Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/741 E. 2018/388 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/741
KARAR NO : 2018/388
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2017
NUMARASI : 2017/1140 E- 2017/1140 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 12/04/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; 22.07.2008 tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki trafik sigortası bulunmayan .. plâka sayılı traktör ile .. plâka sayılı motosikletin çarpışması sonucunda gerçekleşen trafik kazası sonucunda …. plâkalı motosiklet sürücüsü olan vekil edeni ….’nın yaralanarak %10 oranında beden gücü kaybına uğradığı, olay nedeniyle tutulan kaza tespit tutanağındaki belirlemelere göre kazanın meydana gelmesinde …’ın asli vekil edeninin ise tali kusurlu bulunduğu, Güvence Hesabına yapılan başvurunun ise reddedildiği belirtilerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydı ile 15.001,00-TL kalıcı beden gücü kaybı tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalı Güvence Hesabından tahsiline karar verilmesini istemiş, 24.10.2016 günlü dilekçe ile istek miktarını 48.343,00-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır.
Güvence Hesabı vekili cevabında özetle; 22/07/2008 tarihinde ….plâka sayılı traktör ile …. plâka sayılı motosikletin çarpışması sonucunda meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü olan davacının yaralanarak malûl kaldığını ancak Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan 2008/5365 sayılı soruşturma kapsamında … plâkalı araç sürücüsü …. ile başvuru sahibi arasında uzlaşma sağlandığını ve bunun uzlaşma teklif tutanağı ile açıkça belirlendiğini, uzlaşma nedeni ile Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, bu durumda davacının görülmekte dava konusunu oluşturan taleplerinden feragat ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komiyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; 22.07.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasına karışan ve trafik sigortası bulunmayan … plâka sayılı araç ile davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucunda gerçekleşen trafik kazasında davacının yaralanarak %10 oranında malûl kaldığı, olayın gerçekleşmesinde davacının %25 oranında, sigortasız traktör sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu bulunduğu, bu hususun taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, davalı yanın savunmasında dile getirdiği uzlaşma tutanağının savcı veya hakim huzurunda yapılmaması nedeniyle geçerli bir uzlaşma niteliğini taşımadığı görüşünden hareketle benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda başvurunun kabûlü ile 48.343,00-TL tazminatın 16.03.2016 tarihinden işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı Güvence Hesabından tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; Güvence Hesabının Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine, itirazın reddine karar verilmiş, itiraz hakem heyeti kararına karşı Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; cevap dilekçesindeki nedenlerle aynı olup; ayrıca tahkim yargılaması sırasında kusur oranı belirlenmesi yoluna gidilmeden %100 kusur oranına göre tazminat belirlemesinin hatalı olduğu ve davacı taraf lehine hükmedilen vekâlet ücretinin de usûl ve yasaya aykırı olarak belirlendiği hususlarına yöneliktir.
Dava trafik kazası sonucu meydana gelen kalıcı beden gücü kaybı zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.
İstinaf edenin sıfatı ve istinaf nedenlerine göre yapılan değerlendirme sonucunda, dosya kapsamından tahkim yargılaması sırasında davacının yaralanması ile sonuçlanan kazadaki sürücü kusurlarının belirlenmesi bakımından uzman bilirkişi raporu alınmadığı, kaza tespit tutanağındaki kusura ilişkin belirleme ve açıklamaların %25-%75 kusur oranlarına karşılık geleceği görüşünden hareketle yapılan zarar hesaplamasına ilişkin aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf cevap dilekçesinde; kaza tespit tutanağındaki kazanın meydana gelmesindeki taraf kusurlarına ilişkin belirlemeye karşı herhangi bir itirazda bulunmamış ise de; hükme esas alınan aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen ve tarafların olayda %75-%25 kusurlu oldukları kabûl edilerek yapılan tazminat hesaplamasına ilişkin raporun kendilerine 24.10.2016 günlü e-posta yoluyla tebliğ edilmesi üzerine, bu rapora karşı 26.10.2016 günlü dilekçe ile itiraz edilerek sigortasız araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunun kabûl edilerek yapılan hesaplamanın kabûl edilemez olduğu ileri sürülerek usûlüne uygun şekilde rapor alınması isteğinde bulunulduğu belirlenmiştir.
Kazanın çift taraflı trafik kazası oluşu, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda kimsenin davacı ve şikayetçi olmadığının anlaşılması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, davalının yargılama sırasında açıkça sigortasız araç sürücüsünün olayda %75 oranında kusurlu olduğunun kabûlüyle yapılan hesaplamayı kabûl etmediğini belirterek kusur oranlarının ne olduğunun tespit edilmesini istemesi karşısında; kaza tespit tutanağındaki kazanın nasıl gerçekleştiğine ilişkin belirlemenin %75-%25 kusur oranlarına denk geldiği şeklindeki herhangi bir somut veriye dayanmayan ve kusur bakımından uzman olmayan bilirkişi değerlendirmesine bağlı kalınarak karar verilmiş olması isabetsizdir. Bu durumda tahkim komisyonunca, yargılamanın tahkim yargılaması da olduğu dikkate alınarak İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi heyetinden alınacak kusur raporu ile kaza tespit tutanağı, ceza kovuşturmasına ilişkin dosya, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre tarafların olaydaki kusur oranlarının ne olduğunun hususunun belirlenmesi ve ondan sonra zarar hesaplaması yoluna gidilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken bunun yapılmamış olması HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca yerinde görülmediğinden davalının bu yönü amaçlayan istinaf itirazının kabûlü gerektiği, belirlenen duruma göre diğer istinaf istemlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf isteğinin açıklanan nedenle KABULÜ ile istinaf istemine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Hakemi’nce verilen 20.02.2017 gün 2016/İ.3793-2017/İHK.574 sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna GÖNDERİLMESİNE, davalının öteki istinaf itirazlarının ise, bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,
3- Peşin olarak davalı tarafından yatırılan 154,30-TL başvurma harcından alınması gereken 85,70-TL’nin düşümü ile kalan 68,60-TL ile, yatırılan 31,40-TL maktu karar ve ilam harcının talep halinde davalıya İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin tahkim komisyonunda verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.12/04/2018.