Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/687 E. 2018/165 K. 16.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/687
KARAR NO : 2018/165
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2017
NUMARASI : 2014/662- 2017/456
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/02/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün kusurlu hareketleri ile 04/08/2013 tarihinde davacıya ait … plakalı araca çarpması sonucunda hasar oluştuğunu, vekil edenine ait araçta oluşan hasarın Almanya’da bulunan hasar bilirkişisi tarafından düzenlenen 26/08/2013 günlü ekspertiz raporuna göre; 5.112,48 Euro olarak tespit edildiğini, eksper giderininde 731 Euro olduğunu; sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda hasar dosyası açılmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek vekil edeninin ikametgahının Almanya olması ve aracında Alman plakalı bulunması nedeniyle toplam 5.843,48 Euro maddi tazminatın kaza tarihi olan 04/08/2013 tarihinden 3095 sayılı yasanın 4/c maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı sigrota şirketi vekili cevabında; kazaya karışan … plaka sayılı aracın ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, sorumluluğun bu poliçe kapsamında sigortalının kusuru oranında limitle sınırlı bulunduğunu, ancak trafik kazası tespit tutanağından da anlaşılacağı üzerine olayın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün hiç bir kusuru bulunmadığı belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; olayın gerçekleşmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu bulunduğu benimsenmek suretiyle davanın kabulü ile 5.843,48 Euro tazminatın kaza tarihi olan 04/08/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesinde belirtilen faiz oranları uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigrota şirketi vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; kusurun hatalı belirlendiği, raporlara ilişkin itirazların dikkate alınmadığı ve davalı araç sürücüsünün olayda %100 kusurlu olduğuna ilişkin son raporun kendilerine bildirilmemesi ile savunma haklarının kısıtlandığı, kabule göre de; faizin başlangıcının ve cinsinin tespitinde yanılgı bulunduğu, araç hasar miktarı ile ekspertiz gideri içeriğinin denetimden uzak olduğu hususlarına yöneliktir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir.
1- Davacı taraf aracı yabancı plakalı olup; trafik kazasından sonra Almanya’ya dönülmüş ve orada araçtaki hasarın tespitine ilişkin olarak ekspertiz raporu alınmıştır. Davacı vekili ekspertiz raporu ve Türkçe tercümesini dosyaya sunarak belirlenen 5.112,48 Euro hasar bedeli ile birlikte eksper gideri olan 731 Euro’nun davalı sigorta şirketinden tahsilini istemiştir. Davacıya ait araç yabancı plakalı olduğu ve kaza sonrası Almaya’ya dönülmüş bulunduğu ve bu nedenle araçtaki hasarın burada belirlendiği, aracın Türkiye’de tamir edilmesi zorunluluğunun da bulunmadığı değerlendirildiğinde, aracın Almanya’da tamir edilmesi halinde ödenecek olan tamir bedeli ile bu tamir bedelinin kanıtlanması için gerekli eksper giderine hükmedilmesinde ve faiz cinsininde 3095 sayılı yasanın 4/A maddesinde belirtilen şekilde tespitinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
2-Davalı vekilinin kusura ve faiz başlangıcına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; yargılama sırasında görüşüne başvurulan Makine Yüksek Müh. Prof Dr. … tarafından düzenlenen 14/07/2015 günlü raporda, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın %25 oranında, davacı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu bulunduğu belirtilmiştir. Bu belirlemeye yapılan taraf itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişiden alınan 25/01/2016 ve 03/10/2016 günlü ek raporlarda da aynı değerlendirme teyit edilmiş olduğu ve esasen aynı yöndeki değerlendirme 03/04/2017 günlü son ek raporda da tekrarlandığı halde, olayın davacı tarafın iddia ettiği şekilde olduğu kabul edilirse, %100 oranında kusurun sigortalı araç sürücüsünde olacağı şeklinde bir belirleme yapıldığı ve mahkemece bu son belirleme esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Dosya arasında tüm kayıt ve belgeler kaza tutanağındaki saptamalar ile tanık beyanları değerlendirildiğinde; sürücü …’ın sevk ve idaresindeki davacıya ait … plaka sayılı araçta sağ şeritte gitmekte iken arkadan gelmekte olan sigortalı araç sürücüsünün sollama yapması sırasında sollama yapan aracı fark etmeyerek şerit değiştirmeye çalışması sırasında çarpışmanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Böyle bir kazanın oluşumunda sollama yapan aracın varlığına rağmen hatalı şerit değiştirmeye çalışan aracın ve arkadan hızla gelerek sollama yapan aracın her ikisininde kusurlu olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Bu durumda, uzman kusur bilirkişisi tarafından düzenlenen 14/07/2015 günlü rapordaki kusur oranlarına ilişkin belirleme ve değerlendirmenin olaya, oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi karşısında hükme esas alınması gerekirken varsayımsal olarak sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olabileceğine dayalı değerlendirmenin esas alınmasında isabet bulunmamaktadır.
3-Bundan ayrı davacı taraf hasar bedelinin tazmini için davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, ve fakat ödeme yapılmadığını ileri sürmektedir. Dosya arasında mevcut kayıt ve belgelere göre; davacı tarafın ihbar tarihinin 28.10.2013 olduğu ve başvurusunun davalı sigorta şirketi tarafından ” araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığından bahisle ” reddedildiği anlaşılmaktadır. Davalı hasara neden olan karşı aracın ZMSS şirketidir. 2918 sayılı KTK’nun 99/1maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.b maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü olarak belirlenmiştir. Bu durumda davalı sigorta şirketinin temerrüte düştüğü tarihin 08/11/2013 olduğu ve faiz başlangıcınında bu tarihten başlatılması gerektiği belirgindir. Açıklanan nedenle; mahkemece faizin temerrüt tarihinden başlatılması gerekirken kaza tarihinden başlatılması isabetsizdir. Ancak bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden istinaf yasa yoluna başvuranın davalı oluşu nedeniyle kazanılmış hakları bulunduğu, harcın da kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.(HMK.m.353/1-b/2)
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-İstinaf isteminde bulunan davalı … Sigorta A.Ş vekilinin itirazlarının, yukarıda (2) ve (3) sayılı bendlerde gösterilen nedenlerle KABULÜNE, Öteki itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE,
2-İstinaf karar ve ilam harcı olarak alınan 293,45-TL harcın istek halinde davalı … Sigorta A.Ş’ye İADESİNE,
3-İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-İstinaf aşamasında davalı sigorta sirketi tarafından yapılan giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf istemine konu ve başlıkta yazılı İstanbul Anadolu 4, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2017 gün ve 2014/662-2017/456 sayılı kararının KALDIRILMASINA;
5/1- DAVANIN KISMEN KABULÜ ile, 1.460,87 Euro tazminatın temerrüt tarihi olan 08/11/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4A maddesinde belirtilen faiz oranları uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişen isteğin REDDİNE,
5/2- Harçlar yasasına göre alınması gerekli 293,45 TL harç, davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5/3- Davacı tarafından yatırılan 293,45 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5/4- Davacı tarafından sarf edilen 600,00 TL bilirkişi gideri ile 253,25 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 853,25 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları dikkate alındığında takdiren 213,32 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
5/5- Davada davacı vekille temsil edildiğinden, kabul edilen miktar yönünden avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 2.062,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5/6-Gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
HMK m.353/1-b/2 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK m. 362/1-a gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.16/02/2018.