Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/668 E. 2018/302 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/668
KARAR NO : 2018/302
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2016
NUMARASI : 2015/1359 E., 2016/1078 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Trafik KazasındanKaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/03/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirkete ait bir rögar kapağının yerinden çıkması sebebiyle davacı şirketçe sigortalı …plakalı aracın hasar gördüğünü, sigortalıya 6.869,29-TL ödeme yapıldığını, bu bedelin rücuen tahsili için Bursa ..İcra Dairesinin… esas sayılı dosyası ile takibe başlattıklarını, davalının takibe haksız biçimde itiraz ettiğini belirterek icra takibine yapılan itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın reddini istediklerini, davada halef olan sigortacının açtığı davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, rögar kapaklarının ise sürekli ve düzenli biçimde kontrol edildiğini, değişim ve onarım yapıldığını, Büyükşehir Belediyesinin gözetiminde ve denetiminde işlemlerin sürdürüldüğünü, görülen eksiklikler sebebiyle belediye zabıtasının tutanak tuttuğunu ancak kaza yerinde ve kaza tarihinde böyle bir tutanak yahut cezai müeyyide söz konusu olmadığını, rögar kapaklarının dışarıdan müdahale olmadan yerinden çıkmasının mümkün olmadığını, o tarihlerde herhangi bir bakım onarım da yapılmadığından kapağın yerinden oynatılmadığını, kaza tespit tutanağındaki verileri kabul etmediklerini ileri sürmüştür.
Mahkemece; temin edilen 01/09/2016 tarihli bilirkişi raporu doğrulsunuda, kazanın, karayolu üzerinde bulunan ve davalı kuruma ait olduğu tespit edilen rögar kapağının stabil olmamasından kaynaklandığı ve bu durumun karayolunu kullanan kişiler açısından tehlike arz ettiğini, bu sebeple davalı tarafın kazada tam kusurlu bulunduğu, sigortalı araç sürücüsünün kurallara uygun seyir ettiği, kazayı önlemek için alabileceği ilave tedbir bulunmaması sebebiyle sürücüye kusur atfedilemeyeceği kabul edilerek, açılan davanın kabulüne, Bursa …İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, karar verilmiş, kararar karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği, davalı kurumun olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı hususlarına ilişkindir.
Dava, davacı sigorta şirketine sigortalı aracın, davalı şirkete ait rögar kapağının yerinden çıkması sonucu uğramış olduğu hasarı tazmin eden sigorta şirketinin başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesi; TTK’nın 16/2. maddesinde “kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları” düzenlemesi benimsenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olayda; davacı … Sigorta A. Ş.’nin sigortalısı …olup, araç Wolksvagen marka kullanım şekli özel-hususi araçtır.Ticari nitelikte araç değildir.Davacının da halefiyete dayalı olarak dava açtığı gözönüne alındığında eylem her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmayıp,eylem haksız fiilden kaynaklanmaktadır.Bu durum karşısında davanın ticari nitelikte olmadığı gözetilerek; Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru olmamış, HMK 353/1-a(3) maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılması gerekmiştir.(Emsal; Yargıtay 17 HD 18.10.2017 gün 2016/17751E .-2017/9309 K.sayılı ilamı;Yargıtay17 HD 24.05.2017 gün 2016/2639E. -2017/5840 K. sayılı ilamı )
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2016 tarih ve 2015/1359 E., 2016/1078 K. Sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf isteminin KABULÜNE,
2- İstinaf talebine konu ve başlıkta yazılı İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353/1-a(3) maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere Mahkemesine geri GÖNDERİLMESİNE,
4- Davalı tarafından yatırılan 124,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde davalı tarafa iadesine,
5- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin yeniden yapılacak yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince dikkate alınmasına,
6- İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekâlet ücreti takdiren yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.353/1-a(3) gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.
22/03/2018.