Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/554 E. 2018/15 K. 11.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/554
KARAR NO : 2018/15
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2016
NUMARASI : 2013/46 E., 2016/811 K.
DAVANIN KONUSU : MADDİ TAZMİNAT
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/01/2018

Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; müvekkilinin maliki olduğu … plaka sayılı aracın, davalı sigorta şirketi nezdinde … poliçe nolu Motorlu Taşıtlar Kasko Sigortası ile sigortalı olduğunu, prim bedelinin müvekkili tarafından tam olarak ödendiğini, müvekkilinin otomobilinin 20/12/2012 tarihinde aracı emanet verdiği arkadaşı Yusuf Kalender’in fiili kullanımı altında Sakarya’dan, Kocaeli’ne doğru seyrederken, başka bir aracın arkadan hızla çarparak kaçması sonucu yol kenarı bariyerlerine vurarak durabildiğini, ağır şekilde hasara uğrayarak pert olduğunu, oluşan hasarın ardından davalı sigorta şirketine başvurarak hasar bedelinin ödenmesini talep ettiğini, ancak davalı sigorta şirketinin, müvekkilinin aracı kiraladığını gerekçe göstererek ödeme yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile hasar bedeli olarak şimdilik 1.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 29/08/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 31.000,00-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; öncelikle husumet itirazları bulunduğunu, poliçede ve araç ruhsatında rehinli alacaklı kaydının bulunması nedeniyle sigortadan tazminat talep etme hakkının öncelikle rehin hakkı sahibine ait olduğunu, sigorta ettirenin ancak rehinli alacaklının açık muvafakatını almak şartıyla sigortadan tazminat isteme hakkına sahip olduğunu, aksi halde davanın aktif husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, sigortalı aracın 3. şahıslara kiralandığını, bu duruma göre tahakkuk eden primin yanlış beyan sebebiyle düşük olduğunu, beyan edilenin aksine, poliçe dönemi içinde sigortalı aracın kısa süreli olarak 3. kişilere kiralanarak düşük prim tahakkukuna sebebiyet verilmesi ve gerçek durumun müvekkiline bildirilmemiş olması nedeniyle yapılacak olan tazminat ödemesine proporsiyon uygulanması gerektiğini, tahakkuk eden ve tahakkuk etmesi gereken prim oranına göre hasar tazminatının belirlendiğini, davacı Sigortalıya gönderilen mutabakat metninde tazminat miktarı tespit edilmiş olduğundan müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, müvekkili şirketin tazminat tespit sürecinde herhangi bir temerrüdünün söz konusu olmadığını, davacı tarafın da ikrar ettiği üzere, müvekkili şirket, tazminat miktarını tespit ederek davacıya bildirmesi nedeniyle yükümlülüğünü yerine getirdiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dosyada temin edilen rapor ve ek rapor ile davalı sigorta şirketince kasko sigortası ile sigortalanan aracın sürücü Yusuf Kalender yönetiminde iken meydana gelen kaza sonucunda hasara uğradığı, 81 DN 510 plâkalı aracın ikinci el piyasa değerinin 31.000,00-TL olduğu, toplam onarım masrafının 38.714,14-TL olduğu, aracın hasarlı hali ile değerinin (sovtaj değerinin) 13.500,00-TL olduğu, bu durumda uğranılan zararın 17.500,00-TL olarak tespit edildiği hususları dikkate alınarak davacı tarafça açılan davanın kısmen kabûl, kısmen reddine, 17.500,00-TL hasar bedelinin 24/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf sebepleri; meydana gelen kaza sonucu pert olan aracın kazadan önceki ikinci el bedeli kadar tazminata hükmedilmesi gerekirken mahkemece taleplerinin yanlış anlaşılarak aracın hasar bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğu, pert olan aracın halen serviste bulunduğu ve davacı tarafça aracın teslim alınmadığı, davacının aracı alma niyetinin bulunmadığını, bu şekilde ortaya koymuş olduğu aracın onarım masrafının aracın değerinden daha fazla olmasına rağmen taleplerinin yanlış anlaşılarak araç hasarının tahsiline karar verilmesinin hatalı bulunduğu hususlarına ilişkindir.
