Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/768 E. 2018/491 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/768
KARAR NO : 2018/491
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2016
NUMARASI : 2016/3504 E.- 2016/3504 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/05/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; 17/10/2005 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü olan davacının eşi …’nin vefat ettiğini, davacının eşinin ölümü nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.001,00-TL. tazminatın davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 07/04/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 50.000,00-TL.’ye yükseltmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesi ile; talebin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 15 yıl olması nedeniyle talebin zamanaşımına uğramadığı değerlendirilerek bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davacı tarafın talebinin kabulü ile 50.000,00-TL. destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı … şirketince yapılan itiraz üzerine itiraz hakem heyetince, talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı … şirketi vekilince süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı … şirketi vekilinin istinaf sebepleri; talebin zamanaşımına uğramış olduğuna ilişkindir.
İstinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılan incelemede;Dava trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bulunmaktadır.
2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinde haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerlerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır.
Yine maddi ve manevi tazminat istemlerinin bağlı olduğu zamanaşımı süreleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60.) maddesinde de düzenlenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nın 72/1. maddesinde “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” denilerek mülga 818 sayılı BK’nın 60. maddesinde olduğu gibi üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüştür.
6098 Sayılı TBK’nın 72/1. (BK’nın 60/1.) maddesi, özellikle zamanaşımının başlangıç anını belirleyen bir düzenlemedir. Bu düzenlemeye göre tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Burada, uygulamada “kısa süreli zamanaşımı” olarak adlandırılan süre söz konusu olup, sürenin başlangıcı sübjektif bir koşula bağlanmıştır. Çünkü, sürenin başlaması zarar görenin zararı ve tazminat sorumlusu kişiyi öğrenmesi gibi sübjektif bir koşulun gerçekleşmesi ile mümkündür.
Mutlak nitelikteki “uzun süreli zamanaşımı”nın başlangıç tarihi ise zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir. Buna göre, tazminat istemi her halde eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren on yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrar. Burada on yıllık sürenin başlangıç anı, zarar verici eylemin gerçekleştiği tarih gibi objektif bir koşula bağlanmıştır. Olağan zamanaşımı süresi iki yıllık olan kısa zamanaşımı süresidir. Diğer bir anlatımla iki yıllık zamanaşımı süresi on yıllık süre ile sınırlıdır. Zarar ve zararın sorumlusu olan kişi öğrenildiği takdirde davanın kısa zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerekir. Zarar veren eylemin işlenmesinden itibaren on yıl geçtikten sonra zarar ve zararı veren kişi öğrenilmiş olsa bile tazminat istemi, zamanaşımı def’î ile karşılaştığında reddedilir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 20/12/2017 tarih ve 2017/3-2786 E., 2017/2016 K. Sayılı kararı).
TBK’nın 72/1. (BK’nın 60/2.) maddesinde düzenlenen üçüncü süre ise “ceza zamanaşımı süresi”dir. Zarara neden olan eylem, aynı zamanda ceza kanunları uyarınca suç teşkil eden bir eylem oluşturuyor ve bu eylem için ceza kanunlarının öngördüğü zamanaşımı süresi daha uzun bir süre ise bu takdirde uygulanacak olan zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Ceza zamanaşımı süresinin başlangıç anı da zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir.
Dava konusu olayda, davacının desteği …nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 17/10/2005 tarihinde karıştığı tek taraflı kaza sonucu davacının desteği hayatını kaybetmiştir.
Davacının desteğinin hayatını kaybettiği kaza 17/10/2005 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 10/02/2016 tarihinde açılmıştır.
Bu nedenle kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85/1. ve 66/1-d maddeleri uyarınca kazada 1 kişi ölmüş bulunduğundan öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla sigorta tahkim komisyonunca, talebin zamanaşımına uğramamış olduğu kabul edilerek yazılı gerekçeyle karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olup, davalı … şirketi vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 09/09/2016 tarih ve 2016/İ.1815-2016/İHK-2366 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davalı … A. Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 143,50-TL başvurma harcından, alınması gereken 79,70-TL başvurma harcının düşümü ile kalan 63,80-TL başvurma harcı ile, alınan 29,20-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/7/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.
10/05/2018.