Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/681 E. 2018/349 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/681
KARAR NO : 2018/349
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2016
NUMARASI : 2016/3504 E. – 2016/3504 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/04/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; vekil edeninin eşi destek …’ın, sevk ve idaresindeki trafik sigortası bulunmayan … plâka sayılı araçla 28.11.2012 tarihinde tam kusurlu bir şekilde yaptığı tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği, Güvence Hesabına 14.01.2016 tarihinde yapılan başvurunun 27.01.2016 tarihinde reddedildiğini belirterek (belirsiz alacak) fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı Güvence Hesabından temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle birlikte alınarak vekil edene verilmesini istemiş, 09.06.2016 günlü dilekçe ile de istek miktarını 182.280,00-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevabında; 28.11.2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybeden, trafik sigortası bulunmayan … plâka sayılı araç sürücüsü-maliki olan destek …’ın kaza anında alkollü olduğunu, kazanın kendi kusuru ile meydana geldiğini, bu durumda davacı taraf talebinin teminat dışı olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı isteğinde bulunulamayacağını, ayrıca TBK 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmiş olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, eğer sorumlulukları yoluna gidilecek olursa ölenin alkollü olması nedeniyle hesaplanan tazminat miktarının müterafik kusur indirimi yapılmasını istediklerini belirterek davaya karşı koymuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek 28.11.2012 tarihinde trafik sigortası bulunmayan araç sürücüsü olan desteğin tam kusuru neticesinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybetmesine bağlı olarak açılan davada, ölenin desteğinden yoksun kalan başvuru sahibin üçüncü kişi konumunda olduğu, desteğin kusurunun kendisine yansıtılamayacağı görüşünden hareketle benimsenen hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda, başvurunun kabûlü ile 182.100,00-TL tutarındaki destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 27.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Güvence Hesabından tahsiline karar verilmiş, Güvence Hesabı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine itirazın reddine karar verilmiş, itiraz hakem heyetine karşı davalı Güvence Hesabı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; cevap dilekçesindeki savunmaya ilişkin nedenlerle aynı olup ayrıca davacı taraf lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı bulunduğuna yöneliktir.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm nedeniyle, ölenin desteğinden yoksun kalan eşin açmış olduğu, destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir.
İstinaf isteğinde bulunan tarafın sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine; dosya içindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; hükme esas alınan uzman bilirkişi raporundaki belirlemelerin ve hesap yönteminin oluşa, yerleşmiş uygulamalara uygun denetime elverir gerekçeler içermesine; 28/11/2012 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü- işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmadığına; bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişi bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmemiş olmasına;5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/17.maddesinde ” talebi kısmen yada tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” dendiğine, anılan düzenlemenin davalı lehine – davacı taraf aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olduğu; davacı yararına – davalı aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin bulunmadığının belirgin olmasına; bu durumda davacı taraf yararına A.A.Ü.T uyarınca tam ve nispi vekalet ücreti tayin edilmesinde bir yanlışlık bulunmamasına göre; itiraz hakem heyetince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön belirlenemediğinden; yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.(HMK.m.353/1-b/1)
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 07/09/2016 gün ve 2016/İ.2211-2016/İHK-2315 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davalı Güvence Hesabı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı Güvence Hesabı tarafından peşin olarak yatırılan 143,50-TL başvurma harcından, alınması gereken 98,10-TL başvurma harcının düşümü ile kalan 45,40-TL başvurma harcı ile alınan 29.20-TLmaktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.05/04/2018.