Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/702 E. 2018/484 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/702
KARAR NO : 2018/484
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/01/2017
NUMARASI : 2017/283 2017/283
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/05/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu’na sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; 20/03/2016 tarihinde davalı …Ş. tarafından genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın Ankara Yenimahalle İvedik Caddesinde seyir halindeyken virajı alamaması nedeniyle, önünde seyreden …plakalı kamyonete çarpması şeklinde meydana gelen kazada, aracın hasara uğramış olduğunu, sigorta eksperi tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda aracın pert-total uygulamasına tabi tutulması gerektiğinin belirtildiğini ve aracın tazminat tutarının 59.000,00-TL. olarak belirlendiğini, sigorta eksperine hizmetinin karşılığı olarak KDV dahil 1.329,00-TL. ödeme yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, hasar tazminat bedeli ve ekspertiz ücreti masrafı olarak şimdilik 1.000,00-TL. zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 14/10/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 40.949,66-TL.’ye yükseltmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesi ile; davanın kısmi dava olarak açılmasının usule aykırı olduğunu, dosya içerisindeki beyanlardan kazanın çift taraflı olarak meydana geldiği, alkol muayenesinin yapılmadığı, hastaneye gitmeye gerek duyulmadığının anlaşıldığını ancak kazanın oluş şekline göre yaralanma yaşanması ve hastaneye gidilmesinin gerektiğini, olaya ilişkin olarak hiçbir tutanak tutulmadığını ve kazayı ispata yarar hiçbir delile dayanılmadığını, meydana gelen hasar ile beyanın uyumlu olmadığını, ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, talebin teminat dışı bulunduğunu belirterek talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; dosya kapsamında bilirkişi Murat Vural tarafından düzenlenen 23/09/2016 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda sigorta şirketinin iddiasını somut delilerle ispat edebildiği, başvuran tarafın taleplerinin teminat kapsamına girmediğinden talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince yapılan itiraz üzerine itiraz hakem heyetince, dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitlerin esas alınması gerektiği, bu tespitler dikkate alındığında araçtaki hasar izleri ile tutanakta belirtilen kazanın oluş şekli açıklamasının uyumlu olmadığı, davacı tarafça her ne kadar talep konusu hasarın kasko himayesine girmediğinin davalı … şirketince ispat edilmesi gerektiği ileri sürülse de, dosyada mevcut hasar araştırma raporunda ortaya konulan bulgularla davacının iddiaları ve kaza tutanağının örtüşmediği gibi davacının iddiaları ile bilirkişi raporunda yapılan tespit ve değerlendirmelerin de çelişmekte olduğu, bu sonuçta hasar olayının başvuranın iddia ettiği gibi gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, söz konusu çelişkiler nedeniyle ispat yükü kendisinde olan başvuru sahibinin olayın doğruluğunu ispat edemediği için hasar olgusunun kasko kapsamına girip girmediğinin ispatına dair ispat külfetinin sigorta şirketinde olduğu yönündeki itirazına itibar edilmediği değerlendirilerek itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davacının 20/03/2016 kaza tarihinde ihbar yükümlülüğünün yerine getirdiği, kaza ile hasarın uyumsuz olduğuna dair ispat yükünün sigorta şirketine ait olduğu, hasarın teminat dışı olmadığı gibi teminat dışında kaldığının ispatı yükünün sigorta şirketine ait olduğu, hesap bilirkişi tarafından düzenlenen raporun hasar miktarı yönünden yetersiz olduğu, araçtaki hasarın tespit edilmesi için yaptırılan ekspertiz incelemesi için ödenen ücretin tahsiline karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin hatalı bulunduğu hususlarına ilişkindir.
Dava, trafik kazası nedeniyle kazaya karışan araçta meydana gelen hasar ile hasarın tespiti için ödenen ekspertiz ücretinin kasko sigorta poliçesini düzenleyen davalı … şirketinden tahsil talebine ilişkin bulunmaktadır.
TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)
Somut olayda riskin gerçekleştiği sabit olup, bu riskin farklı şekillerde gerçekleştiği iddiasını davalı sigortacı ispat etmek zorundadır. Sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil, iddia ettikleri şekilde gerçekleştiğini ve bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir.