Dava, davalı sigorta şirketince kasko sigortası ile sigortalanan…. plâkalı aracın hasar bedelinin tazmini talebine ilişkin bulunmaktadır.
Dosya kapsamı ile aracın 20/12/2012 tarihinde kaza yaptığı ve hasara uğradığı sabittir.
Yargılama aşamasında temin edilen 15/07/2014 tarihli bilirkişi raporu ve 23/02/2016 havale tarihli bilirkişi ek raporu ile davalı sigorta şirketince kasko sigortalı … plâkalı aracın ikinci el piyasa değerinin 31.000,00-TL olduğu, aracın toplam onarım masrafının 38.714,14-TL olduğu, aracın hasarlı hali ile değerinin (sovtaj değerinin) 13.500,00-TL olduğu, uğranılan zararın 17.500,00-TL olduğu tespit edilmiştir. Bu hususlarda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.1.2.1 maddesine göre “onarım masrafları sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabûl etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır, bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı talep ettiği takdirde sigortacının malı olur” bu madde hükmüne göre davalı sigorta şirketinin meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup sigortalı araç hurdasını sigorta ettiren kendisine verilmesini açıkça istemedikçe hasarlı aracın sigortacının uhdesinde bırakılacaktır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 05/10/2017 tarih ve 2016/12266 E., 2017/8673 K. Sayılı kararı). Davacı vekili dava dilekçesi ve yargılama sırasındaki beyanlarında sigortalı aracın kendilerinde kalmasını istediklerine ilişkin bir beyanda bulunmadığı gibi aracın halen serviste bulunduğunu ve aracı alma niyetlerinin bulunmadığını belirtmiştir. Bu durumda onarım masrafı, aracın ikinci el piyasa değerinden daha fazla olan aracın ikinci el piyasa değerinin tazminat olarak davacıya ödenmesi gerekmektedir. Davacı vekili dava dilekçesinde; kaza sonucu tam olarak hasarlanan (pert olan) aracın kasko bedelinin davalı sigorta şirketince kendilerine ödenmediği, tam zarar gören aracın bedelinin ödenmesini talep ettikleri şeklinde beyanda bulunduktan sonra dava dilekçesinin sonuç kısmında tam ziyan ile hasarlanan aracın hasar bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline şeklinde bir beyanda bulunmuş olup dilekçe içeriği ile sonuç kısmı arasında bir çelişki bulunmaktadır. Ancak davacı vekili dosyada temin edilen rapor ve ek raporlardan sonra sunmuş olduğu 29/08/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini aracın ikinci el piyasa değeri olan 31.000,00-TL’ye yükseltmiştir. Bu husus dikkate alındığında davacı vekilinin aslında aracın ikinci el piyasa değerinin kendilerine tazminat olarak ödenmesini istedikleri anlaşılmaktadır.
Bu hale göre mahkemece, davacı tarafın talebinin aracın ikinci el piyasa değeri miktarındaki tazminatın tahsili şeklinde değerlendirilerek davanın ıslah edilmiş şekliyle kabûl edilerek 31.000,00-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme yapılarak aracın hasar bedeli olarak belirlenen 17.500,00-TL’nin tahsiline karar verilmesi hatalı bulunmaktadır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden mahkemece verilen hükmün kaldırılarak, davacı tarafça açılan davanın ıslah edilmiş şekliyle kabûlüne yönelik hüküm kurulması gerekmiştir. (HMK. 353/1-(2)
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2016 tarih ve 2013/46 E., 2016/811 K. Sayılı kararına karşı davacı vekilince yapılan istinaf talebinin KABULÜNE,
1/1- Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE,
1/2- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
1/3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
2- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2016 tarih ve 2013/46 E., 2016/811 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2/1- Davacı tarafça açılan davanın KABULÜNE, 31.000,00-TL tazminatın 24/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2/2- Alınması gerekli 2.117,61-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 24,30-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 512,35-TL olmak üzere toplam 536,65-TL harcın mahsubu ile; 1.580,96-TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2/3- Davacı tarafça yapılan ve 24,30-TL başvurma harcı, 24,30-TL peşin harç, 512,35-TL ıslah harcı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 428,00-TL tebligat, yazışma ve posta gideri olmak üzere toplam 2.188,95-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2/4- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
2/5- Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 3.720,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK. m. 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/01/2018.