Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/701 E. 2018/352 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/701
KARAR NO : 2018/352
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/10/2016
NUMARASI : 2016/3645E. – 2016/3645 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/04/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plâka sayılı aracın 02/08/2014 tarihinde karıştığı trafik kazasında yolcu konumunda bulunan vekil edeninin yaralanararak en az %3 oranında malûl kaldığını belirterek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 20.000,00-TL sakatlık tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsilini istemiş, 06.05.2016 günlü havale günlü dilekçe ile de istek miktarını 41.000,00-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır.
Davalı … şirketi vekili cevabında; vekil edeni şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plâka sayılı aracın, 02.08.2014 tarihinde karıştığı trafik kazasında, kazaya karışan diğer … plâka sayılı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralanması üzerine SGK’ca kendisine 21.619,62-TL geçici işgöremezlik tazminatı ödemesi yapıldığını ve vekil edeni şirket tarafından SGK’ya bu bedelin rucuan ödendiğini, dolayısıylı yapılan bu ödemenin belirlenecek tazminat miktarında dikkate alınması gerektiğini, ayrıca davacının kaza tarihindeki gerçek gelirinin hesaplamaya esas alınmasını istediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plâka sayılı aracın 02/08/2014 tarihinde karıştığı çoklu trafik kazasında … plâka sayılı servis aracı içinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, %3 oranında malûl kaldığı, SGK’ca yapılan 21.619,62-TL’lik ödemenin geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin bulunduğu, bu nedenle sürekli işgöremezlik tazminatından düşülmesinin gerekmediği, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsün tam kusurlu, yolcu olarak davacının ise kusursuz bulunduğu, davalı … şirketinin temerrüt tarihinin 15.02.2016 olduğu benimsenmek suretiyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporları doğrultusunda başvurunun kabûlü ile 41.000,00-TL malûliyet tazminatının 15.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; davalı … şirketi vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine, itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya yapılan geçici işgöremezlik ödemesi bulunduğundan, sürekli işgöremezlik tazminatı hesaplamasının geçici işgöremezlik süresinin bittiği tarihten başlatılması gerekirken, hesaplamanın kaza tarihinden yapılmasının hatalı olduğu, ayrıca hesaplamada kullanılan gelir ile hüküm altına alınan faiz türünün de yanlış belirlendiği hususlarına yöneliktir.
İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenlerine, davacı vekilinin istinaf başvurusuna cevabındaki açıklamaları ile yargılama sırasındaki tüm taraf beyanları dikkate alındığında; davanın trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik zararının giderilmesi isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İlke olarak sürekli işgöremezlik dönem zararına ilişkin bir talep varsa ve hesaplama da bu döneme ilişkin olarak yapılacaksa, zarardan geçici işgöremezlik döneminde Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan ödemelerin düşülmemesi doğrudur. Ne var ki bu durumda zarar hesabının sürekli işgöremezlik durumuna girilen tarihten başlatılması gerekir.
Somut olayda zarar görenin 02.08.2014 olan olay tarihi ile 07.02.2015 tarihi ve 25.06.2015-28.06.2015 tarihleri arasında raporlu olduğu ve bu dönemde kendisine geçici işgöremezlik ödendiği ve 28.06.2015 tarihinden itibaren çalışabileceğinin belirlendiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile Sosyal Güvenlik Kurumunca gönderilen cevabı yazı ve eklerinden anlaşılmaktadır. Bu durumda sürekli işgöremezlik dönemine ilişkin olarak bir zarar hesabı yapılacaksa öncelikle davacının hangi tarihte sürekli işgöremezlik durumuna girdiğinin belirlenmesi ve bundan sonra sürekli işgöremezlik durumunun başladığı tarihten itibaren zarar hesabının yapılması gerekir. Aksine bilgi ve belge olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca çalışabilir kararını verdiği tarihte geçici işgöremezlik durumunun sona erdiğinin kabûlü gerekir.
Görülmekte olan davada hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda sürekli işgöremezlik durumunun olay tarihinden başladığı kabûl edilerek hesaplamanın buna göre yapıldığı belirgin olup bu hesaplama biçiminin yukarıda açıklanan ilkelere uygun olmadığı ortadadır. Öte yandan eğer hesaplama geçici işgöremezlik dönemini de içine alır biçimde ise diğer bir ifade ile geçici işgöremezlik dönem zararı da hesaplanmış ise Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenen ve rucua tabi olan geçici işgöremezlik ödemesinin de tazminattan indirilmesi gerektiği açıktır.
Böyle olunca ve özellikle davacının talebinin sürekli işgöremezlik dönem zararına yönelik bulunduğuna ilişkin safahattaki beyanları da dikkate alındığında sürekli işgöremezlik durumunun başladığı tarihin belirlenmesi ve ondan sonra zarar hesabının yapılması gerekirken olay tarihinden itibaren sürekli işgöremezlik durumuna girildiği şeklindeki kabûl ile zarar hesaplaması yoluna gidilmesi isabetsizliktir. Mahkemece açıklanan şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmadan yazılı biçimde davanın kabûlüne karar verilmiş olması , HMK.m. 353/1-a/6 hükmü kapsamında yerinde görülmediğinden;davalının bu yönü amaçlayan istinaf itirazının kabulüne; belirlenen duruma göre, diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilerek, aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davalı … A. Ş. vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile; istinaf talebine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 23/09/2016 gün ve 2016/İ.2341 -2016-/İHK.2458 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna GÖNDERİLMESİNE, davalının diğer istinaf itirazlarının ise, bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,
3-Davalı … A. Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 143,50-TL başvurma harcından, alınması gereken 98,10-TL başvurma harcının düşümü ile kalan 45,40-TL başvurma harcı ile fazladan alınan 29,20-TLmaktu istinaf karar harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin Sigorta Tahkim Komisyonunca yeniden yapılacak yargılama sonunda hükümle birlikte değerlendirilmesine,
HMK. M.353/1-a/6 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.05/04/2018.