Dosya kapsamında, kazanın 20/03/2016 tarihinde saat 14:30 ‘da davacının maliki olduğu ve …’ın sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile …’in sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın çarpışması şeklinde meydana geldiği, kaza sonrasında her iki araç sürücüsü tarafından 20/03/2016 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının düzenlendiği, davacıya ait aracın davalı …Ş. tarafından genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış olduğu, kazanın poliçe başlangıç ve bitiş tarihleri içerisinde meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında, tahkim komisyonunca görüşüne başvurulan bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda da kazaya karışan davacıya ait aracın ön camının sürücü tarafında baş çarpması sonucu çatlama oluştuğu, bu derece şiddetli bir baş çarpması sırasında sürücünün başından yaralanmasının kaçınılmaz olacağı, ancak dosya içerisinde sürücü ….’ın kazadan sonra yaralandığı yönünde herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığı, araçtaki hasarlı parçalar incelendiğinde çarpmanın oldukça şiddetli olduğunun anlaşıldığı, bu aracın çarptığı belirtilen …. plakalı araçta da ciddi hasar oluşmasının kaçınılmaz olduğu, ancak dosya içinde bu aracın kaza yerinden çekici marifetiyle çekildiği ve hasar gördüğü yönünde herhangi bir bilgi ve belgenin mevcut olmadığı, başvuru sahibi tarafından dosyaya sunulan özel ekspertiz raporunda aracın sağ ön emniyet kemerinin, arka orta emniyet kemerinin, arka sağ ve sol emniyet kemerlerinin hasarlı olduğunun belirtildiği, bu parçaların hasar görmesi için aracın ön sağ koltuğunda, arka koltuklarında toplam dört yolcunun oturması ve kaza sırasında emniyet kemerlerinin takılı olması ve darbe anında öne doğru savrularak emniyet kemeri tokalarının kilitlenmesine neden olmaları gerektiği, ancak dosya içinde kaza anında araçta sürücü dışında dört yolcu olduğuna dair bir bilgi ve belgenin mevcut olmadığı, bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, araçtaki hasar izleri ile tutanakta belirtilen kaza oluş şekli açıklamasının uyumlu olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda ile aracın ön ve arka kemerlerinin bu şekilde hasar görebilmesi için araçta en az 4 yolcu bulunması ve kemerlerin takılı olması gerektiği belirtilmektedir. Ancak bu husus aracın, sürücü …. dışında biri tarafından kullanıldığını göstermemektedir. Araçta sürücü dışında başka yolcuların da bulunup bulunmaması hususu sigorta şirketini sorumluluktan kurtaran bir durum değildir. Yine kaza çift taraflı olarak meydana gelmiş, kaza tespit tutanağı da her iki araç sürücüsü tarafından düzenlenerek imzalanmıştır. Bu tutanağa göre davacıya ait…. plakalı aracı kullanan kişi ….’dır. Davalı … şirketi bunun aksini ispat edebilmiş değildir. Ayrıca kaza tarihi ile dosyada bilirkişi tarafından raporun düzenlendiği tarih arasında 1 aylık süre mevcut olup, aracın ön camının sol tarafındaki çatlak izlerinin kaza anında mı veya sonrasında mı olduğuna ilişkin somut bir delil dosyada bulunmamaktadır.
Yukarıda anılan Kanun hükümleri gereği ispat yükü üzerinde bulunan davalı sigortacı ispata yarar somut delil getirememektedir. Davalı sigortacının oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre kazada davacı tarafın sürücü değişikliği yaptığı hususu inandırıcı delil ile ispat edilememiştir. Davalı … şirketi araçta meydana gelen hasar bedelinden sorumludur.
Davalı … şirketince yaptırılan ekspertiz çalışması sonucu düzenlenen ekspertiz raporu ile araçtaki hasar miktarı 40.949,66-TL olarak belirlenmiş ve tramer kayıtlarına hasar bedeli olarak bu miktar kayıt edilmiştir. Bilirkişi raporu ile de araçtaki hasar bedelinin 40.949,66-TL olabileceği tespit edilmiştir. Dolayısıyla araçta meydana gelen hasar bedelinin 40.949,66-TL olduğunun kabulü gerekmektedir.
Davacı taraf, kazaya uğrayan araç için almış olduğu ekspertiz raporu için ödemiş olduğu ücreti de talep etmekte ise de, dava değerinin başlangıçta ekspertiz ücreti de dahil olmak üzere 1.000,00-TL olarak gösterilmesi, ıslah dilekçesi ile bu miktarın 40.949,66-TL’ye yükseltilmesi, bu miktarın araç hasar bedeline denk gelmesi nedeniyle taleple bağlılık ilkesi gereğince bu miktar üzerinden hüküm kurulması gerekmektedir.
Bu itibarla yargılamanın tahkim yargılaması oluşu da dikkate alındığında, sigorta tahkim komisyonunca davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı tarafın istinaf talebinin kabulüne, sigorta tahkim komisyonu tarafından verilen kararın kaldırılmasına, bilirkişi raporu ile tespit edilen 40.949,66-TL hasar tazminatının davalı … şirketinden tahisil yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1- Davacı vekilince, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 22/11/2016 tarih ve 2016/İ.3466-2016/İHK-3496 sayılı kararına karşı yapılan istinaf talebinin yukarıda gösterilen nedenlerle KABULÜNE,
1/1- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davacı tarafa İADESİNE,
1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
1/3- Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 154,30-TL istinaf yoluna başvurma harcının talebi halinde davacı tarafa İADESİNE,
1/4- Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
2- Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 22/11/2016 tarih ve 2016/İ.3466-2016/İHK-3496 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2/1- Davacı tarafça açılan davanın kabulüne, taleple bağlılık ilkesi gereğince, 40.949,66-TL tazminatın 02/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A. Ş.’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
2/2- Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 5684 Sayılı Kanunun 30/17 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17/2. maddesi gereğince belirlenen 4.854,46-TL vekâlet ücretinin davalı … A. Ş.’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
2/3- Davacı tarafça Sigorta Tahkim Komisyonu nezdindeki yargılama sırasında yapılan 100,00-TL başvuru ücreti, 514,00-TL ıslah harcı, 300,00-TL bilirkişi ücreti, 625,00-TL itiraz ücreti olmak üzere toplam 1.539,00-TL yargılama giderinin davalı … A. Ş.’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
2/4-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.10/05/2018.