınan uzman bilirkişi raporundaki belirlemelerin ve hesap yönteminin oluşa, yerleşmiş uygulamalara uygun, denetime elverir gerekçeler içermesine ve rapor davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen, rapora karşı beyanda bulunan davalı vekilinin davacının müteveffanın imam nikahlı eşi olduğunu kanıtlayamadığından başka bir itiraz nedeni ileri sürmemiş olmasına, ayrıca kaza tarihinde 51 yaşında olan davacının rapor tarihinde henüz evlenmediği de gözetilerek, bilinen duruma göre evlenme şansının olmadığı şeklindeki kabülde herhangi bir yanılgı bulunmadığına ve yargılama sırasında zabıta marifetiyle yaptırılan araştırma sonucunda müteveffanın ölmeden önce davacı ile birlikte yaşadığının anlaşılmış olmasına, cumhuriyet savcılığında yapılan soruşturması sırasında belirlenen hususlar ile davacı ve müteveffanın yaşları, sosyo ekonomik durumları,medeni halleri, yaşadıkları yerin kırsal alan oluşu, ülkemizdeki aile yapısı ve hayatın doğal akışı birlikte gözetildiğinde, mevcut birlikteliğin, imam nikahlı birliktelik olduğunu gösterdiğine, maruf olanın aksini iddia eden davalının da bu iddiasını usulüne uygun şekilde kanıtladığından söz edilemeyeceğine ve belirlenen tazminat miktarından da davacının imam nikahlı eş olması nedeniyle %10 oranında takdiri indirim yapılmış bulunmasına göre; yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik olarak davalı Güvence Hesabı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 7.614,24-TLnispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırılan 1.903,56-TL’nin düşümü ile kalan 5.710,68- TL nispi harcın, istinaf yasa yoluna başvuran davalı Güvence Hesabından alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK.’nın 361. maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/04/2018.