Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/752 E. 2018/448 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/752
KARAR NO : 2018/448
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2016
NUMARASI : 2014/1182 E., 2016/975 K.
DAVANIN KONUSU : Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/04/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve 08/04/2015 tarihli beyan dilekçesi ile, 25/09/2010 tarihinde plâkası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığını ve sakat kaldığını, davalı … Hesabına yapılan başvuru üzerine kısmi ödeme yapılmış olduğunu, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim Araştırma Hastanesinin 08/07/2014 tarihli Engelli Sağlık Raporu ile davacıdaki engel oranının %9 olarak belirlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 250,00-TL tedavi gideri, 500,00-TL kalıcı malûliyet tazminatı, 200,00-TL tedavi sürecinde oluşan sürekli işgöremezlik tazminatı ve 50,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın davalı … Hesabından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, meydana gelen kaza sonrasında davacı tarafından yapılan başvuru üzerine 02/09/2014 tarihinde davacıya toplam 12.654,00-TL tutarında malûliyet tazminatı ödendiğini, yapılan ödeme karşılığında makbuz ve ibraname alındığını, yapılan ödeme nedeniyle …nın sorumluluğunun sona ermiş olduğunu, kazadaki kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, davacının malûliyet durumunun tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini belirterek, talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 04/04/2016 tarihli raporu ile meydana gelen kaza sonrasında yapılan tedaviler sonucu davacıdaki arızaların fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli malûliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden 6 aya kadar uzayabileceği yönündeki tespiti ve bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 09/10/2016 tarihli raporu ile plâkası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumu raporuna göre sürekli malûliyet zararı oluşmadığı, bakım ve bakıcı gideri oluşmadığı, 600,00-TL refakat gideri, 250,00-TL paramedikal gider ve yol gideri, 6 aylık iyileşme süresi için 3.690,00-TL geçici malûliyet tazminatı oluşabileceği, davalı … tarafından yapılan ödeme ile davacının tüm zararının karşılandığı hatta 4.102,00-TL fazla ödeme yapıldığı yönündeki tespiti gözönünde bulundurularak, davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Şişli Hamidiye Etfal Eğitim Araştırma Hastanesinin 08/07/2014 tarihli Engelli Sağlık Raporu ile davacıdaki engel oranının %9 olarak belirlenmesine rağmen ATK tarafından düzenlenen rapor ile davacının sürekli malûliyetinin bulunmadığı tespitinde bulunulduğu, raporlar arasında çelişki oluşmasına rağmen bu çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, iyileşme süresi için bakıcı gideri tazminatı hesaplanması gerekirken hesaplanmamasının doğru olmadığı, bakıcı gideri alacağının ayrı teminat kapsamında olması nedeniyle bu talebin diğer tazminat kalemlerinden ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiği hususlarına ilişkindir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan geçici ve sürekli malûliyet zararı ile tedavi gideri ve bakıcı gideri tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır.
Dosya kapsamında temin edilen İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 04/04/2016 tarihli raporu ile meydana gelen kaza sonrasında yapılan tedaviler sonucu davacıdaki arızaların fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli malûliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden 6 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Söz konusu raporda davacı tarafça dosyaya sunulan ve dikkate alınması gerektiği belirtilen Şişli Hamidiye Etfal Eğitim Araştırma Hastanesinin 08/07/2014 tarihli Engelli Sağlık Raporu da değerlendirilmek suretiyle rapor düzenlenmiştir. Rapor kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmiştir. Şişli Hamidiye Etfal Eğitim Araştırma Hastanesinin 08/07/2014 tarihli Engelli Sağlık Raporu hangi mevzuata göre düzenlendiği belli olmayan ve sadece davacıdaki engel oranını belirleyen nitelikte bir rapor olup Yargıtay uygulamalarına göre hükme esas alınabilir bir rapor değildir. Bu itibarla ATK raporu ile aralarında çelişki bulunduğu hususu ileri sürülemeyecektir. Kaldı ki vücut fonksiyon kaybı oranı ile özürlülük oranı birbirinden farklı kavramlar olup Yargıtay uygulamalarına göre vücut fonksiyon kaybı oranının dikkate alınarak hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemece ATK raporu esas alınarak karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 04/04/2016 tarihli raporu ile davacının iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Ancak sağlık kurulu raporlarındaki iyileşme süresine ilişkin açıklamalar mutlaka bakıcı gideri isteme hakkı vermez. Böyle bir istekte bulunabilmek için çok daha özel durumlar gereklidir. Yaralama ağır olmalı, hastaneden çıktıktan sonra evdeki iyileşme aşamasında belli bir süre yatağa bağlılık söz konusu olmalıdır. İyileşme süresinde bakıcıya gereksinim olduğu davacı tarafça kanıtlanmalıdır.
Somut olayda hükme esas alınan ve Adli Tıp Uzmanı doktor olduğu anlaşılan Dr. Remzi Şendil tarafından düzenlenen raporda, davacının geçici iş göremez olduğu dönemde 1 ay refakat(bakıcı) gideri olabileceği açıklanmış ve bu döneme ilişkin bakıcı gideri tazminat hesaplamasında dikkate alınmıştır. Söz konusu bu rapor davacı tarafa tebliğ edilmiş, ancak davacı tarafça rapora karşı bu hususta herhangi bir itirazda bulunulmadığına göre, daha fazla bakıcı gideri zararı olduğunun kanıtlandığından söz edilemeyecektir.
ATK raporu ile sabit olduğu üzere, davacıdaki arızalar fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olup, sürekli maluliyet söz konusu değildir. İyileşme süresi ise kaza tarihinden itiaren 6 aya kadar uzayabilecektir. Davacıdaki yaralanmanın ağır olmaması, tedavi sürecinin uzun sürmemesi, yatağa bağlılığın söz konusu olmaması, iyileşme süresi içinde bakıcı gideri yapılmış olduğu hususunun davacı tarafça usulüne uygun şekilde ileri sürülüp ispat edilememesi karşısında, Mahkemece davacı tarafın tedavi gideri talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1- İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2016 tarih ve 2014/1182 E., 2016/975 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
1/1-Davacının istinaf talebi nedeniyle alınması gerekli 35,90-TL karar ve ilâm harcından davacı tarafça yatırılan 31,40-TL istinaf karar ve ilâm harcının mahsubu ile bakiye 4,50-TL karar ve ilâm harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
1/3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/7/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.26/04/2018.